fener yönetiminin resmen mal gibi yabancı oyuncu idare ettiğini, habire basına sunduğu açıklamalarla yansıtmakta ve fanatik fenerlilerin nefretini üzerine çekmektedir şu günlerde. geçenlerde bunları şampiyonlar liginde çeyrek finali oynatan kadronun iki stoperinden biri edu da benzer açıklamalar yapmıştı. öyle laflar söylüyorlar ki sanki gazze'Den kaçıp gelmişler memleketlerine, yazık tabi. maalesef bunların eski takımıyla aynı gemide seyahat ediyoruz biz de.
kendisine yumruk atan keita nın dahi bu hareketi için alkışlandıgı, ellerine sağlık dendiği futbolcudur. nasıl bir kin, nasıl bir insansızlık, insafsızlık bürüdüyse bünyeyi, göt nasıl acıyorsa demek ki.
brezilya'daki topraksiz köylüler hareketi doğrultusunda kurulmuş sosyalist bir kooperatifte çiftçilik yapan bir babanın oğlu olan, fakat oranın yaşamını ve köylülüğü aşağıladığı iddia edilen, bu yüzden zannedildiğinin aksine brezilya'da özellikle de bu kooperatifte zerre kadar sevilmeyen dünyaca ünlü futbolcu. öyle ki, kime roberto carlos deseniz, thumbs down yapıyorlarmış.*
ne kadar laf edilsede dünyanın en iyi solbekidir kariyeri ortadadır real madridde en uzun süre forma giymiş yabancı oyuncudur,o bir markadır onu takımınızdaki diğer futbolcularla bir tutamazsınız özeldir özel ilgi bekler futbolun ötesinde adamdır.
ancak türk anlayisina öyle usta ayaklar gitmez. sana alisirlar, ve seni asagilamaya kalkisirlar. anlayis problemini anlatiyor o röportajda da...
türkiye böyle bir ülkedir. ben bir besiktasli olarak onun türk futboluna cok yararli olacagini düsünmüs, fenerbahce adina cok sevinmistim. o müthis ayak hareketlerini birkac türk futbolcusuna ögretse zaten yeterdi-zaten kendisi de demis " futolu burada birakip türk futboluna yararli olmak isterdim" diye...ben de öyle isterdim...kendisi oynayamayabilir, ama futbol teknigini mutlaka cogundan daha iyi biliyordur roberto carlos. ben isterdim ki o, türk futboluna yararli olsun, futbola illa teknik adam olarak yararli olunmaz, bizim futbolcularin kendine güvenlerini birazcik artirsa yeterdi. o adam milyar adamin izledigi bir sürü kameranin binlerce seyircinin önünde, milli takim formasiyla tarihe gecen goller atti, demek ki, simdi ismini yazmak istemedigim bir sürü topcu gibi kayseri de iyi oynayip, dünya stadlarina cikinca korkudan altina yapanlara ziyade onun ayaklari, kameralarin, dünya seyircisinin önünde dolanmiyor... topa basip yere düsmüyor. ben isterdim ki bunu türk genc futbolcusuna göretebilsin. o is o kadar zordur ki...arka mahalle de top kosturmakla wembley stadinda top oynamak arasinda psikolojik olarak muazzam bir fark vardir. carlos, hersey ragmen bunu bildigini bütün dünyaya ispatlamis bir insandir.
zico´nun gönderilisinin cirkinliginden bahsetmis. ben arka planda neler konusulmus, neler yapilmistir tahmin edebiliyorum. bizim insanimiz biraz fazla despottur, bir de herkes herseyi bilir, ve herseye de burnunu sokar. bu batida baska türlü yapilir. o anlayisla gelip türkiye´de hicbir sey yapamazsin. yapamadi iste.
cok üzüldüm...de aklima buna benzer baska bir sey geldi...
1960´li yillarda, istanbul operasina bir tenor alinir,bu tenor italyandir. iyi falandir da fazla öyle dikkat cekmez, yaptiklarini begenmeyip, italya´ya geri gönderirler- bu d tamamen gercek bir hikayedir-...
tenor un adi : luciano pavarotti !!!
maaselef kardesim... keske su anlayisi bir adam edebilsek, zaten her sene takimlarimiz iyi yerlere gelir. kac senedir batida birsey yapamayisimizin tek sebebi oynanan futbol degil, bastan sona bütün yapidir. anlayistir anlayis....
ben roberto carlos un corianthos da gene iyi seyler yaptigini duydum. demek ki roberto carlos, ancak ve ancak onun anlayisiyla is yapilirsa roberto carlos olabiliyormus. getir, istersen, cristiano ronaldo´yu getir, hadi fenerlileri kizdirmayalim, besiktas´a, iki sene sonra onu da gönderirsin, iste bi gazeteye bi röportaj verir "olmadi,maalesef " diye, ceker gider....
sen önce o kafayi degistireceksin...bu kafayla sen pavarotti yi bile ögüttün. adamin, yerini acaba alabilecek cikar mi, konusuyorlar, sen böyle bir adami geri gönderdin. anla yani.
aah ah, bizim milletin adam oldugunu görmeden ölmesem keske....
roma'nın resmi transfer teklifini, kariyerime brezilya'da devam edip, futbolu burada bırakmak istiyorum diyerek reddetmiş olan tüm zamanların en iyi sol beki...
roma'nın transfer teklifini kabul etmesini canı gönülden istediğim, yeniden avrupa futbolunda izlemekten büyük keyif alacağım futbolcudur. dünyanın gelmiş geçmiş en iyi sol bekidir. onu şükrü saraçoğlu çimlerinde görmek, fenerium'da sarılmak, imza almak, fotoğraf çektirmek az rastlanabilecek türden bir heyecandı. iyi ki geldi, iyi ki futbola her şeyini vermiş bu kadar önemli bir yeteneği tanıma olanağı bulduk.