adnan oktar(a.k.a harun yahya) soytarısına ayarın en büyüğünü veren kişidir. sen git balık yemini evrime antitez olarak "yaratılış atlası" adlı komedi kitabına koy. yer mi bunu dawkins? yemez.
tanım: darwinizmin günümüzdeki en önemli savunucularındandır.
sanırım dawkins'in en çok eleştirilen yönü ateizmi, bilimin arka penceresi olarak kullanması. Bu noktada inorganik ateizmi yayması gereken adamların hangi özelliklere sahip olması gerektiğini merak ediyorum. eğer ateizm yaygınlaştırılacaksa bunu hurafelerin, dini mitosların, adem havva temelli ensest üreme hikayelerinin yerini bilimsel açıklamalarla dolduracak birileri gerekir. toplumların gelişmişliğiyle ateist sayısının doğru orantılı olduğunu kimse inkar edemez. vietnam gibi bir istisnanın olmasının sebebi tabiki inorganik ateizmdir. dışarıdan dayatılmıştır. dawkins'in yaptığı iki kategoriye de girmiyor aslında. ne o ho şi min dönemindeki gibi dayatmacı bir rol izliyor ne de isveçteki gibi kültürel yükselişi bekliyor. dawkins, karşısındakini tatmin ederek yanına çekmek istiyor.
bugün bir biyoloğun ateizmi arka penceresi olarak kullanmasından normal bir şey de olamaz. dna, rna, gen havuzları, doğal seleksüyon gibi bir çok konuyu evrimin galaksisinde bir yerlere oturtuyor. bunu dawkins değil, biyoloji yapıyor, evren bilim yapıyor. burdan hareketle sizin merkeze koyduğunuz bir teoriye dünyanın yarısından fazlası gerçekten inanmasa ne yaparsınız? benim işim bilim mi derdiniz? dawkins aslında farkını da burada ortaya koyuyor. hem root of all evil gibi belgesellerle, tanrı yanılgısı gibi kitaplarla herkesin anlayabileceği dille dini eleştiriyor; hem de genius of charles darwin (belgesel), kör saatçi (kitabı), atalarımızın hikayesi gibi kitaplarla evrim konusunda birikimi olanları da doyuruyor. Bu dawkins'i farklı yapıyor. Türkiye'de turan dursun, ilhan arsel; dünya'da jean meslier gibi adamlar da elbette çok değerli, ama bugün hurafeleri reddederek bilimselliğin önünü açmaya çalışanlar daha değerli. dawkins gibi, stephen hawking gibi, carl sagan gibi. karanlık bir dünyada bilimin mum işığı 'yla ilerleyen adamlar bunlar.
tabiki iki islamcının çıkıp ''darwin tanrı, dawkins peygamber sanki üstadım'' demesini önemsediğimden yazmıyorum bunları. iki harun yahyacı fazla olsa ne farkeder. balık yemini inceleyip kendi kendilerini rezil ederler. benim korkum darwin'in bir sunumunda harun yahya'dan bahsederken ''demek ki orda işler böyle yürüyor'' gibi bir laf etmesi. buraları bu kafa yapısındaki insanlarla dolu sanmasından korkarım. yeryüzündeki en büyük gösteri kitabının ekler kısmında anket sonuçlarına yer vermiş. türkiye'de evrim doğrudur diyenler %27 oranında. dawkins'in buraları tek tip sanmasını istemiyorum yalnızca. sübyancı peygamberlere, baldır bacak şov yapan tanrılara tapmayan, yönünü bilimle bulmaya çalışan insanlarda var bu topraklarda. okuyabilen, düşünebilen insanlar. evet, varlar.
tanrı yanılgısı ve gen bencildir kitaplarını okuduğum ingiliz zooloji profesörüdür. dili oldukça iyi, ikna kabiliyeti kuvvetli birisidir. siyasi tarih üzerine okumalarımı tamamladıktan sonra, yayınlanmış diğer kitaplarını zamanla okumaya çalışacağım. bu arada yanlış hatırlamıyorsam 3-4 tane çok kaliteli belgeseller çekmiştir, internet üzerinden izlenmesini tavsiye ederim. zihin açıyor.
katıldığı söyleşi ve programlar youtube'a yüklenen bilimadamı. işin ilginç yanı bu filmlere hep hristiyan reklâmları verilmiş.
örn:
&feature=grec_index
sağ üst köşede: i receive jesus as my saviour. i want to be a god's children.(isa'yı kurtarıcım sayıyorum. tanrı'nın çocuklarından olmak istiyorum - ikinci tümcede bir dengesizlik var ama nedir tam çözemedim-)
görüşlerine ne kadar katılmasam da, alanında çok bilgili,zeki ve yaratıcı bir bilimadamı olduğunu inkar edemeyeceğim ingiliz araştırmacı yazar..ayrıca adnan oktar'ın kendisi ile hangi cesaretle tartışmaya kalkıştığını da bir türlü çözemedim..habertürk televizyonunda moderatör yiğit bulut'un son derece basit,yüzeysel ve kendi yazdığı kitaplarıyla alakalı olan sorularına bile cevap veremeyen, kaçamak cevaplar veren ve kendi yazdığı iddia edilen kitaplardaki bilgilerden bile birhaber olan neyüdüğü belirsiz bir adamın, richard dawkins gibi son derece zeki, donanımlı ve kültürlü bir bilimadamının sorularına nasıl cevap vereceğini anlayamıyorum..bence bırakın sorularına cevap vermeyi,sorularını anlayamaz bile..ingilizce bilmediğinden değil sorulardaki derinliği ve yoğun bilgisel donanımı algılayamaz bence..yanındaki takım elbiseli ve papağan gibi aynı şeyleri tekrar eden doktorları, dawkins'in karşısına çıkarsa bile o doktorların da çapı yetmez dawkins'i mağlup etmeye..
ben dawkins'in görüşlerini savunan biri değilim..evrim teorisinin ateizm anlamına da gelmediğini biliyorum..dawkins'in ateizmi bilimmiş gibi yutturmaya çalıştığının da farkındayım..ama adnan oktar gibi bir adamın, dawkins gibi biriyle tartışabileceğini de hiç ama hiç sanmıyorum..eminim dawkins'in bu tartışma teklifini reddetmesi en çok adnan oktar'ı sevindirmiştir..zaten çay tv'de sürekli söylüyor ''dawkins gibi bir adam bile benim karşıma çıkmaya cesaret edemedi'' diye.....gülermisin ağlarmısın?
biyolojik evrim çalışmalarıyla dünyaaya nam salmış dünyaca ünlü evrim profesörü ilk kitabı olan gen bencildir ve evrim kuramı üzerine yazmış olduğu birçok kitabıyla yeni bir bakış açısı getirmiştiri ayrıca dünyada ateizmin en ateşli savucusu konumundadır. dini eleştiri üzerine yazmış olduğu tanrı yanılgısı kitabı çıktığı günden bu yana dünyada fırtınalar koparmıştır.
"Benim yada diğer ateistlerin din karşısında ara sıra takındığımız bu düşmanca tavır sadece kelimelerle sınırlıdır. Ben ilahiyat kaynaklı bir tartışma yüzünden hiç bir yere bomba atmayacağım, kimsenin kafasını kesmeyeceğim, kimseye taş fırlatmayacağım, kimseyi çarmıha gerip yakmayacağım, kimseye işkence etmeyeceğim veya gökdelenlere uçakla çarpmayacağım."
tanrı ile uğraşmayı kesip bilime konsantre olması gereken kişi. bırakın da tanrının var olup olmadığına inanmak her insanın kendi kafasında cevabını bulacağı bir mesele olsun. olmadığını ispatlamaya çalışmak olduğunu ispatlamaya çalışmak kadar boş çünkü. ayrıca bir şeyi olmadığını ispat etmek çok daha zordur. sonsuz olasılığı bertaraf etmeyi gerektirir ki ne kadar çabalarsan çabala insan perdenin arasından sızan küçük bir olasılığa tav olabilir. bu belki de zihnin bulduğu bir kendini rahatlatma yöntemidir. nasıl sosyal olan insanların üreme ihtimali daha fazla ise bir din etrafında toplanan insanların da daha rahat bir zihinle daha konsantre şekilde nicelik olarak değilse de nitelik olarak daha iyi çoğalması sağlanıyor olabilir. hayır ne biliyorsun insan beyninde dine yatkınlık sağlayan bir genin olmadığını be adam. bir tanrı inancı geni varsa ne olacak?
sen en iyisi bilime odaklan. bilimden kimseye zarar gelmez. ama ne kadar zengin ne kadar sağlıklı olursa olsun kendini ruhsal bir buhran içinde gören ve tek umudu gerçek adaletin dağıtılacağı bir öteki taraf olan adamın umutlarına balta vurmayı bırak. bunca güzelliğin arkasında yalnızca sebebi kendinden menkul bir hiçlik olmayacağını düşünen bununla rahat olan adamın zihnini kemirme. senin inanmama hakkını çiğneyen, seni yasaklayan zihniyetle en çok ben savaşırım. ama sen de allah aşkına bana bir mevlana'da bir yunus emre'de bir imam gazali'de bir hallac-ı mansur'da bulduğum tadın bir yanılsama olduğunu bir sarhoşluk olduğunu söyleme. nasıl bir çiçeğe, onun rengine, kokusuna ancak öylesi bir akıl almaz biyolojik alt yapının yakıştığını düşünüyorsam ifade edilmesi güç hislerin de arka planında bir ruh etkisi olmalı. bunu benden zorla söküp almaya çalışma. ne gereği var? din için katliamlar, savaşlar mı yapılıyor, din olmasa da yapılırdı emin ol.
"Cennetten Akan Irmak" adlı kitabında evrimin mümkün olduğunu ispatlamaya çalışan Neodarwin'ci bilim adamı. Ayrıca Oxford Üniversitesi'nde öğretim üyesidir.
(#7779039) no' lu entry de yapılan bir yanlışı düzeltmek gerekir. papa' nın tutuklanması ile ilgili bir girişimde bulunmuş kişi değildir. yazar christopher hitchens tarafindan baslatilan, hukuk uzmanlari geoffrey robertson ve mark stephens tarafindan yurutulen "papa'ya dava açma" insiyatifine destek verdigini aciklamis, fakat sunday times tarafindan "papa'yi tutuklatacağım" dedigi iddia edilmistir. olay daha sonra "papa' ya ayakkabı fırlatacağım!" noktasına kadar gelmiştir. oysa kendisi olayla ilgili olarak bir açıklama yapmıştır. kısacası papa' nın istifa etmek yerine tüm sorumluluğu üstüne almasını istemektedir. bunun için yasal bir yol izlenirse destek vereceğini daha önceden belirtmiş fakat "papa' yı tutuklatacağım!" gibi popülist bir yaklaşımı benimsememiştir.
bu konuya açıklık getirdikten sonra, dawkins' in bir bilim adamı olduğunu da göz önünde bulundurarak, kendisinin fakirlere yardım etmek gibi bir yükümlülüğü olmadığını göz önünde tutmamız gerekir. dawkins, kendisini insanlığın aydınlanmasına adamış bir bilim adamıdır. eğer tek derdi cebini doldurmak olsaydı " yanılmışım, tanrı varmış." tadında bir geri dönüşle şu anda kitap, konferans vb. kaynaklardan kazandığı paranın çok daha fazlasını bir anda alırdı. ayrıca katolik kilisesinin fakirlere yaptığı yardım kilisenin her politikasını haklı göstermeyeceği gibi yardımların misyonerlik faaliyeti olduğu gerçeğini de değiştirmez. bu açıdan yaklaşırsak, yeteri kadar yardım yapmış birinin çocuk taciz edebileceği sonucu ortaya çıkar.
dawkins' in özgür bir ortamda bulunduğu doğrudur. kendisi bırakın orta doğu' yu, amerika' da bile yaşasa bu kadar rahat olamayacağının farkındadır. ancak richard dawkins "özgür olduğu için böyle davranıyor, özgür olmayan bir ülkede ( örneğin türkiye' de) yaşasaydı bunları yapamazdı." demek dawkins' ten çok kendimizi ve bizim gibi davranan diğer ülkeleri eleştirmektir.sorun dawkins' in özgürlüğünü kullanması mıdır, yoksa bizim kendi insanlarımıza aynı özgürlük ortamını sağlayamayaşımız mı? biz nasıl dünyanın bazı yerlerinde su yok diye su içmekten vazgeçmiyorsak, o da özgür olmayan ülkeler var diye özgürlüğünden vazgeçecek değildir. kaldı ki kendisinin bir çabası da kilise gibi insanları boyunduruğu altına almaya çalışan ve göreceli olarak başarılı olan kurumlara karşı, insanları özgür düşünmeye teşvik etmektir.
kendisini ateist olarak tanımlamaktan çekinmeyen, kitaplarından birine tanrı yanılgısı gibi bir ismi veren adamın kilise düşmanlığı için kılıf aradığını iddia etmek zordur. kiliseye düşman olduğu açıktır. ancak kilise düşmanlığı terörist bir düşmanlık değildir ve bu yönden islami odakların kilise düşmanlığından ayrılır. dünyadaki ayrılıklarını kökenini dinlerde arayan, ayrılıklardan nefret eden birinin; dünyadaki ayrılıkların körükleyicisi olan katolik kilisesine düşman olması şaşırtıcı bir şey değildir.
dawkins konusunda en gülünç iddialardan biri de tutucu bir insan olduğu ve sabit fikirlerinden vazgeçmediğidir. bu iddianın temelinde ise dawkins' i harun yahya kitaplarından tanımak yatar. kendisinin de belirttiği üzere "tanrı kesin olarak yok." gibi bir cümleyi asla kullanmamıştır. bugünkü bilimsel veriler eşliğinde tanrının olmasına gerek olmadığını, o olmadan da her şeyin açıklanabileceğini iddia etmektedir. yarın bambaşka bir şey bulunduğunda ve tanrı olmadan bunu açıklamak mümkün olmazsa ancak tanrının varlığını kabul edebileceğini belirtir. bilimsel araştırmalara yakın olan çevreler bilirler ki bir durum ancak eldeki tüm teoriler ile açıklanamazsa yeni bir teori geliştirilir. diğer yandan her şeyi açıklamak için mümkün olan en bilimsel ve en basit yol seçilir. bilimin içine tanrıyı koymak birçoklarının sandığı gibi olayı basite indirgemez, hatta tanrının nasıl var olduğu gibi daha kompleks problemler doğurur. bu çevrede dawkins' in tutuculuğu ile newton' un yer çekimi kuramının doğruluğu hakkındaki iddiası aynıdır. ne zamanki yer çekimi gezegenlerin hareketini açıklamakta yetersiz kalmıştır o gün bilim adamları yeni bir teori aramış ve bulmuştur.
son olarak, yukarıda kendime ait entryi silmeme sebebim ise hem yaptığım hatanın basit bir şekilde üstünü kapatmanın basitliği hem de medyanın olayları çarpıtmasını gösterme açısından gerekli linklerdir.
an itibariyle papa'nın tutuklanması için çaba gösterdiğini öğrendim yeni ateistlerin lideri ingiliz yazar, bilim insanı. papa'nın tutuklanması ise ayrı bir konu acaba aynı olayı insan hakları ihlali diye şeriat ülkelerinden birinde yaşasa yapabilir miydi? şüphesiz ona bu rahatlığı, hakkı veren avrupa'nın demokratik olmasıdır. papa'yı insan hakları ihlalinden tutuklatma isteği ise kilise düşmanlığı için uydurulmuş bir kılıftır zaten. bak burada neler oluyor biz sesimiz çıkarıyor muyuz hiç? en çok merak ettiğim şey ise acaba dawkins o nefret ettiği papa ve kilisesi kadar fakirlere, açlara yardım yapmış mıdır yoksa harun yahya gibi kendi cebini mi düşünmektedir?
papa 16. Benedict'in insanlığa karşı suç işlediği öne süren ve tutuklanmasını isteyen dünyaca ünlü evrim biyoloğu. papa' nın ingiltere gezisinde tutuklanması için çabalamaktadır.
yetmişine dayadığı merdiveni bilim ve bildiklerini öğretme aşkıyla hiç de çaktırmayan, hala yirmi yaşın enerjisi, kırk yaşın olgunluğuyla çevresine ışık saçmaya devam eden dahi. kitaplar yazmaya, belgeseller çekmeye ve zihinleri karanlıklardan kurtarmaya devam ediyor.
neo-darvinizm takpçisi ve savunucusu, oxford üniversitesi'nde öğretim üyesi. the blind watchmaker (kör saatçi),the selfish gene (gen bencildir), river out of eden (cennetten akan ırmak), the extented phenotype adlı kitapların yazarı, bilim insanı. Ayrıca şu sıralar belgesel işleri ile uğraşıyor.
harun yahya'nın evrim zırvası kitabı için şunu diyerek, ne zaman okusam beni komaya sokan sözün sahibi kişidir;
" Kitap büyük, 700 sayfadan fazla, renkli, kuşe kağıda basılı, gösteriş yapmak için kahve masası üzerine koyulacak cinsten. " *
root of all evil'dan gördüğüm kadarıyla gregory house karakteriyle çok örtüşmektedir bu adam.
bu belgeselinde kullanıp house'unda benzerlerini kullandığı;
"but isn't bracing truth better than false hope"
"because i care about what's truth" gibi sözleri vardır.