bundan 3 hafta öncesine kadar ahaha posterini alırsınız olm gelir mi lan o adam size diyenlerin bir anda balon ilan ettiği oyuncu. hele soluklanın yeğenim durun bakalım. adam bi çıksın oynasın sonra yaparsınız yorumunuzu...
bir yabancı futbolcunun daha götü -henüz havalimanında- semaya kadar kaldırıldı ve ileride gerektiğinden rahat ve pek şımarık olması için zemin hazırlandı. lan oğlum yapmayın be...
başarılı olmasını istemeyenlerin savunduğu tek argüman var o da şu ''disiplinsiz olduğu için sahada kendisini futbola vermez ve 10 ay sonra ülkesine geri döner ''
beşiktaşın yaklaşık olarak porto ve sporting lizbon ayarında bir takım olduğu gerçek , kendisine değer verildiğinde futbol heyecanını yakalaması sağlandığında istediği sinerji yaratıldığında kısacası mutlu olduğunda takıma vçok önemli şeyler kattığını az çok futboldan anlayanlar bilir.
teknik direktör ben de sorunlu bir oyuncuydum onun halinden en iyi ben anlarım demedi mi ?
tüm beşiktaş camiası kendisine daha gelmeden kayıtsız şartsız tapmadı mı ?
biz o heyeceanı kendisine veremeyecek miyiz ?
kendisine ayrıcalıklı olduğunu hissettiremeyecek miyiz ?
25 bin kişi önünde sözleşme imzaladı lan bu adam, hayatında görmediği ilgiyi iki günde gördü hala neden oynamak istemez bu diyorsunuz , amacınız ne ?
ha siz snejderle bile defans yapan takımda oynamamasını dayanak kabul ediyordunuz unuttum.
hakkında yapılan eleştirilere anlam yüklemek mümkün değil. Hayır ne bekleniyor ben onu anlayamadım bu adam Türkiye liginin marka değerine değer kattı he birde unutmadan UEFA'nın sitesine girin, orda yıldızlardan öğrenin bölümü var açın da trivela vuruşunu öğretsin size, ama haklısınız ya bu adam beşiktaş'a gelmesze Yıldız, gelince değil unutmuşum katlanamayanları.
imza töreni süperdi q7 cıktığı anda meşaleler yandı tam bir cehennem oldu yere attık kendimizi nefes almak için. 8.000 kişilik kapalıya 15000 kişi girince oksijen yetmezliği başlıyor,donumuza kadar ıslandık. 3-5 kişi iftayiyeyi aradı inenü yanıyor acil su sıkın bize diye cok güzeldi.
beğenmessek almayız süperdi (bkz: yaratıcı beşiktaş taraftarı)
beşiktaş taraftarı yıllardır bazı oyuncularla özel bağlar kurmuştur. quaresma ile olan bağımızda inönüdeki porto maçından sonra başlamıştır. kendisi bizi son dakikada yakmasına rağmen maçtan sonra formasını taraftarlara atmış ve alkış toplamıştır. işte o günden sonra quaresma beşiktaş taraftarında ayrı bir yere sahip olmuştur. şimdide insanlar yok beşiktaş taraftarı "yıldız" görmemiş, yok utanıyorum, yok ne abarttınız.hayır arkadaş siz anlamadınız.
kendisine krallara layik bir imza töreni yapılmış futbolcudur. detaylara gelirsek;
- sahaya Q7 tişörtüyle çıktı, saha ortasında rıdvan'la forma değiş tokuşu yaptı.
- sakat rıdvan ve quaresma'nın forma değişim anı çok güzeldi. özellikle quaresma 1-2 defa gidip rıdvana sarılması çok iyiydi.
- uzun süre hayran hayran beşiktaş taraftarını seyretti masa başında. demirören baktı ki bitmeyecek gel imzalayalım da ben gideyim dedi, rico imzayı attı.
- hemen ardından taraftarın isteğiyle bir üçlü çektirdi.
- konuşmasına şehitlerimiz için duyduğu üzüntüden bahsederek başladı. bundan 3 sene önce buraya geldiği zaman taraftara attığı formadan ve taraftara olan hayranlığından bahsetti. beşiktaş için gerekirse kanımı bile akıtırım dedi.
- daha sonra topla acayip işlere girişti. topla artistik hareketler yaparken kamera kablolarına dolandı ama topu düşürmeden kablodan kurtuldu.
- tribüne attığı topların tümü trivela vuruşuyla bir tanesini ise rabona vuruşuyla attı.
- tribünde sürekli kendisine bağıran bir ufaklığa gidip formasını verdi. ısrarla ona vermek istediğini belirtti.
- bir kaç hafta için o sahada şov yapmadan evvel tünelde yürüdü gitti.
bu arada adam hakkında alemci, gececi falan diye entry'ler girilmiş de ne alaka dayılar? bu adamın kolunda nah kocaman bir dövme var, fernanda yazıyor. bu annesi olur. porto'da oynarken 2 seneye kadar önce o zaman bile ailesiyle yaşıyordu bu. annesine bağlılığını da her daim gösteriyor. bunu yanı sıra 4 aylık ariana isimli bir de kızı var. adamı öyle bir anlatmışsınız ki fenerbahçe nin kelepçe partilerinin bir numaralı üyesi. bizim ferrari bile bundan daha çapkındı italya'da.
nerden çıktı gececiliği arkadaş? bu adamın formsuzluğunun tek sebebi biraz pohpohlanmayı seven, el üstünde tutulmayı seven bir yapıda olması. ki dünyada bunu kendisine en çok yapacak yere geldi.
siyah şort üstü beyaz fena yakıştı kerataya,
demedi demeyin bu quaresma en az porto'daki oyununu oynar ortalğın da mna koyar.
(#8420843) adamın bahsettiği kanın kendi kanı olduğundan anlamayan insanların yorum yaptığı futbolcu.
ulan durun türkçe'ye çeviriyim. beşiktaş için herşeyi yaparım dedi kısaca.
türkiye'ye getirilmesi büyük bir olay olan futbolcudur.
bjk'nin tarihinde yaptığı en iyi 'kariyerli' transferdir. iş yapar yapmaz ilerki günlerde gün ışığına çıkacaktır ama böyle topcuları ligimizde görmek güzel bir hadisedir her ne kadar beşiktaşlı olmasamda.
faydalı olup olmasından çok formasının bu lige yeteceği ve o aldığı paraya karşılık iki güzel harekete tüm beşiktaşlıları "vay be helal olsun!" dedirtecek cinsten futbolcudur.
ona idmansızdiyenler tören sonunda formasını çıkardığında üst üste çıkan 6 baklava dilimi vucudu görmemiş olmalılar, helal sana cigaro, kanımı dökerim sizin için dedin ya bizi mest ettin.
bir nouma vardı bu yüreklerde, rüzgar gibi geçen, hiçbir gelenin yerini doldurmaya gücü yetmeyen, yürekleri hala terketmeyen. mantıkla açıklanamacayak bir aşkla bağlandı iki taraf birbirine ve bugün üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen, bu gönüller hala onu bağırıyor pascal pascal pascal nouma! diye.
7 numaralı formasıyla,
quaresma,
ricardo quaresma.
kimse edemezdi hayal belki böylesine bağlanmayı ama bir adam düştü yüreklere nouma'dan tam 6 sene sonra. haziran 2009 kim atıyor ortaya, ne oluyor bilinmez. ama bir anda quaresma ismi gündeme geliyor, ne oluyor ne bitiyor, açıklanamıyor, tutuluyor taraftar bu adama.
o olsun diyor, ille de o olsun,
kimse olmasın ille de bizim roman olsun diyor.
o olmuyor, tabata oluyor. olansa beşiktaş taraftarının hayallerine oluyor, kalbi kırılıyor
aradan ise koca bir sezon geçiyor, ve o yine gündeme geliyor. bu sefer diyor taraftar, bu sefer olacak. ve oluyor, taraftar aşkına kavuşuyor.
beşiktaş taraftarının ne takımına olan sevgisini anlayabildi insanlar ne de, anlaşılmas tavırlarını. quaresma konusunda ise beşiktaş taraftarını asla anlayamacaklarını bir kez daha beyan ettiler bizlere. sandılar ki bu taraftar kayseri bağ evinden gelip stadda tören yapılan ucuz oyuncuları kıskanıyor, sandılar ki kiralık yıldızlarla övünenenler bu taraftar herhangi bir adamı istiyor.
hayır arkadaş, bu taraftar ne ronaldo istedi, ne messi, ne navas, ne sneijder, bu taraftar bir yıldız olsun kim olursa olsun demedi,
bu taraftar bütün kalbiyle bir kişiyi istedi, sadece quaresma'yı istedi.
ve ona kavuştu en nihayetinde. dedik ki asla beşiktaş taraftarını anlayamazlar, anlayamadılar işte, lakin biz anladık mı? anladık ama anlatamadık. çünkü aşkın tarifi var mıydı ki? sevdanın açıklaması var mıydı ki.
kısa ve net koyduk cevabı. biz bu adama gönül koyduk, siyahın yanına beyazın yanına koyduk, biz bu adamı aklımıza koyduk.
budur bizler için olay.
neler söylemediler hakkında, istemiyor mu dediler, gelmez mi dediler, gelince çatırdamalarından hareket mi edemediler.
önce indi uçağı. formasıyla indi hemde, binlerce kişi arasından çıkarak arabasına binmeye yöneldi. o kalabalıkta bütün taraftarlar ona dokunmak istiyor, o ise buradan sağ çıkar mıyım diyordu. ama o sırada çok yakınında olan ben bile ezilme tehlikesi geçirirken onun ne hale düştüğünü tahmin edebiliyordum ama gıkı çıkmıyordu. nitekim bir taraftar ona sarılmak istedi ne olduysa o anda oldu güvenlikçiler adama pata küta dalmaya çalıştılar. sakin adam quaresma bir anda güvenlikçiyi taraftardan ayırmak için bir olaya girişti, başardı da. çünkü gönlü el vermedi ona böylesine sevgi gösteren beşiktaş taraftarının zarar görmesine.
bindi arabaya, sıktı serdal adalı'nın elini gözlerinin içi gülerek diyordu ki iyi ki geldim, iyi ki de getirdiniz. ama serdal adalı onu çıkardı arabadan ve selamla dedi. quaresma ise fazlasını yaptı çıktı basamağa sıktı yumruğunu en hırslısından. "sözüm var diyordu, sözüm var size"
sonra geldi mi bugün, günlerden cumartesi, ah be ne güzel bir gün.
sevdalardan sevda beğenip quaresma'yı seçmiştik, ve şimdi karşımızdaydı o.
ahde vefada cümle alemin sağından atıp solundan geçercesine rıdvan'la değiştiler formaları, dönüp dönüp baktı ona, sakatlığına, kol değneklerine, el vermedi gönlü, okuduk biz yüzünden onun.
ve 3 sene önce porto maçında alen'in çektirdiği üçlüyü izleyen, maç bitiminde formasını beşiktaş taraftarına atan çocuk geçmişi yaad ediyordu, en güzelinden.
bu sefer o buraya aitti, yabancı değildi, coşturdu tribünleri, yaptırdı üçlüyü. ve ilan etti dört bir düvele "gerekirse kanımı dökerim ben bu taraftar için..." önce ise anmıştı mehmetçiği, girmişti yine gözlere.
kendisini binlerce taraftarın karşılaması karşısında ilk sahaya çıktığında gözlerini kırpıştıran adam belli ki istemiyordu dolsun gözleri, zorluyordu kendini, kazandı da bu savaşı.
varsın olsun kendini los galacticos ilan edenler, el barcelona ilan edenler horoz dövüşü yapsın, benim takımım daha pahalı çekişmesine girsin, en çok tesis bende var diye yırtınsın. lakin bizden uzakoğlu uzak dursun.
umrumuzda değil bel altı çekişmeler, ispanya gol kralları, rus transfer piyasası favorileri.
gökyüzündeki tüm yıldızlardan bir tane seçtik,
onu ta kalbimize oradanda şeref beyin çimlerine indirdik.
biz ona yürekten inandık, ve onun her sözünden, her hareketinden çok ama çok şey anladık.
varsın anlamayan, anlamasın, onlara da bizim için quaresma anlatacak bu sene, hemde sindire sindire.
içgüdüsünden asla şaşmayan beşiktaş taraftarı,
seni şimdiden yazdı gönüllerin en derinine,
gel el verelim, yazalım ismimizi en tepelere.
biz inandık,
sende inan ve bilki,
biz seni sevdik inan,
gerisi masal gerisi yalan.
