her sözlüğe girdiğimizde adını sol framede görmek zorunda olduğumuz futbolcudur. bu gün baktım yok lan dedim bir an ama baktım alt taraflarda kalmış biraz.
rakiplerin genelde göğsüne çalıştığı futbolcu. hem fener maçında hem dünkü maçta toplamda 3-4 defa kaburgalarını tutuyordu adam. muhtemelen ezilme vardır.
deniz barış, erkan sekman, fabio bilica gibi yetenekli oyuncuyu durdurmak adama bodoslama dalmaktır diyen futbol katilleri tarafından 2 haftadır sürekli faullere ve en sonunda sarı kart yemelerine sebep olan adam.
quaresma gururumuzla oynuyor, ne yapalım da diyebilirler bu gençler. lakin, akıllı futbolcu, rakipten tereyağından kıl çeker gibi top almayı bilendir. nesta gibi adamlar varken, sizinki ancak "yuh ayı"lık bir hareket oluyor.
birde şöyle bir videosuna rasgeldim;
inter'de şampiyonlar ligi kupasını kaldırırken görüntüleri, mourinho ile baba-oğul görüntüleri var*. sonra da tabi beşiktaş performansı.
antalyaspor maçında sahaya giren martıyı iki hamlede yakalamış; bu hareketini görünce, "aynı biz" diye düşünmemize sebep olan harikulade kanat oyuncusu.
bana göre dünyanın en yetenekli 3-5 adamından biridir ricardo quaresma. bu sözlerin ne adamın beşiktaş'ta forma giymesi, ne de türkiye'de olmasının hiçbir etkisi yoktur.
bundan 3 sene önce inönü'deki maçta yüzümde garip bir gülümseme ile bu adamı izlemekten nasıl keyif aldıysam, bu günde öyle keyfi alıyorum. portekiz'lilerin "harry potter", "mustang", "cigano" ve "prens" lakaplarını taktığı, yetenek bakımından inanılmaz olan bir adam.
yanlış seçimlerin, yanlış anlaşılmaların ve "futbolda duygusallığa yer yok" anektodunun en büyük karşıtı olan olan ricardo quaresma, tekrar 21 yaşına dönseydi ve şimdi söylediği gibi "o zaman kendimi dünyanın tepesinde görüyordum, en iyi benim sanıyordum. çok büyük bir yanlıştı, çok..." diye düşünebilseydi. bugün ricardo quaresma'nın ismi önce yazılır, diğerleri de alta sıralanırdı.
o inönü'nün çimlerine her çıktığında, onu izlemek nasıl bir büyük bir haz veriyorsada, onun dünyanın en tepesinde olmaması o kadar buruyor yüreğimi. kişi olarak kapasitesi bir yere kadardır, olmadı dersin. ama kişi vardır kapasitesi sınırsızdır, olmayınca "ah" edersin.
işte ricardo quaresma'nın hikayesinin en basit ve kısa özetidir belki de bu. başka bir yerden gelmiş, futbol oyunlarının "bug" adamıdır gözümde. onu bu ülkede görmek ise her zaman bir acabadır.
sabah mı oldu?
5 dakika daha, deme sebebidir.
uzun lafın kısası;
günün birinde verdiğimiz yanlış kararların telafisine olanak sağlanmış olsaydı, fringe misali hayalimizde bir paralel evren masalında yaşaysaydık, cristiano ronaldo'nun adını gölgede bırakacak yegane isimdir bu adam.
ricardo quaresma,
"başka bir dünyanın" en iyi futbolcusu...
beşiktaşın sahici kanat oyuncuları olsa eksikliği bu kadar hissedilmez ancak şu kadroda yokları var eden tek oyuncu, kalitesi tartışılmaz düzeyde. guti ise biraz keyfine top oynuyor gibi. quaresma nın yokluğunda ipleri eline alması gerek.
sakatlığı ciddi olmasın umuduyla bir türlü saha kenarına gelemeyen, arkadaşlarını yalnız bırakmasın diye çabalayıp duran adam.
3 hafta yok dedikodusu var.. Allah acil şifalar versin yiğidime.
