turgay demir tarafından gıyabında güzel bir analiz yapılmıştır. okunasıdır.
--spoiler--
6 ileri 1 geri q7
uyum sağladı mı, ilişkileri sıcak mı, kaprisli mi, performansı nasıl? çok mu merak ediyorsunuz, işte karşınızda beşiktaşlı quaresma.
sevgili beşiktaşlılar, biliyorum quaresma'yı çok merak ediyorsunuz... beşiktaş acaba hangi quaresma'yı aldı, inter ya da chelse'dekini mi yoksa porto'dakini mi? takıma uyum sağladı mı, arkadaşlarıyla ilişkileri nasıl?havasından geçilmeyen bir yıldız mı yoksa uyumlu bir profesyonel mi? antrenmanlardaki performansları nasıl? bu analizimiz, sorularınızın büyük birbölümüne cevap olacaktır diye düşünüyorum. öyleyse sözü uzatmayıp konuya girelim...
nasıl çaktım ama!
portekizli oyuncunun takıma uyumsağlamak için çok gayretli olduğu gözlerden kaçmıyor. hırsıyla dikkat çeken, yorucu temponun ardından atılan deparları hep önde bitiren portekizli, ikinci günden itibaren toplu çalışmalardaise kırk yıllık beşiktaşlı gibi oynamaya başladı. öylesine ki attığı şık gollerin ardından karşı takımdaoynayan arkadaşlarına "nasıl çaktım!" anlamında el-kol hareketleri yapıp şakalaşırken, hem ortamı benimsediğini, hem de takım tarafından sevgiyle kucaklandığını da ortaya koyuyordu.
gerçek profesyonel
tecrübeli oyuncularla bizzat yaptığım görüşmelerden de quaresma'nın takım içindeki davranışlarından övgüyle bahsettiklerine defalarca şahit oldum. özellikle de nihat'ın "quaresma havaalanında binlerceinsan tarafından karşılanmış ve imza törenini de 20 bin kişi takip etmişti. bu birçok insanı farklı havalarasokabilirdi ama quaresma'da böyle bir kibir yok. inanılmaz uyumlu, mütevazı ve takım oyuncusu. bırakınbüyükleri, çocuk önüne geçse durup imza veriyor" sözüne.
yetenek abidesi
saha içinde de her şey yolunda. antrenmanları izlerken yaptığı her hareketten ayrı bir keyif alıyoruz. füze gibi şutları göğsünde eriten ve topu adeta oraya yapıştıran, her iki ayağının iç ve dışlarıyla en zor pozisyonlarda kaleyi yoklayan, karşı karşıya kaldığı pozisyonlarda ise kaleciyi ters ayakta yakalama hesabıyla genellikle kapalı köşeleri hedef alan bir yetenek abidesi... üç kişinin arasından topu tereyağından kıl çeker gibi çıkarıyor. aşırtma vuruşları, sert şutları, araya kaçışları ve araya pas atışlarımükemmel.
eksiği olmaz mı!
başkan yıldırım demirören "yüzyılın transferi" diyerek lanse etmişti ricardo quaresma'yı. diyeceksiniz ki hiç eksik ya da arızalı tarafı yok mu? olmaz olur mu var elbette. sürekli rakip kaleyi düşünüyor ve kırk yılda bir kendi yarı sahasına dönüyor. bu nedenle q7: 6 ileri 1 geri diyorum... savunma yönü yok ama varsın olmasın. bunu ben söylemiyorum yılların tecrübeli kaptanı ibrahim üzülmez söylüyor: "o önde gerekeni yapsın, ben arkayı onun yerine de kollarım."
santrfor gerekli
uzun sözün kısası, arkadaşları ona ayak uydurmaları halinde her şeyin daha iyi olacağını düşünüyorlar. beşiktaş yeni sezonda her iki kanattan etkili bindirmeler yapacaktır buna şüphe yok, ancak bu bindirmelerin skora yansıması için sırtı kaleye dönük de oynayabilen bir santrfor alması gerek. bu durumda quaresma'nın etkinliği bir kat daha artar. portekizli hem çabuk, hem de kısa mesafede patlaması var. ön taraf, böyle bir oyuncuya göre hazırlanmalı.
--spoiler--
top sürerek adam geçebilen adamlar her daim dünyanın en büyük kulüplerinde oynarlar. ayrıca bu adam 27 yaşında ve inter ve portekiz milli takımı gibi iki sağlam referansı da var. en olmadı ingiltere liginin şampiyonluk adayı olmayan ama kalburüstü (tottenham, newcastle) takımlarından birinde sik sallaya sallaya oynardı bu adam.
bence türkiye ligi tarihinin en büyük transferlerinden biri.
edit: ya şu gol bile bi futbolcuya süper demek için tek başına referanstır bak, belki izlemeyen kalmıştır:
beşiktaş formasıyla çıktığı ilk hazırlık maçında ufaktan şovuna başlamış futbolcu.
adamın rabona ile yaptığı adrese teslim ortayı ligimizde düz ayakla yapamayan adamlar var ulan.
bekledik, inandık, gelecek dedik. sen bizi bir de inönü'de gör. santrayla başlayan 3'lü, sonrasında pınarbaşı ve kartal gol gol gol. şimdi yürü ve arkandaki gücü en iyi şekilde kullan !
portekiz'de asık suratlı bir oyuncu olarak bilinmesine rağmen beşiktaş'a geldiğinden beri neşe küpü olan futbolcu. inter'de köşesine çekilir müzik dinlerdi bu adam hababam, şimdi sürekli arkadaşlarıyla şakalaşıyor, eğleniyor. maça çıkıyor yaptığı şahane hareketlerin ardından alkışlandı mı daha da coşuyor. bildiğin perfect match olmuştur beşiktaş'la.
hakan gündoğar'ın dediği gibi: "bu quaresma hiçbir yere gitmez, futbolu beşiktaş'ta bırakır bir de üstüne efsane olur."
quaresma hakkında bu tanıma ekleyeceğimiz başka ne var diye düşündüm , hazır 15 temmuz 2010 beşiktaş vikingur gota maçını da izlerken bişeyler yazayım dedim. şimdi arkadaşlar bu oyuncu hakkında türkiyeye gelmiş geçmiş en iyi oyuncu , yılın transferi , ligi bitirdi vs.. dendi. bi futbolcuya bu sıfatları yüklemek için ne gibi özellikleri olması lazım ? futbol kariyerine bakarak bunu diyebiliriz yada beşiktaşla 15-20 maç sonraki performansına göre de değerlendirebiliriz. e hadi değerlendilerim , kariyeri önümüzde duruyor.
barcelona kariyeri olan bir futbolcu *, şuanda beşiktaşın kalecisi olan rüştü reçber ile takım arkadaşı. ikiside 1 sezon durabildiler bu takımda. yani barcelonada oynamış olmak dünya yıldızı olmak anlamına geliyorsa rüştüyü de havaalanında karşılamanız gerekiyodu. unutulmuş heralde , olur öyle şeyler..
daha sonra gelen 4 yılık bir porto kariyeri daha. portonun zaten sen ben oynasak liginde ilk 2 ye gireceği kesin. o yüzden şampiyonlar ligi kariyerine bakalım bu 4 sezon içinde. 30 maçta 4 gol , son 2 tanesi 2007-2008 de beşiktaşa. türkiyede 3 büyüklerde bu kariyere sahip onlarca türk futbolcu vardır. belki daha iyileri de var. yani burda da üst düzey bir kariyer çıkmadı.
gelelim bir başka büyük durak olan inter macerasına. 32 maç , 13 ü ilk 11 , sadece 1 gol. neden interde tutunamadığı da biliniyor , takım oyunu oynayamaması. vatandaşı olan , balotelliyi adam eden hocası mourinho bile tahammül edemedi. arada chelsea ye kiralık gitti , 4 maç durdu geri geldi.
elimizde quaresmayı üst düzey futbolcu yapacak ayağının dışıyla attığı gollerin videosu hariç pek bilgi yok. ümit özat da ayak dışıyla orta yapıyordu , o videolarda vardır internette , açıp izleyebiliriz. şuanda oynanan maçta da bu kadar zayıf bir rakip karşısında adam geçme yada başka yaratıcı bir girişimi olmadı. ayak dışı şutu eksik etmedi ama.
sonuç olarak kesinlikle kötü bir futbolcu değildir ancak abartılacak bir oyuncu hiç değildir. quaresmayı bukadar futbol ilahı olarak görürsek ülkemize gelmeden ve geldikten sonraki kariyerleri belli olan nice futbolcuya patates muamelesi yapmış oluruz ki bu oyunun tanrıları varsa eğer hiç düşünmez ilk bizi çarparlar. (bkz: hagi) (bkz: popescu) (bkz: nicolas anelka) (bkz: roberto carlos) (bkz: pierre van hooijdonk) (bkz: harry kewell)
umarım beşiktaşta kendisini bulur , bizlere oyunlarda gördüğümüz quaresmayı izletir ve ülkemizin milyonlarca eurosu boşa gitmez.
