slaven bilic in bu seneki oturttuğu defansla oynasaydı ligin tozunu attıracaktı beşiktaşta para yedi diyenler oynadığı zamanlarda takım kötü bile götünü yırtardı çoğu maç geçirdiği o sakatlıklara rağmen. bunu da inönüdeki çoğu maçı yerinde izlemiş biri olareak söylüyorum bu adama kötü diyenlerin çoğu medyanın gazına gelerek zorla göndertti takımdan o değerli samet ohdaddy antalyasporda sezon sonunu göremedi gerçi bizde de hatır için kaldı.bugün yine trivelasını koymuştur bu arada avrupa liginde adam tek başına franfurt,napoli,sevilla ya karşı ipten aldı.
son iki turda enfes - jeneriklik - iki gol attı. sadece gol atmadı oyununu da oynadı.
beşiktaş takımında da oynuyordu ama takım berbattı. yabancılar kalburüstüyken yerli kadro sefiller düzeyindeydi ve yetmiyor gibi yabancı oyunculara da düşmanca davranıyorlardı. bu gerçi sadece beşiktaş'ın sorunu değil. galatasaray, trabzon ve diğer kulüplerde de çok bu muhabbet. alayı eski kaşar topçu olan yorumcular her gelen yabancıya "bundan iyisi ülkemizde bi sürü" muhabbeti yapıp, futboldan pek anlamayan adı taraftar kendi forma atkı müşterisi semeleri de oyunculara karşı kışkırttıklarından yerli oyuncu istisnalar dışında hiç kasmadan, kendini geliştirmeden dünyada alamayacağı paraları alırken bir de yabancı oyuncu katliamı yaptırıyor.
memlekete christiano ronaldo gelse en geç iki hafta sonra "koşmuyor bu" muhabbeti başlar. nedeni de o mevkide oynayacak illa bir tanıdığın himayesinde yerli var çünkü. kadro almak dediğin çoğu zaman prim + maç başılarla yıllık ücrete denk geliyor nerdeyse.
çatır çatır oynayan quaresma kendini kimselere beğendiremezken 15 milyon euro'ya yakın maliyetiyle ismail köybaşı'na giydiren bir tek yorumcu yok mesela...
üstelik de yabancı oyuncu gece yemeğe çıksa haber olurken yerli oyuncular hiç haber olmaz. arda transfer olmadan önce galatasaray taraftarı "haklı olarak" onu eleştirirken yorumcu tayfası dokunulmaz kılıyordu.
gidince taraftarın haklı olduğu ortaya çıktı. burda maç içinde 15 dakka zor oynayan geri kalan zamanı idare eden arda orda düzgün çalışınca dünya yıldızı oldu.
selçuk inan, burak geçen sezonun ortasından beri yarım kapasite ile bile oynamıyor. sebebini ise yorumcu tayfası sneijder'a yıkmaya çalışıyor. ama sahada iki depar atınca elini dalağının üstüne koyan topçuya baktığımda ben o adamların çalışmadığını ve kendilerine bakmadığını düşünüyorum...
laf çok uzamasın simao ve quaresma gönderilmemeliydi. holosko ve emekli jones'un olduğu kadroda bu adamlar mı gereksizdi. beşiktaş'dan gitse elazığspor'un almayacağı yedek kaleci şu an quaresma'nın yıllık ücretinden 500 bin euro eksik alıyor. o yüzden kimse maliyet demesin...
şu anda beşiktaş ta olsaydı yedek kalacak olan futbolcu olacaktı. porto gibi açık futbol oynayan bi takımda öne çıkabilir fakat bilic in beşiktaş ı gibi kolektif futbol oynayan hücumcuların savunmaya katılmak zorunda olduğu bir takımda fazlalık olacaktır.
9 yıldır nizami bir şekilde şampiyon olan porto'nun sistemini bozmuş olan futbolcudur. oyun disiplinini bir futbol sistemi haline getiren porto fc bu sene son 10 yılın en başarısız dönemini geçirmiş. q7'nin gelişine önce sevinen portolu taraftarlar şimdilerde q7'nin gitmesini istiyor. porto'nun oyun ve antreman disiplinine uymadığı gibi genç futbolculara da kötü örnek olmakla suçlanan futbolcu seneye satış listesinde.
abartılan futbolculardan. yahu hesap edin bu adamı izlemek için sporting lizbon'la maç ayarlayan sir alex ronaldo'yu alıyor. portekiz dışında gittiği her ülkede başarısız oluyor ve bizim romantikler hala türkiye'de oynamasına fırsat verilmedi diyor. yahu bu adam bu. iki çalım atınca büyük futbolcu olunmuyor. tamam ülkemizin futbol ortamı berbat lakin bu adamın oynamamasında zerre bu futbol ortamının suçu yok.
fundamental eksiği bulunan fakat yetenek olarak dünyada sayılı futbolcular arasına girebilecek insan.
biz seni yine sevdik be kartal yürek. keşke biraz daha bizimle birlikte olsaydın o forma altında. her ne kadar kızsak da sinirlensek de beklenmedik anlarda attığın/attırdığın goller ile hafızalarımızdasın.
Bu adamı beğenmeyen beşiktaşlı taraftarlar, bir kanadınızda olcay, diğer kanatta hala götünden koştuğunuz gökhan oynadı. Ha gerçi diğer takımlarda da durum pek farklı değil, diğerinde de Amrabat var amk.
Bilin istedim.
Futbolun salt istatistik kısmı ile ilgilenen bir insan değilim, keza burak dangalağının senede attığı gollere de kanmıyorum. Aynı fiziğe sahip herhangi akli melekeleri yerinde olan bir futbolcu o gollerin iki katını atardı çünkü.
Neyse fazla uzatmayayım, istatistik manyakları, açıp da bakın bu adamın istatistiklerine. (70 maç 18 gol 27 asist)
Oğuzhan gibi yaratıcı ve işbitirici ba'nın olduğu takımda iş yapması işten bile olmayan adam.
Ayrıca çok karizmatik ve güzel bir imaja sahip bir futbolcudur.
Elbette hayranlık duyan kişi çoktur, elbette çocukluğunda sırf quaresma'ya benzemek için saçını onun gibi yapmaya çalışanlar vardır. Onlardan birisi de benim. Hayatımdaki en büyük zevkim olan futbol için çocukluğumun idolüydü quaresma. Yaşım 22. Quaresma hayranlığım sporting zamanlarına dayanır. Bir haziran günü gecelerce bekleyip sabah uyandığımızda quaresma beşiktaş'ta haberini alınca nasıl ağladığımı anlatamam. Yıllardır izlediğin özendiğin adam futbolun ''futbol'' olmadığı alakasız bir ülkede senin tuttuğun takıma transfer olmuş. 2 sezon sonra saçma sapan futbol yönetiminin sağ açığa quaresma'yı alıp arkasına ekrem dağ'ı ibrahim toraman'ı monte eden zihniyetin kurbanı olmuştur. Şimdi de porto'da içimiz acısa da büyük keyifle izlemekteyiz. Onu Beşiktaş'tan koparan futbol alimlerine selam olsun.
