evet millet bildiğiniz üzere reşitlik denen bir olay var ve neden böyle bir şey var bunların kökenine gelelim. bir yazım da köleliğin kökenlerini ele almıştım aslında buradan başlıyor muhabbet. aristo’ya göre homo sapiens ikiye ayrılır. insan ve beşer. insan medeni bir varlıktır ve bilincinin farkındadır. beşer ise bilincinin farkında olmayan (bkz: barbar)lardır. bu locke ve hobbes ile köleliği getirmiştir çünkü onlar beşerleri insan olarak görmemiş ve dolayısıyla köle olarak kullanmıştırlar. aslında kölelik bile belli bir mantığa dayanıyor bu bakımdan. neyse, kölelik ve hukuk üzerine çıkan yazılar sonucunda locke ve hobbes bilinçli olmayan insanın yönetilmesi gerektiğini savunur ki bu da zaten bildiğimiz dünün köleliği bugünün mandacılığı. daha sonra rousseau onlara hiç kimsenin köle olamayacağını ancak bilinçsiz bir insanı bilinçlendirmek için üzerinde hak iddia edebileceğimizi ve ekler ancak bu hak belirli bir yere kadardır ve bir babalık hakkı gibi görülmelidir. bir bebek gibi köle de ( aslında bilinçsiz insanı kast ediyor) bir müddet sonra bilince kavuşur ve özgürleşir. babanın tahakkümü yoktur ancak saygınlığı vardır. bugünkü reşitliğin kaynağı da budur.