uyuşturucu içersen ölürsün, uyuşturucu kötüdür gerekirse kendini satarsın. bu pislik yüzünden her şeyini kaybedebilirsin.
bir filmin daha sonuna gelmiş bulunuyoruz.*
bazı marjinal abilerin 'ergenler seviyor' diye kötü olduğunu iddia ettikleri film. bir zamanlar fight clup için aynılarını söylerlerdi, onun modası geçti tabi, sırada bir rüya için ağıt var. sıradaki hedefte v for vendetta'ymış, öyle diyorlar marjinal, her b.ku bilen abiler.
bundan çıkarılacak sonuç şu: film iyi mi kötü mü anlamak için filmi izlemeye bile gerek yok, bir filmi ergenler izliyorsa, film kötüdür.
yaklaşık 4 kez izlediğim ve her seferinde başka bir yana sarsıldığım filmdir. sarsıntıyı yaratan esas unsur hikayesi olsa da müzik ve montajın payını yadsımamak gerekir. Özellikle tüm bunların birlikte şov yaptığı, paralel kurgunun dibine vurulduğu, o sona yaklaşan bölüm bitmek bilmez efendim, bitirir!
hakkında 817 adet entry girilmiş, ne çok iyi, ne çok kötü olan film. filmi defalarca izlemeyi düşündüm sonra fırsat olmadı iş güç vesaire girdi araya bu akşam izledim. müzik zaten aşina olduğum bir müzik olmasına rağmen etkiledi. Film çok sosyal mesaj verme çabası içindeydi, bunu özellikle üstüne basa basa vurgulaması rtük tarafından yayımlanan kısa film tadı verdi ara ara...
Anneleri yalnız bırakmayın, onların tek dayanağı siz evlatları. Bunu onlardan mahrum bırakmayın.
Uyuşturucu kullanmayın, kullananlara engel olun. Kolunuz iğnelerden çürüyebilir, kız arkadaşınız ona buna meze olabilir.
Ana tema bu... 2006 da biri bir yorum yapmış. Klasik emrah filmi gibi demiş. Aslında çokta haksız değil. Filmi ergenlerin izlemesi bir şeyi değiştirmez gerçekten çok iyi olan film çok iyidir. Ama bu çok iyi kavramı kişiden kişiye değişebilir. Herkes'de aynı etkiyi bırakmaz her film, şarkı, kitap vesaire...
Ancak gereksiz bir ruh karanlığı, sebepsiz bir bunalım, hafif bir yaşamaktan soğuma durumu ile karşılaşabilir, özellikle zayıf bünyeler-ki, esrar gibi eroinden hafif uyuşturucu kullanan çok genç çocuklarda ters tepkime yaratabilir. insanlar psikolojik ajite edici durumlarda, empati kurarak genelde kendini mağdurun yerine koyar.
Filmlerde kitaplarda bu şekilde okunur ve izlenir. Kişi kendine en yakın karakteri seçer... Filmi izleyen genç bir erkek kendini Harry Goldfarb yerine koyarken, genç bir kız Marion Silver oluverir. Yaşlı bir kadın ise Tyrone teyze yerine kendini koyar. Bu her zaman böyledir. Filmin her dakikasında, kitabın her sayfasında olmasa bile, ara ara geçişlerde bu yaşanır. Psikolojik güdüleme ile özellikle çok genç beyinlerde sakıncalı bu film. 20 yaş ve 60 yaş arasındaki kişiler tarafından izlenebilir. Yaşlı bünyelerde ani çöküşler yaşatabileceğini düşünüyorum'ki bunda filmin en iyi oyuncu olan Ellen Burstyn payı çok büyük.
Kısacası benim şahsi görüşüm çok iyi bir film olduğu yönünde değil. Film eleştirmeni gibi oldu ama naçizane fikirlerim bunlardır.
yıllarca " aman sakın izleme, çok etkisinde kalırsın, öyle bunalım böyle boğucu" cümleleriyle karşı karşıya kaldığım ve izlemekten çekindiğim film.
günün birinde zaten yeterince dipteyken izleyip de "bu muymuş lan" dediğim film ayrıca.
bildiğin arabesk bir film. çıkar o müziği koy tüdanya, emrah, bergen şarkısı. gör bak nasıl da haklıyım.
şahsen bunaltmadı. izlenmesinde de sakınca yok bana göre. zira leonardo di caprio'nun basketball diary diye bir filmi var ki o çok daha fazla insanı etkiler, vermek istediği mesajı çok daha güzel verir.
yılların filmine biraz bok atmış gibi oldum ama bu konuyu işleyen çok daha iyi filmler mevcut, sadece bunu belirtmek istedim.
çok kötü film çok. adamlar o kadar başarılı bir şekilde yansıtmışlarki adamın ağzına sıçıyor. kötü dememde o yönde. adamın amına koyan şarkılar varsa bu da adamın amına koyan filmdir. açık ve net. çok üzüldüm izlerken, çok sinirlendim. kısacası çok karıştım tarif edemiyorum.
uyuşturucu ve madde bağımlılığını tezatlıklarla ele alan güzel bir film imiş önce öyle söyleyeyim, ki öyle de.
ancak,
bir tek beni etkilememiş olsa gerek şu film. uzun süredir, ''ya abi izle müthiş film'', ''yerinde dakikalarca kalakalcaksın'' vs.. dediler, demin bitti film bi bok hissetmedim ya la.
edit: dank etti lan. beyler bu filmden etkilenenlerin %90'ı kadınlar iyi bakın. ass to ass sahnesi olsun, uyuşturucu için vücudu satmak olsun. *
algısal taarruz yaparak bilinç altınızda ağır depresif hasarlar oluşturacak filmdir.uyuşturucunun insana neler yapabileceğini nasıl bir boktan hayat çektireceğini tanrının cehennemi dünya tezgahına getirme yolu olduğunu gösteren filmdir.
evde bütün filmleri izledikten sonra, mutlaka balkona çıkıp bir sigara içerim ve kesinlikle filmin sonundaki postscriptine bakmam; hemen gidip sigaramı yakarım; ama bu film bitip de postscript başladığı zaman ve canım felaket sigara istemesine rağmen; yaklaşık dört dakika ekrana bakıp öylece kaldım; tahmin edersiniz, yatakta ve cenin pozisyonunda...
ve sonra gidip sigara yaktım ve içten bir lanet savurdum; lanet olsun...
2000 yapımı amerikan filmi. sözlüklerde en çok bahsi geçen filmlerdendir. eternal sunshine of the spotless mind bir aha da bu iki. bu filmlerin ismini ezberleyip ağzınızı yaya yaya söylediğinizde çok marjinal görünüyormuşsunuz ergenler.