sinemaya getirdiği yeni çekim tekniği ve kamera hareketleriyle, muhteşem müziğiyle, kusursuz oyuncu performanslarıyla, ki ellen burstyn bu filmle oscarı sonuna kadar haketmişti ama her zamanki gibi akademi ödülü amerikalı popüler bir kadına julia roberts'a verdi üstelik hiç haketmemişti, orjinal olmayan klasik bir hikayeyi farklı bir bakış açısıyla anlatabilmesiyle
değeri görülenin ve anlatılanın çok üstünde olan bir film. üstelik mükemmel bir de televizyon ve medya eleştirisi yapıyor ki hayranlık duymamak elde değil. bağımlılığın sadece madde ile sınırlı olmadığı dünyamızda, hemen hepimizin bir şeye, bir kişiye ve bir amaca bağımlı olduğunu yüzümüze haykırıyor.
şimdi film güzel, etkileyici, rahatsız edici, başyapıt falan demek istemiyorum çünkü zaten çoğu insan bu konularda hemfikir. Ben başka bir yönden bakmak istiyorum bu filme;
ben bu filmi dört kere izledim. üçü kız biri erkek olmak üzere dördünü de farklı insanlarla birlikte izledim. tamam güzel ne var bunda diyebilirsiniz ama işin ilginci bu dört insanla da şu an aram çok kötü. biri eski sevgilim, biri kuzenim, birinin ne olduğunu çözemedim 2 senedir, biri de çok yakın erkek arkadaşlarım arasındaydı. Şimdi sorarım size bende mi bir cenabetlik var yoksa filmde mi? yaktın beni darren aronofsky.
Dün tekrar izlediğim film.
Bir başyapıt olduğunu iddaa edecek yoktur sanırım. En büyük özelliği gerçekleri insanların gözüne sokmasıdır. Yuh amk dersin böyle hayatlar da mı var? vardır işte. insanların uyuşturucu yüzünden neler yapabileceğini görürsün. herkesin uyuşturucuları vardır aslında hayatta. kimi aşk ile kimi futbol ile kimi para ile uyuşturur bedenini. onlar sadece gerçek uyuşturucuyu kullanan insanlar. izledikten sonra gözlerin dolar hafiften. onlar adına gelecek hayalleri kurarsın şöyle yapsalardı şöyle olmazdı dersin.
Sonu güzel bitmeyen filmler, hep hatırlanacak filmlerdir.
bittiğinde zihnimi yoran ender filmlerden bir tanesi.. aynı senaryoyu normal bir filmden izlediğimde pek aklımda kalmayabilir. ancak böylesi müzik böylesi derinden ve paranoya halinde paralize edilirse öyle bir yapımı unutmak pek mümkün olmaz. bu aynı makarnayı bir sossuz bir de soslu haliyle tatmak gibi. 'aman sakın uyuşturucu kullanma, bilmediğin haplardan içme!' tavsiyelerinin o dönemden bu yana müthiş şekilde gözler önüne serildiği bir yapım. kişinin ruh halini sarsıp sıkıntıya sokabilir aman dikkat.. ya da tam tersi polyanna tavrı sergileyip benden daha kötüleri de var demek pek mantıklı. izleyin ve izlettirin.. irili ufaklı hatalar tespit ettim onlardan bahsetmek istiyorum.
- opioidlerin (eroin gibi) kullanıldığı sekanslarda göz bebeklerinin büyümesi değil küçülmesi gerekirdi.
- sara'dan ekt uygulanması için izin belgesi almak, kendisinin psikolojik durumu göz önüne alındığında aile fertleri veya ikinci doktordan onay alınması gereklidir. yani öyle şak diye imza attıramazsınız.
- ekt uygulanırken hastaya genel anestezi uygulanır. filmde böyle birşey yapılmıyor.
- kol kesilirken sahneyi daha da dramatikleştirmek adına testereyi rastgele koluna sokuyorlar. oysa ki testere sadece kemik kesiminde kullanılır.
izlerken insanı geren, film bittikten sonra o hayatı sanki siz yaşamızsınız hissi veren bir film. film bittikten sonra durup derin bir nefes aldığımı hatırlıyorum. müziği etkileyicidir bir de.
ilk izleyişte pek bir tad alamadığım sadece Jared Leto'nun karizmasına hayran kaldığım * fakat daha sonra sözlükteki yorumları okuyup tekrardan izlediğim anlatmak istenen mesajı alıp detaylarını kaçırmadığım bir başyapıt.
--spoiler--
Kadının tek isteği sürekli izlediği o yarışma programına çıkmak ve oğlunun ne kadar başarılı ve onu ne kadar sevdiğini göstermesi milletin alkışlamasıydı. Tezat olanı ise oğluyla hiç ilgilenmemesi. Abartıda olsa günümüz toplumunu yansıtıyor. Sürekli bir başarı açlığı , sanki bir atyarışıymış gibi çocuklar-gençler yarıştırılıyor , çocuğun karakteriyle giyimiyle ilgili şikayette bulunup hiç yol gösterilmiyor. Sen çok cozuttun bu aralar deniyor fakat bir derdin var mı ? bir çözüm bulalım denmiyor. Sonra filmdeki uyuşturucu gibi gençler alkole , sigaraya veriyorlar kendilerini.
--spoiler--
benim için tüm zamanların en etkileyici filmidir. zamanında tam final haftası izlemiştim bu filmi. izlediğim günün gecesi rüyamdaydı bu film. tam bir hafta lux aeterna ile filmi yaşadım, ağladım, zırladım. zor filmdir.
--spoiler--
şu telefon sahnesi var ya, kız işten geliyor, elemanın kol gitmek üzere ve kız bugün gelir misin diye soruyor ve oğlan da gelirim diyor. orda her şey bitmiştir benim için.
--spoiler--
yalnız izlenilmemesi gereken film ciddi anlamda. intihar riski taşıyor bildiğin. kendisini diğer güzel filmlerden ayırt eden şeyse psikopat değilsen ikinci kez tekrar izlemek istemeyeceğindir.
birçok farklı temayı aynı anda işlemeyi başarmış bir başyapıt. hani derler ya "ulan film bu." diye, işte bu onlardan değil. hayatın tam içinden, insana değişik hislere yaşatan cinsten. izleyen de bilir ki bir film olmaktan öteye gidiyor.
bunun yanı sıra ilk teması uyuşturucunun hayatı nasıl yok ettiği, bir diğer teması anne sevgisi, bir diğer teması yaşlılık ve yalnızlık, bir diğer teması da olmazsa olmaz olan aşk. tüm bu temaları o kadar güzel birleştirmişler ki etkilenmemek elde değil.
diğer yandan da filmin içinde birçok rahatsız edici unsur var. nedir bu 36 etnik unsussueasgrwr
çok daha iyileri varken bu filmin neden bu kadar abartıldığını bir türlü anlayamadım anlayamayacağım da...
uyuşturucuyu giriş gelişme sonuç olarak, en iyi irdeleyen The Basketball Diaries varken bu filme bunca anlam yüklenmesine anlam veremediğim filmdir.
gerçekten yıllarca akıllardan çıkmayacak yüksek kaliteli bir filmdir. Vermek istediği mesaj olsun olay örgüsü olsun gerçekçilik olsun film müziği olsun hepsi 10 numaradır. Eroin kullananlar o filmden sonra hala tedavi yoluna gitmiyorlarsa bırakın kendi hallerine derim.
madde bağımlılığı üzerine bir film.
insanın içini cız ettiren midesini bulandıran sahnelere sahip.
insanlığı değerleri, bir insanın uyuşturucu, televizyon ekseninde sevgisizlik kuyusunda muhtaç ve zavallı halini gözler önüne seriyor.
kimi sahneler hızlı ve duygular, bağımlı kişinin gözlerinden çekilmiş.
güzel ve etkili . müzik yeterli derecede gerilimi aşılıyor insana. ama haddinden fazla abartılmış.*
konu uyuşturucu ve bağımlılıkken daha iyisi çekilebilirdi.
örnekler basit, sahneler kurtarmış.
ama yine de onlarca kötü film arasında izlenmeye değer olduğunu söyleyebilirim.
insan hayatı nasıl mahvolur bunu gösteren film. ama abartılacak pek bi şeyi yok. beğenmedim ben fazla. film bitti ve sadece bitti. büyük beklentiyle izledim sanırım.
--spoiler--
aslında yasal uyuşturucuların ve yasal olmayan uyuşturucuların da aynı etkiye sahip olacağını bize gösteren film.
kadın bedenini satar, erkek de ruhunu... şeklinde bir sonuç çıkardım ben bu filmden. yaşlı teyzemizin tripleri izlenesidir. nasıl bir kafadır anlamak gerekir. uyuşturucu kullanımının nelere sebebiyet vereceğini gösterebilmek açısından böyle meraklı ergenleri toplayıp izletilmesi gerekir. tabii ki ekşın sahneleri birazcık rötuşlanarak. asıl meseleden kopmasın yavrucaklar.
--spoiler--