sana gününü göstereceğim demişti rüyada gördüğüm o kahin. gerçi pek de sallamamıştım rüyama girdiğinde tüm seksapelliğiyle. damarlı elleri, geniş omuzları, yeşil gözleri ve kaslı vücuduyla yunan heykellerini andıran vücut yapısıyla, bana salladığı işaret parmağını kırasım gelmedi de değil hani.
ta rüyamda kötüleştim arkadaşlar. yatalak valideciğim ve kız bacım koşarak başıma gelmişler. öfke nöbetine girdiğimi ve rüyamda bana tecavüz yapıyor birileri sanmışlar. çok korkmuştum gerçekten ben de. çünkü son günlerce acayip rüyalar görüyorum ve endişeliyim arkadaşlar. kimi zaman tecavüzcüler kovalıyor, kimi zaman cin min gelip enseme üflüyor, iflahımı kesiyorlar. bazen de organ mafyasının eline düşüyorum ya. allah korusun şeytan kulağna kurşun yani.
hülasa, rüyamda gördüğüm o kahin söyledi bana bunu. gününü göstereceğim. yalnız iki kelimeden oluşan ve salisede ağızdan çıkabilecek korkutucu cümle. nerden bilebilirdim ki hakikaten başıma iş açacağını?
biliyorsunuz referandum var ve ben tabii ki evet diyeceğim. ülkem için, erdoğan başbakanım için, adam gibi adam, delikanlı, yürekli başbakanım için. bu bir vatan aşkı bendeki. neyse geçen bir bebek getirdi kız bacım. cami avlusunda bulup sahiplenmiş. olmaz dedim, küçüksün sen küçücük. polise vereceğiz bu çocuğu zaten de, sabaha kadar dursun madem dedim. analık duygularım kabardı kuran çarpsın. gerçi pek anlamam ama yemek yapmaktan kuru fasülye falan vardı dolapta onları yediremedim. zaten acılı yapmış yatalak valideciğim. afyon sucuğu falan almıştık geçen ondan koymuş. dedim neyse biberonla besleyelim madem, doldur biberona şu kolayı da içsin serinlesin yavrucak dedim kardeşime. yok abiciğim öyle olur mu bu daha bebek ya. süt falan vermeli buna. ama bende de süt yok ki. nasıl yapacağız?
dur dedim rahmet abiye soralım. hemen telefonla aradım rahmet abiyi sağolsun o çok çocuk büyüttü. kullanma kılavuzu gibi mübarek adam yani. müslüman müslüman kapadım telefonu hayırlı günler dileğiyle. sonra işte sabah için komser arkadaşı aradım ve bebeğin durumunu rapor ettim. peki sabah ekip yollatır aldırırım, sen bak şimdilik dedi.
hemen çocuğa muska taktım ve erdoğan resmini eline verdim. vay piç hemen resmi ve muskayı fırlattı attı. ufacık kundakta çocuk ya. nasıl yapar böyle bir şey? atalarını nasıl hiçe sayar düye düşündüm ama ufacıktı daha. ıngaaa bile diyemiyordu. fakat ben öyle sanmışım, ah ne kadar da salakmışım!
neyse dedim, moralim bozuldu bacıcığım. ben az inzivaya çekiliyorum. belki tesadüfen bir şey falan iner kafama da, ereriz diyerek espri yaptım. bebeğin altını bezleyip inzivaya çekildim. pipisi de çok ufaktı yani. yok gibiydi. hani asansör düğmeleri olur ya içine kaçmış öleydi yani.
gece yarısına doğru bir ağlama sesi duydum. televizyon izliyordum. referanduma hayır diyenleri gördükçe hahaha kıh kıh kıh diyerek sırıtıp ' görüceksiniz laana zuhahah' diye eğleniyordum.
o bebeğin ağlama sesiydi. hemen koştum ve bebeğe baktım. tövbeler tövbesi yatakta doğrulmuş, cin gibi bana bakıyordu. elinde türk bayrağı var hayır da hayır var, hayırlısıyla hayır diyerek ağlamaya başladı. bir anda kendimi geriye fırlattım duvara yapıştım. yere doğru yığıldım arkadaşlar. çok korkunç bir manzaraydı. tüm aileyi ikna edemedim yalnız bu duruma. siz hiç gördüğünüz bir şeyi anlatmakta, inandırmakta zorluk çektiniz mi?
korkudan altıma kaçırdım afedersiniz. burda biz bizeyiz yabancı değiliz arkadaşlar. işemişim azcık. bebeği hemen aldım kapıya koydum. valideciğim 'bırak heğri, dememiştir sen yalan atıyondur, götüne yalan yuva yaptı senin zaten. son günlerce iyice azıttın' dedi. inandıramıyordum resmen... ne bok yerseniz yiyin lan deyip kaçtım odama ve kitledim kapıyı arkadan.
lan seni kim anlar, anlarsa sevdiğin anlar dedim ve sevdiceğimi aradım. hemen açtı telefonu ve bir derdim var benimde dedi. stresliydi çok...
boşver derdi dedim. dertler yok artık dedim. yalnızlığıma mani oldun, umudumu yeşerttin, artık dert yok bize. biz uçmazsak bahar gelmez, çicekler açmaz, hadiii amaa biraz gül dedim bir şiir okudum ona. çok duygulandı o da. telefonda beraber haykırdık, beraber ağladık. olayı anlattığımda inandı ve hemen yanıma gelmek istese de onu rahatsız etmek istemedim. alta yazacağım sevdiceğime yolladığım o şiiri...
gözünden akan yaş olsun derdin.
tutma içinde bırak da bir an önce geçsin.
saralım yaraları da güneşe yürüyelim.
açma ışıkları da ay varken, kaçırmayalım, görelim.
o gece rahatlıkla uyumuştum beni anlayan biri var diye. sabah ise komser arkadaşlar kapıya geldi ve kız bacımla beraber bebeği teslim ettik. kundaktaki çocuk arabaya binerken bana nah işareti yapıyordu. sanki nazire yaparcasına. delirdim bende ona nah işareti çektim. mahalleli beni gördü ve hiç yakıştı mı sana?
çocukla çocuk oluyorsun git gide dediler...
burkulan yüreğimi tüm kalpleri tamir edecek olan tamirciye götürdüm. yani dert babası, gönül adamı rahmet abiye. biraz da olsa tedavi etti beni sağolsun...
