kapısına dikilmiş genç bir adam.. bilmem kaç tane çocuğunun ve eşinin en temel gereksinimlerini bile karşılamıyor işsizlikten. beş parasız. belli ki son umudu üç sene önce yüzünde bir tebessümle oy verdiği, futbol oynayan, argo konuşan, onlardan biri oldugunu sandıgı tayyip abisi. pankart hazırlamış bir tane. "böbreğim satılık" diye. bir insanın düşebileceği en aşağı pozisyonlardan birinde..
tayyip abisinden el-cevap:
"burası sakatatçı değil kardeşim."
......
hadi ya!?
yarın çık meydanlara yine. "türbana özgürlük" diyenlere "burası butik değil bacılarım" de. diyemezsin. dedirtmezler.
yarın çık meydanlara yine. "şiir okuduğum için beni mahkum ettiler" diye gürle. "sen sanatçı mısın?" diye sormasınlar aman dikkat.
cumhurbaşkanını halk seçsin baskılarına aldırmayıp ben seçeceğim dedikten sonra tüm işleri eline yüzüne bulaştırıp madem öyle halk seçsin bakın ne kadar da halkçıyım pozlarına yatan, riyakarlıkta başı çeken bir insandır, kaçınınız böylelerinden...
ana muhalefet partisi liderinin doğu ve güneydoğu anadolu bölgelerine gidemeyeceğini, giderse başına neyin geleceğini bildiğini -halkı galeyana getirmeye çalışmaktadır ve suç işlemektedir bu sözleriyle- söyleyen, ancak, diyarbakır'a miting alanına gelen insan sayısından fazla polis konuşlandıran, onlarca keskin nişancı konuşlandıran, mersin mitinginde -ki, aynı mersin'de baykal'ın halkın içinden nasıl yürüdüğünü herkes gördü- sadece kendisini koruyan 200 pois konuşlandıran yetmeyip, kemal öncel'i gözaltına aldıran, istanbuldaki evinin sokağını çelik bariyerlerle kapattıran siyasi organizma...
evet çok halkçı bir başbakan... halka sadece ulusa sesleniş konuşmalarıyla televizyondan ve yüzlerce polisin gölgesinde platform üzerinden seslenip, "biz halkçıyız" diyen bir şahıs...
bir iğer tarafta da, halın içine karışmaya tereddüt etmeyen, ana muhalefet lideri, cumhurbaşkanı, cem uzan, mehmet ağar vs... halkçılık demek makamı kapkaç politikasıyla elde edemeyince, mağdur rolüne bürünüp halkçı kesilmek de ayrı bir olay tabiki...
ya biz halkçılığı g.tümüzden anlıyoruz, ya da başkaları... sen "güvenlik" gerekçesiyle halktan kaçarcasına yüzlerce polis eşliğinde hareket et, sonra "halkçıyız" de, hadi len... bu ülkede ana muhalefet liderinin, cumhurbaşkanının can güvenliği, seninkinden daha az tehlikede değil mi?
tanım: milli görüş gömleğini çıkarmış türkiye başbakanıdır.**
1980 nisan' ı...
12 eylül' e 5 kala, sokakları kanlı bir bahar sabahında fatih' te, öldürülen bir islamcı gencin cenaze töreni vardı (bir dönüşüm öyküsü, ruşen çakır - fehmi çalmur, metis, 2001). yürüyüş sırasında 400 akıncı, jandarmayı görünce, solun bildik bir türküsünü islami yorumla söylemeye başladı:
"ay ışığı jandarmanın süngüsünü yakıyor / mahpus kardeş pencereden akıncıya bakıyor / jandarma biz müslümanız / dostuz yalnız biz sana / kurtuluşun islamdadır / elini uzatsana..."
ancak jandarma elini değil, silahını uzattı. bunun üzerine akıncı gençler başka bir "eylem"e başvurdu; gazeteleri, ceketleri yola serip namaza durdu.
jandarma namazın bitmesini bekledi, sonra da hepsini cemseye itekledi.
ertesi gün "islam düşmanları ateşle oynuyor" başlığıyla çıkan sebil gazetesinde eylemde başı çekerken gözaltına alınan bir gencin fotoğrafı vardı:
"islamcı gençliğin gerçek liderlerinden, msp gençlik kolları başkanı tayyip erdoğan..."
o günlerde "haçlı seferleri"ne karşı cihad çağrısı yapan 26 yaşındaki "akıncı erdoğan"a deselerdi ki;
"ey islamcı gençliğin lideri! 23 yıl sonra başbakan seçileceksin. seçimi abd büyükelçisiyle izleyeceksin ve ilk icraat olarak müslüman komşuna saldırması için amerikan askerini türkiye'ye getireceksin."
"genç akıncı" kimbilir nasıl gülerdi.
elbette, zamanla insanın değişebileceğine inanıyoruz.
o yüzden, şimdilerde "nedense" pek rağbet görmeyen "erdoğan kasetleri" piyasaya sürülüp eski konuşmalarına dava yağdırıldığında karşı çıkmış, "bu yolla durduramazsınız" demiştik.
bugün de, yasaklandığı siirt' ten başbakan olarak dönmesini "hak yerini buldu" diye yorumluyoruz.
ama "yenilikçilik" bayrağını açtığı 1 yıl içinde 5 kez abd' yi ziyaret etmesini, oğlunun nikahına amerikan başkonsolosunu davet etmesini, washingtonda yahudi lobisiyle flört etmesini, çeyrek asra sığan ama akla hayale sığmayan bir çark etme süreci olarak görüyoruz.
abd, şimdi zamanında yaptığı yatırımın meyvesini topluyor.
meclisin aleyhte kararına rağmen irak sınırına askeri araç ve malzeme sevk etmek için erdoğanın görevi devralmasını bile beklemiyor.
tbmm başkanı bülent arınç, erdoğanla devletin tepesinde "delikanlı üslubu"nun hakim olacağını söylüyor.
kasımpaşayı bilmem; ama bizim oralarda "delikanlı" diye, başını dik tutana, sözünün ardında durana denir.
"kıbrıs' ta çözüm" vaat edip denktaş' a diklendikten sonra ilk toplantıda çözümsüzlüğe razı olana,
"meclis' in kararına saygımız sonsuz" deyip ardından "bu tezkere çıkacak" diye baskı yapana,
alttayken meydan okuduğu "haçlılar"a yükseldikçe yanaşıp tabanının, grubunun, halkının, dünyanın karşı olduğu bir savaşa girmek için çanak tutana "deli - kanlı" denmez, "biti kanlandı" denir.
"islam düşmanları ateşle oynuyor" başlıklı gazetede resmi çıkan akıncı genci, başbakan seçildiği akşam abd büyükelçisiyle savaş pazarlığında görünce meşhur fıkrayı hatırladım:
delikanlı, barda kafayı bulunca "var mı lan bana yanbakan" diye dayılanmış.
köşedeki izbandut doğrulup "bir şey mi sordun" diye gürlemiş.
tırsmış bizimki, sonra izbandutun önüne geçip diklenmiş yeniden:
"- heyyt ulan... var mı abimle bana yan bakan!.."
Türkiyede yaptığı 'icraatlar' sayesinde uykusundaki devi uyandırması,sosyal demokratları 20 yıl sonra birleştirmesi,söz değil özde atatürkçülüğün önem kazanması,kadınların mitinglerde değerinin anlaşılmasını sağladığından dolayı kendisine teşekkür ediyorum.Eğer bu kadar kötü bir başbakan olmasaydı şimdi ne halde olacaktık.Saol başbakan oylar senin olsun....
dipnot:500.entryimi sayın başbakanımızın şahsına ait konuya yazmak beni ne kadar derin kederlere sokmuştur bilemezsiniz.Ama 1000.entryimde o belki meclisin kapısının bile önünde olamayacağı için.;eh ne diyelim buruk zafer...*
Sayın Erdoğan,
Bu bir teşekkür mektubudur. iktidarınızın sonuna geldik, sizin için
çok Verimli, çok besleyiciydi ama en yakın arkadaşlarınızdan Sayın Bülent Arınç' ın kelimeleriyle "Ne yazık ki bitiyor, yani keşke ikinci defa seçebilme imkanımız olabilseydi. Ama bitiyor."
O yüzden size bir teşekkür mektubu yazmak istiyorum.
Öncelikle size çok teşekkür ederim.
Yaptıklarınız yüzünden Türkiye Cumhuriyeti Tarihinin en büyük mitinglerinin kahramanı olduğunuz için... Milyonları size duydukları öfkede birleştirip sokaklara döktüğünüz, bu vesileyle 4.5 yılda aşınan Türkiye' nin imajını Batı basınında cilaladığınız için...
Size en içten teşekkürü borç bilirim... Türkiye'nin her yerinde, her köyünde milyonlarca eve bayrak asılmasını, o bayrakların aylardır asılı kalmasını ağladığınız için... Milyonların size duydukları derin kinin intikamını çatışmada, kavgada değil de Türk bayrağında bulmasına yol açtığınız, yeni
nesillerin bayrağa sımsıkı sarılmasına neden olduğunuz için...
Eşinizi de es geçmek olmaz... Ona teşekkürlerin tıpkı onun kıyafetleri gibi en yaldızlısı, en cafcaflısını borçluyum...Türk kadınını alyans sattırma pahasına kazanımlarına sahip çıkmak için meydanlara çıkardığı için... Oğlunuza da teşekkür etmeliyim... Yüzde 9' dan aldığınız işsizliği yüzde 11.4'e çıkarmanıza rağmen bu ülkede hala alınteriyle gemi alınabileceğini ispatladığı, gençliğe umut verdiği için...
Ya bakanlarınız...?!Hiç onları atlar mıyım? Teşekkürlerimi sunuyorum onlara da. Yumurta fabrikalarıyla...Harem selamlık yemek yedirdikleri Aileleriyle... Kaçak villalarıyla... Türkiye' yi Avrupa insan Hakları Mahkemesi' ne şikayet eden eşleriyle... Hakları' nda verilen gensoru önergelerine yaptıkları ucuz savunmalarıyla...
Milleti isyan ettirip,
Uyuyan devi uyandırdıkları için...
Bir teşekkür de kankalarınıza...Mesela size her fırsatta destek veren Amerika Birleşik Devletleri'ne...Irak' taki politikalarıyla Büyük Ortadoğu Projesi' nin iç yüzünü bize gösterdiği için... Ve elbette Avrupa Birliği'ne. Unutulmaya yüz tutmuş imtiyaz kelimesini dilimize tekrar kazandırdığı, "Ver Kurtul" culara, ne kadar versek de kurtulamayacağımızı gösterdiği için...
Mesleki teşekkürü de unutmamalıyım... 40 kişiyi 4 sene önce bir anda
işten ayrılmak zorunda bırakıp, 1 sene evde işsiz oturtup, sonra Kanaltürk' ün kurulmasına neden olduğunuz için... Bizi "Bir şey yapmalı" diyenlerin sesi yaptığınız için... Kanaltürk'ü istemeyerek de olsa tarihe geçirdiğiniz için...
Bir de Kanaltürk adına özür borçluyum size... Medyayı dört koldan
kuşatıp, tek sesli hale tam getirmişken, planlarınızı bozup, milyonların "Satılmış Medya" diye bağırmasına yol açtığımız için...
Evet Sayın Erdoğan,
Sayın kelimesine kattığınız yeni anlamlar nedeniyle gönül rahatlığıyla
sayın da diyebiliyorum size artık. "Dağ dağa kavuşur da bunlar
kavuşmaz" dediklerimiz sayenizde buluştu... Daha da buluşacak, buluşmayanlar da
sandıkta birleşecek siz böyle devam ettikçe...
Dediğim gibi, sizin için çok verimli, çok besleyici bir dört buçuk
yıldı. Ama iktidarınızın sonuna geldik... En yakın arkadaşlarınızdan Sayın
Bülent Arınç' ın kelimeleriyle "Ne yazık ki bitiyor, yani keşke ikinci defa
seçebilme imkanımız olabilseydi. Ama bitiyor."
Çünkü takiye filan vız geliyor, uyandık sayenizde!!!*
"içerdeki 5000 teröristi hallettikmi ki dışardaki 500 ü halledelim" dedikten 1 gün sonra "içerde 1500 dışarda 3500 terörist vardır ve içerisi dışarısı gibi bir ayrım yapılması söz konusu değildir" diyerek ne kadar iyi değişebildiğini bir kez daha göstermiş şahsiyet. tabi yersen...
buradan * yorum yapılınca ip no sunu bulup , haa bak buradan bağlanan kişi aleyhte yazmış,adresinin bulun , bağlantısını kesin , işinden de kovun diyilecek gibi geliyor.Sayın başbakanımıza allah zeval vermesin.Türkiyem muhteşem ilerledi.Daha nice hizmetleriyle türkiyem ilerleyecek inşaallah.Bi de bok atmazlar mı? Bu kadar çalışsın , çabalasın yaranamasın...cıq cıq cıq.Neyse...Hörmetler sayın başbakanım.*
başabakan. o makamamı bu kadar dolduran bir liderimiz oldumu sizce.
iktidara bok atmak moda bu aralar haketmediği eleştirilere maruz kalır kendileri .
ortam yapmak için illaki iktidara özellik geniş halk kitlelerinin desteklediği halktan liderler olursa bu daha makbul olur.
sayın erdoğan ne yapmıştır ; enflasyonu sabit tutmuş 4 yıldır petrol ve ürünleri dışında pek bir şeye zam olmamıştır o bok atan ünversite gençliğinin içinde bulunduğu imkanlar genişletilmiş (mesela adsl)
ekonomi hareketlenmiş ( ben komünistim diyorsan o başka)iş imkanları çoğalmışen azından şubat krizinden sonraki ortamdan daha iyi bir ortam oluşumuştur . öğrenciler kitaplarını ücretsiz almış türk lirası sıfırlardan kurtulmuş itibar kazanmış bu arada komşumuz ırak a girilmiş 1 milyondan fazla insan öldüğü bir savaş cıkmış buna rağmen istikrar ortamı bozulmamış asker muhtıra bile vermiş yine ekonomi buna bile tepki vermemiş.
evet cok kötü şeyler yapmış başında olduğu hükümet.
