miting alanlarında mahsuni'nin "yiğit muhtaç olmuş kuru soğana..." dizlerini söyleyen adam. sanırsın muhalefet partisi lideri. ulan ben mi muhtaç ettim milleti kuru soğana? halkı patates, soğan, kömür çuvallarına muhtaç edip de oğluna gemicik hediye eden adam da zaten benim babamdı. yuh bu kadar pişkinliğe de pes derim! insan da yüz olur ya? bir de dinleyenler bu laflar üzerine alkış patlatıyor başbakan'a. zaar patates, makarna yemekten seme olmuşlar.
15 mart 2009 tarihinde izmir'de miting yapacakmış. şimdi bu miting çok kritik. birlikte düşünelim. yerel seçimler 29 mart 2009'da, yani bu tarihten iki hafta önce yapılacak bir miting. ayrıca mitingin yapılacağı yerde akp'nin en hassas olduğu bölgelerden biri. bugüne kadar izmir'de bir başarı sağlayamadı ve izmir halkıyla arasında gerginlikte aşikar.
(bkz: gavur izmir)
(bkz: anamızı da aldık geldik)
şimdi bu şartlar altında seçimlerden iki hafta önce yapılacak bu miting biraz kafa karıştırıcı. neden izmir? neden seçim arefesi?
yani benim kafamı karıştırıyor bu durum. yani pazar günü izmir halkı tarihi bir mitinge sahne olabilir. çünkü adamın uslu duracağını zannetmiyorum. söyleyeceği şeylerden, yapacağı hareketlerden büyük bir olay çıkabilir diye düşünüyorum. yani bu miting türkiye'nin siyasi tarihinde dönüm noktası olabilir. belki de uzun zamandır beklenen son nokta bu miting olur.
bekle tayyip, anamızı da aldık geliyoruz.
edit:diyeceklerim bu kadar uyardı sağolsun. aklıma 22 mart diye yapışmış. bir türlü kurtulamıyorum. seçim 29 mart 2009'da.
ekonomik kriz varmış, başbakan da paket açıklamış!
yok yok ciddiyim paket açıklamış..ne paketi yahu demeyin be gerizekalı değiliz..
kriz yok, teğet geçti bizi laflarıyla bokunu çıkardınız artık diyebilirsiniz ama..
ama' sı şu.. yahu akp' lilerin başbakanı tamam kriz yok dedin, teğet geçti dedin, ee üstüne yaklaşık 1 ay önce: 'ne paketi açıklayacakmışım, ambalajlı paket mi yapmak gerekiyor' bunu da söylemedinmi?!
nerden çıktı şimdi akp' lilerin başbakanı, ne gerek vardı ki şimdi, g.tümüzü saymazsak teğet geçiyodu kriz bizi!
beyne giden sinir damarlarına direk etki eder.padişahlık unvanından sonra haşa şimdi de gazetelerde peygamber yakıştırması yapıldığı geçmektedir.mhp grup başkan vekili oktay vural'ın yerli çıkışı ise;
'' Sen kimsin Sayın Başbakan
Sen kimsin ki peygamberimize, el uzatacak kadar onun adını alacak, mukayese ettirecek kadar bu milli manevi değerlerimizin içini hortumluyorsun. Yeri geldiği zaman iktidarı için partisi için Papaz elbisesi bile giyerim; diyen bir kimsesin. Bugün geldiğimiz bu noktada milli manevi şahsiyet abidelerimizle mukayese edecek kadar gözlerini hırs bürümüş. Bunlardan dolayı büyük üzüntü duyuyoruz. Ve böyle kimseleri yaptırıp konuşturup taltif ettiren bir siyasal zihniyetle karşı karşıyayız. Böyle bir kişinin milli ve manevi değer şahsiyetlerimizle mukayese edilmesini de Türk milletine hakaret kabul ediyorum.
Türkiye demokratik bir ülke midir, değil midir? Ne sultanısın sen. işsiz kalan yoksul bıraktığın gönüllerin mi, yoksa böyle inanç değerlerimizin içini boşaltanların gönüllerinin sultanı mısın? Yoksa Bushun BOPunun gönlünün sultanı mısın? Yoksa Davos;un sultanı mısın? Burası Tayyiban cumhuriyeti değil. Uyarıyorum bir daha milli ve manevi şahsiyetlere, peygamberimize dil uzatanlar hadlerini bilsinler ''demiş.*
kendine başbakanlık görevi haricinde gittiği illerdeki rakip belediye başkan adaylarına ayar verme misyonu yüklenmiş kişi. muhtemelen danışmanlarının 'efenim, halk sizi tanıyor, yerel yönetimlerde sizin isminizle oy toplayacağız. biraz da photoshop'la bebek gibi güvenilir bir insan sıfatı da yaptık mıydı yerel yönetimleri kapatırız allah'ın izniyle.' dediğini düşündüğüm zat.
evet, bu yöntem tuttu. niye tuttu? adama soruyorlar yerel seçimlerde kime oy vereceksin diye erdoğan'a diyor. şimdi buna psikolojide çağrışım etkisi diyoruz evet tamam da ben sosyolojik açıdan yaklaşacağım.
bu adam neden yerel yönetimdeki adayı tanımadan erdoğan diyor? bence en büyük sebebi konformizm, allah'a çok şükür halimiz vaktimiz yerinde zihniyeti. yani adam bunca işsizler ordusunu, zamları, vergileri görmüyor ve erdoğan diyor. evet, demokratik hakkı erdoğan'a oy vermek olabilir ama insanları dezenformasyonla istediği yöne yönlendiren bir medya gücü ve sermaye gücü de ortada. yani demokrasiden bahsedeceksek toplumdaki tüm kesimlerin fırsat eşitliğinin olduğu bir sistemden söz etmeliyiz.
neyse...
konformizmin çok sebebi var, ama ben sorumluluğun bir kısmını ilk okuldan bilimsel olmayarak, ezberci, araştırmadan uzak başlayan ve niteliği olmayan eğitim sisteminde görüyorum. ödevi olan kitap özetlerini bile internetten copy paste yapan bir çocuğun da yetişkin olduğunda antenlerini fazla açamaması, başka kanalları algılayamaması normal bir durum. bu vatandaşın krizin teğet geçmediğini, akp'nin ekonomi politikasının bizi yoksullaştırdığını görememesi de gayet normal. tabi bu süreçte yeşil sermaye yanlısı, işçinin taleplerinden uzak bir medya gücünün de büyük etkisi var.
- ama zaten amaç insanları eğitimsizleştirip kolayca yolunmalarını sağlamak değil mi? diğerleri de bunu yapıyor.
+ evet hepsi yapıyor. sorun da bu. artık antenleri açıp başka kanallara geçmek gerek.
demokrasiyi ağzında iyice sakız etmiş, ancak sindirememiş insan. halkın kendisini mitinglerde eleştirmesine en ufak bir tahammülü olmayan, bunu eskişehir'de 8 ödp'linin göz altına alınmasıyla bir kez daha göstermiş kişi. kendilerini eleştirenleri 'pirovaktöğğğrrr' diye azarlayan, polislerine dövdürten, davalar açarak sindirmeye çalışan bir zihniyetin lideri.
biz anamızı da alıp gidelim de memleket sizin gibi gericilere mi kalsın sorusunu sormak istediğim zat.
kolları sıvayıp, yaka bağrı açıp birden kameraların önüne fırlayan, yok o şöyle demiş, bu böyle demiş, o yapmasaydı bizler yapmazdık, lan ulan heyyt be havalarını sergileyen şu ana kadar miş muş demekten bir adım öteye gidemeyen kişi, zat.
rizeli olduğunu çok fazla zikretmeyen, kasımpaşalıyım diye gezen ve bu sebeple de 2007 seçimlerinde rizede miting yapan mesut yılmaz'dan fırça yemiş olan başbakanımız.
bugün partisinin bursa mitinginde konuşurken, bursaray'ı bursa'ya kendisinin getirdiğini ilan etmiş başbakan olduğu iddia edilen kişilik.
hemşehrileri olmaktan utandığım meydandaki kalabalık ise bu sözleri alkışlarla karşıladı.
yanlış: bursa'ya bursaray'ı tayyip erdoğan getirmiştir.
doğru: bursaray'ın yapımına anavatan parti'li büyükşehir belediye başkanı erdem saker zamanında, 1998'de başlanmış, 1999 yılında seçilen demokratik sol parti'li (efsane başkan) erdoğan bilenser döneminde 2002 yılında 18 kilometrelik ray hattı hizmete açılmıştır. 2004 yılında bursa'da büyükşehir belediyesi akp'nin eline geçmiş, bu dönemde 18 kilometeye ek olarak düşünülen 3 kilometrelik hat ancak 3 yılda bitirilebilmiştir. inşaatın uzaması nedeniyle haşim işcan caddesi yıllarca (!) trafiğe kapalı kalmıştır.
bursaray'ı getirdim dediği kısım işte bu üç kilometrelik, yıllarca bitmek bilmeyen kısım. ayrıca uludağ üniversitesi etabı da suya düşmüştür bu dönemde.
alkışlayın bakalım, alkışlayın daha tayyip erdoğan'ı.
izmirde Türkçü, diyarbakırda Kürtçü, iç anadoluda islamcı,trakyada batıcı, hiçbirini tutturamazsa gittiği ilin takımının amigosu olmayı başarabilmiş kişiliktir...
izmir mitinginde, bikaç gün önce eskişehir' de yaşlı bir amcamın verdiği ekmek karnesini millete chp zamanında biz yoksulluk çektik, işte şu oldu bu oldu diye yutturmaya çalışan yaratık!
ama ben milletimi çözemedim ki, nasıl alkış tutuyor bunlara beynim algılamıyor..
şimdi olay şu efendim ben nacizane anlatmaya çalışayım..
ey halkım benim lafım senin başbakanın üzerinden sana..
biz kıbrıs'a girdikmi? girdik..
kıbrıs'a girmeseydik ne olurdu? şu an kıbrıs bizim olmazdı..
e sen kıbrıs'a giriyorsan süper güç sana doğal olarak ambargo uygularmı? uygular..
ambargo uygularsa sen tüp alabilirmisin? alamazsın.. ya ekmek, yağ kuyrukları falan .. onlardan da feragat edersin..
hani bizim canım vatanımızın her karışı uğruna döktüğümüz şehit kanları?
şehit kanları zoruna gitmiyor da ekmek alamadığın günler olmuş, tüp kuyruğuna girdiğin günler olmuş.. bu mu senin zoruna gidiyor! nerede senin cefakar, fedakar türk kanın!
neden böyle kepaze heriflerin çarptırdığı gerçeklere prim veriyorsun neden!
unutma, unutturma.. bu günlerde geçecek elbet, tayyip sen de geldin, sen de geçeceksin..
ama ben asil türk milletimi, asil türk vatandaşımın asil duygularını kaybetmişim..
sana tahammül edemediğime değil, bunlara yanıyor içim, cız ediyor, sızım sızım sızlıyor..
