başbakanımızın söylediği sözlerin diğer liderlerin suratlarına yansımasını, o salonu terk ederken peşinden koşan gazetecileri, salonda konuşmalarının ardından yankılanan alkışları duyduktan sonra helal olsun dediğim hareketlerdir.
şu an dinliyorum. ulan sevende sevmeyende helal olsun diyor. bir helal da benden. patavatsızlık belki kimine göre. kimine göre delikanlılık. en azından bizim sesimiz çıktı ya.. o da yeter.
bazı at gözlüklü akp düşmanlarının hala beğenemediği durumdur. dün bağıra çağıra filistin konusunda hiçbişey yapmayan akp filan diyen örümcek kafalılar, hala bundan bile kömür meselesi çıkarabilmiş doğan grubu yardakçılarıdır.
tepki toplamak, negatif davranmak adına herşeyi yapan bir türkiye temsilcisinin son derece kontrollü ve ulusal stratejiler dahilinde gerçekleştirdiği eylemdir. ayardan çok etekleriyle kavga etmeye benziyor ama neyse.
basiretsizlik tek boyutlu değil. birkaç can sıkıcı nokta var.
uluslararası platformda "süre bitti" dendikten sonra defalarca uyarılmasına rağmen konuşmaya devam eden başka lider var mıdır, varsa da bu kadar sırtı sıvazlanmış mıdır acaba. yabancı basına bu vakur barut pozlarının sökeceğini hiç zannetmem.
barış sürecine katkıda bulunmaya gidip de "sizin tankla filistin'e girince haz alıyorum diyen başbakanınız var", "israil zulüm yapıyor, öldürüyor" ifadelerini seçebilmek. gerçekten ayrı bir yetenek, bu kadar tarafsız, bu kadar adil olunur. barış böyle de sağlanmıyorsa yapacak bir şey yok tabi.
davos benim için bitmiştir diyebilmek. yüzüğü kafasına atıp "ben annemin evine gidiyorum" diye bağırmalıydı bence, az bile yaptı.
şimdi işin diğer tarafına bakalım. günlerdir "başımızdaki" devletler tarafından yapılan açıklamalar vardı "türkiye tarafsızlığını kaybetti", "türkiye uzlaşma sürecinde rol oynayamaz" gibisinden. türkiye'nin sürecin dışında bırakılması an meselesiyken başbakanların şahı tüm ülke adına "siz beni kovamazsınız, ben istifa ediyorum" demiş, çok mu.
hugo chavez yapınca ' muahaha o ne lan öyle, chavez kim ki' diyen yobaz milliyetçilerin, diplomasiden bihaber adamların maalesef benim ülkemin başbakanı yapınca gol atmışız gibi sevindiği olay. (bkz: peres topsun olm). maalesef bu zihniyet yönetiyor ülkemizi. uzun vade de türkiye'ye getireceği zararlar çok olacaktır. ortadoğu'da barış için altın rol oynama hakkını kazanmış türkiye, elinin tersiyle saçma sapan bir ego yüzünden bu hakkını kaybetmiştir.
salonu terketmeden önceki konusmasına baslamadan önce, kulaklıgını çıkarmasında cok derin anlamlar gizlidir. hani, ''ben bu konusmayı yapacagım, denilen hiç bir şey sikimde değil'' mesajını iyi vermiştir.
ayar verilir tamam eyvallah. ama ayar vermede bir adab-ı muaşeret kuralı vardır ayar verilen yere göre. orası davos, kasımpaşa değil. vatandaşa "lan" dedin kabul ettik ama davos'ta olan şeyleri sadece bizim vatandaşlarımız değerlendirmeyecek. destekleyenler de olacaktır tabi, ben de destekledim ama uslub hiç olmadı. başbakan başka bir şekilde söyleyebilirdi söylemek istediklerini. olayın yankılarını bekleyip göreceğiz.
bizim başbakanlarımızda genellikle bağırdıkları ülkelerin temsilcilerinden izin alarak bağırma, şu seçimler geçene kadar idare et deme alışkanlığı olmasına rağmen takdir ettiğim hareketlerdir. tabii ki bir oyu hakedecek kadar olmamak kaydıyla.
bu millet en büyük başarılarını inceldiği yerden kopsun anlarında kazanmıştır.
aşağılık kompleksli bünylerin 'gerçekçi mi bu davranış? biz onlara mahkumuz' zırvalamalarına atfen: israil'e daha doğrusu küresel bazda yahudilere karşı zaafımız olduğu doğrudur. bu bağlama noktalarını onlardan daha iyi bildiğimi de temin edebilirim. lakin bu zaafiyet asla onurumuzdan daha önemli değildir. bırakın da özkaynakları 42 gün yeten ülkeler* yalasın onların bir yerlerini. belki gerçek anlamda planlanmamış bir kriz patlak verir, recep tayyip efendi de kanımızı emen yahudileri atatürk gibi kapıdışarı eder de kısa dönemli bir buhrandan sonra tekrar eski günlerimize döneriz.
faideli bir bilgi: osmanlı imparatorluğu zamanında imparatorluğun diğer bölgelerine sık sık maddi yardımda bulunup toparlanmasını sağlayan anadolu toprakları 250 milyon insanı refah içinde yaşatmaya yetecek kadar bereketli ve stratejik bir yerdir.
recep tayyip erdoğan ın milyonların içinde biriktirdiklerini adamın yüzüne baka baka söylemesidir. Öyle senin benim gibi klavye delikanlılığı değil adamın gözünün içine bakarak. Helal olsun...
bazılarında üzüntü yaratmıştır. sebebi de abd'nin ermeni soykırımını artık kabul etmesi an meselesiymiş.
ne lan bu her sene her sene aynı heyecan.
her sene abd kabul edicek mi etmiycek mi diye fal açıyoruz, şirinlikler yapıyoruz.
bırakın artık bunu. bütün avrupa kabul etti de ne oldu?
biz türkiye'yiz. bunun bilincine varın artık.
defalarca izlediğim ayardır. tüylerimi diken diken etti.
bir milletin uyanışı diyorum ben buna.
dünya bizi hafife almasın.
ne lan öyle israil'e 25 dk, bize 12 dk.
hak ettiler bu ayarı.