şimdiki gibi yalancı kansızların fazla olmadığı türkiyedir. yalakalık bu boyutlarda değildir misal..
tecavüz olayları bu kadar sık değildi. çünkü devlet iyi veya kötü tecavüzcüye cezasını verirdi. devlet yeterli cezayı veremese bile içeride gereken cezanın verilmesine fazlaca ses etmezdi. şimdiki gibi tecavüzcülere sponsor olunmazdı yani "siz tecavüz edin evlendirmesi bizden" şeklinde.. hırsızlık bu ülkenin siyasi tarihinde her zaman vardı ancak çark böylesine devasa değildi misal. ülkenin en tepesindeki adam oğulları ile kızı ile karısı ile beraber ayrı ayrı soymazlardı en fazla akrabalarına bir kaç ihale falan verilirdi tüm ihalelerden komisyon alınmazdı aile tarafından.. eğitim sistemi bu kadar tertipli görünümlü değildi kabul ancak okullarda böylesine propaganda yapılmazdı. yukarıdaki çomarın dediği gibi hastanelerde saat 5 de sıra beklenmezdi mesela zira hastanelerin bahçesine bile girmek zordur o saatlerde. eskiden nasılsa şimdide öyle bu çomarların hastanelere yolu çok düşmüyor sanırım düşüyorsa bile yalan söylemekten geri kalmıyorlar gene sıra var gene sıra var. ve hala ilgi alaka yok doktorlar kapı duvar derdini anlatmak bir dert çareyi bulmak ayrı bir dert..
en önemlisi en başta söylediğim bu kadar çok kansız yoktu ondan önce. bu çomar dediğimiz kesim ruhunu bile paraya satıyor işte bu rte nin ülkeye yaptığı en büyük kötülüklerden bir tanesi bu. böyle ağır koyun bir nesil geldi bunların para sevdaları yüzünden. bugün "oy"unu satan kalemini satan yarın ülkesini de satar..
belediyecilik olarak ön plana çıkan bir hükümet kurarken siyasi olarak ülkenin içine edilmiştir. he belediyecilik anlayışlarında ağaç kesip beton ekmek olmasa daha iyi olurdu.
özlenen ve iç -dışta saygınlığı bulunan bir türkiye'ydi. daha adaletli ve daha kalkınan bir ülkeydi. şimdiki gibi yerlerde sürünen, baskı altına alınan rezil adalet sistemi yoktu. sıcak paraya dayalı tüketim ve rant ekonomisi değildi ekonomi. büyüme rakamları da sanal değildi ve krizlere rağmen işsizlik rakamı bu kadar fazla değildi. ekonomiyle ilgili istatistikler ve oranlar daha gerçekçiydi. terörle sürekli ve ciddi bir mücadele vardı ve dış politikada atılan adımlar hem daha akılcı hem de daha dikkatliydi. kırmızı çizgilerimiz kesin ve bu çizgi aşılmaya çalışılınca şiddetli kınamak yerine gereği yapılırdı. (kardak krizi vb. gibi) daha da çok şey sayılabilir, ben eski türkiye'yi yenisine kesinlikle tercih ederim.
Kamplaşmanın ve kutuplaşmanın bu kadar fazla olmadığı, vatan toprağının her gün işid tarafından roket yağmuruna tutulsa bunu yer Çekimine bağlanmayacağı o roketleri atanların bir yerlerine monte edilip patlatılacağı bir yerdi.
Ben 79 doğumlu biri olarak Tansu Çiller dönemine kadar hatırlıyorum. Demirel yıllarını tüp ve yağ kuyruklarını görmedim.
Bir malı peşin parayla aldığınız zaman o mal sizin oluyor. Yani borçlanma ile alınan malın mülkiyeti size geçse de esasen o mal sizin olmuyor. Bu açıdan bence 2000 lerin başı ile bugün arasında borçlanma yoluyla elde edilen ama aslında bizim olmayan mallar ile zengin gibi görünme ve yaşama imkanı farkı var.
Inşaat sektörü bugün en önemli sektörlerden biri haline geldi. Lüks konut ihtiyacı (!) Hiç olmadığı kadar arttı. Bu nedenle diyorum ki kredi ile alınan evler ödeyip üzerinize geçmeden sizin değil. 36 ay vadeli satılan akıllı telefonları alanlar var. Madem alım gücünü aşıyor o zaman neden 3 yıl taksit ödeyip nerdeyse 3 katına telefon alırsın.
Sadece kendi heykellerini üretip meydanlara diken, her iki yılda bir hükümetlerın gelip gittiği ve devalüasyonların olduğu bir Türkiye idi. Türkiye kendi öz savunma sanayisini kurdu öz yazılımlarını yazdı, helikopterini, tankını, topunu, insansız hava araçlarını, kısacası Avrupa nin bundan yüzyıl önce yaptığı altyapıya geçti. Lakin bir memleketin insanı adam olacak. Patronu işçiyi, aracısı üreticiyi düşünecek. Yoksa abd dünyanın süper ülkesi, lakin birçok insan sokakta yaşıyor.
ekonomik göstergeler kötüydü ama ekonomi iyiydi, tüik insanları kandırmıyordu. yaşım 36 tayyipten önce ne tüp kuyruğu gördüm ne de yağ kuyruğu. sadece bankalarda kuyruk olurdu onuda numaratörle çözdük artık, allah razı olsun tayyipten numaratörü getirdi de kuyruklardan kurtulduk.
YHT de insanlar ölmemişti, soma maden faciası yaşanmamıştı, tecavüz olaylarına bu kadar sık rastlanmiyordu. Hırsızlık yasal değildi. Birçok şey var yaz yaz bitmez...
müzik ve sanatın olduğu türkiye'dir. Diğer konulara girmiyorum ve bahseden bahsetti zaten.
benim asıl korktuğum sanatın geldiği hal. Akp geldi ve sanat bitti, sanatçı bitti. Onların adamları olan bok şarkıcıları dinlemek zorunda kaldık ve evet sokak müzisyeni de bitti, açık havada müzik de, bahar şenlikleri de.
Hakkını yiyemem hakatten o dönemlere göre bu kadar kısa sürede bu kadar icraat yapmak ve dıs siyasette bu kadar etkin rol oynamak bunlar hakatten başarıları bu hükümetin ve cumhurbaşkanının. Tabii muhafazakar kesiminde üstündeki baskıları kaldırması daha sayılabilir bunlar önemli. Askeri alanda da orduyu iyi bir değişime soktu. Çok az siyasetçi vardır türkiye tarihinde bu kadar uğraşan çabalayan. Bak başarılı olur veya olmaz ayrı konu ama çabalıyor adamlar.