erdoğan, diktatör suçlamasına karşı çıkarken yeryüzündeki en katı diktatörlüklerin sert baskı yöntemlerini uygulamıyor oluşunu bir argüman olarak kullanıyor. türkiye tabii ki bir kuzey kore değil ve hiçbir zaman da olmayacak.
muhaliflerini sallandırmadığını ve dolayısıyla diktatör olarak görülemeyeceğini söylemek yerine anayasa mahkemesi ve danıştay gibi yüksek yargı kurumlarının kendisine çıkardığı engeller nedeniyle bütün istediklerini yapamadığını söylemesi belki daha ikna edici olurdu.
anayasa mahkemesi’nin geçenlerde erdoğan’ı çok sinirlendiren iki karar aldığını hatırlatalım.
yüksek mahkeme, erdoğan’ın 20 mart’ta koydurttuğu twitter yasağını, anayasal hakların ihlal edildiğine hükmederek 2 nisan’da kaldırdı. erdoğan tepkisini, “mahkeme kararına saygı duymuyorum; milli bulmuyorum” diyerek dile getirmişti.
yandaşlar tarafından "gidin sudan a arabistan a iran a rejim görün." diye azarlanmaya çalışılan tiptir.
iyi de yavrum, sucukçu muhasebecisi'nin getirmeye çalıştığı anayasa paketi bunlarınkine benziyor. üstelik kendisi sudan'ı böldüren sudan diktatörü eli kanlı katil ömer el beşir'in dostu, suudilerin eteğinden hiç ayrılmıyor, iran'a ise en zor günlerinde, üstellik iran suriye'de esed'e destek verirken yardımcı oldu.
ne iş?
üstelik sucukçu muhasebecisi batıdaki özgürlüklere, iktidarın sıkı sıkıya denetlendiği sistemlere mi yoksa saydığın ülkelerdeki sistemlere mi özeniyor? neyin ne olduğu ortada değil mi?