Adaletsiz seçim sisteminin sandığa yanısımış hali. Daha öncesinde hiç değilse koalisyon hükümetleri falan vardı; aralarında kavga falan da çıkardı ama seçmenin %50'sinden fazlasının ya da en kötü ihtimalle %40'ının fikri iktidarı şekillendirirdi. Şimdi ise bu ülkenin %75'inin sesi, soluğu olan sözdür bu başlık. Ha diyeceksiniz akp o zaman nasıl %30'lu rakamlara ulaştı; (bkz: kararsız oyların dağıtımı), (bkz: üçte bir oy oranıyla üçte iki çoğunluk), (bkz: adaletsiz seçim sistemi), (bkz: yüzde onluk seçim barajı). Azınlığın iktidarını kurdular anlayacağınız.
sadece o değil, 'ben'i ben gibi temsil edemeyen hiç kimse benim başbakanım değildir. osmanlı'nın yıkılma sebebi de 'o'nların sesinin, 'biz'lerden daha fazla çıkması değil miydi?
gereksiz polemik yartılmaması gereken konulardan biridir. bir taraftan birileri o benim başbakanım değil derken diğer taraftan öbür partizan da akp'nin iktidar olmasını hazmedememek derse bu işin sonu olmaz, "benim babam seninkini döver", ya da "benim bisikletim 21 vites" olayına döner.
birincisi öyle ya da böyle rtetc'nin başbakanı sıfatını taşımaktadır ve kendisini sevmesem ve de oy vermesem bile saygı duymak durumundayım. saygı duymazsam, kendi ülkeme saygı duymuyorum demektir. irticacıdır, imamdır, tc'yi geri götürür, doğrudur ama bana göre doğrudur. ama ona oy verenlere göre değildir. dolayısıyla demokrasiye ve ülkesine saygı duyan her insanın, başbakanına da saygı duyma mecburiyeti vardır.
ikincisi ise sistemin yani barajın yardımıyla, tc'nin %50 sinden fazlasının iktidarda olmasını istemediği bir hükümeti, bütün halk onu istiyor da bazı meczuplar ya da darbeciler onu istemiyormuş gibi göstererek demokrasi dersi vermeye kalkılmasın. demokratlık öncelikle kendisine oy verenle vermeyene aynı mesafede olmayı gerektirir bazılarının sandığının aksine. atama yaparken "imam bizim taraftan" diyerek milli eğitim müdür yardımcısı ya da sağlık il müdürü olarak atamamayı da gerektirir demokratlık.
sonuç olarak demokrasinin güzel tarafı seçme hakkıdır, herkes düşüncelerini o platformda ifade edecektir. demokrasinin kötü tarafı ise ki bu sadece türkiye için geçerlidir, insanların gelişmiş ülkelerdeki gibi tarafından yönetilmek istedikleri insanları değil, tarafından yönetilmemek istedikleri insanları seçmek için sandığa gitmesidir.
Kendi koyduğu seçim yasaları ile değil, mevcut seçim yasaları güven oyu alıp iktidara gelmiş şahsiyet. Üstelik tarihinde geçmişte ve gelecekte tekrarı zor görülecek şekilde, iktidarda iken seçime giderek, oylarını daha da artırmayı başarabilmiş bir lider. insanlar, kafa yapılarına uygun olmayan liderleri "benim başbakanım, benim cumhurbaşkanım değil" diyerek reddetme yoluna giderlerse kaosa neden olabilecek bir durum!
Demokraside reddetmenin yolu "sandık"tan geçmektedir.
dogru bir sozdur. cunku recep tayyip erdogan turkiye cumhuriyeti'nin basbakanidir, senin, benim veya o'nun degil. rte'nin yaptigi "insanlar laik olmaz ulkeler olur"un bir benzeri de "kisilerin basbakani olmaz ulkelerin basbakani olur"dur. aslinda rte bu tarife aykiri davranip kendine oy verip destekleyenlerin basbakanligini yapiyor ama orasi ayri konu.
türk vatandaşı olmayan bir kişinin rahatlıkla söyleyebileceği cümledir. ancak eğer kişi türk vatandaşıysa istese de istemese de recep tayyip erdoğan onun başbakanıdır. bu gidişle bir 4 sene daha başbakanı kalacaktır. eğer herkes seçim sonuclarına saygı göstermeyip böyle saçma şeyler öne sürseydi birileri de kalkıp ahmet necdet sezer benim cumhurbaşkanım değil der işin içinden hiç çıkamayız.
google da yapılan araştırmaya göre*, "benim başbakanım" yazdığınızda bu çıkıyor bir de rte çıkıyor.ben bunu tercih ettim. samimi en azından. hayırlı ve uğurlu olsun.
