kendisine verdiğim oyları sonuna kadar helal ettim allah razı olsun dediğim kişidir. onca ülkenin gözü önünde israil e siz insan öldürmeyi bilirsiniz diyebilmiştir. onca arap ülkesi pısıp otuturken ortadoğuda elini masaya vurabilmiş bir başkabandır. kendisine defalarca helal olsun diyorum tekrardan.
nereden nereye.. sen bop'un eşbaşkanı iken müttefiklerinle yağlı ballı ol sonrasında ortadoğu karışıklığı ile gerçekle yüzleş ve ayar ver. şahsıma sevip sevmeme kararsızlığı yaşattıran adam yurdum insanını o kadar iyi sentezlemiş ki tam zamanında ve yerinde beklenmeyen hareketler yaparak kitleleri etkiliyor. turgut özal ve adnan menderes harmanlaması. ultra sokak tavrı ile içimizden görünüp muhafazakar kesimlerin yine gönüllerini almıştır. işin stratejik tarafı ise muallakta.
amerikanın gönderdiği brokratlar türkiyeyi ziyaret edecek mi etmeyecek mi diye düşünerek değil bir devlet adamı gibi bir başbakan gibi gerektiği gibi konuşan kişidir.
zaten herkese yaranmak hele bu kadar lafının arkasında durmayan insanların olduğu yerde mümkün değil.
iki gün önce halkın tepkisi üst düzeydeyken "israil ile ilişkiler kesilsin." sözlerine "burada bakkal dükkanı işletmiyoruz, diplomasi diye bir şey var." diye cevap veren bir liderdi. şimdi bugün katil israil'e "sen katilsin." demesi kahramanlık gösterisi olarak gösteriliyor. kafamıza çuval geçirenlerden hesabı filmlerden sormaya benziyor bu. israil askerleri konya'da eğitim görecek, bolu'da tatbikat yapacak, milyonlarca dolarlık israil ile türkiye arasında silah alış-verişi yapılacak ondan sonra israil'e karşı çıkacaksınız. imf'ye ümüğümüzü sıktırtmayız diye söylenip sonra pazarlık masasına oturanlardan ancak bu beklenir. diplomatik olarak bile tepkisini gösteremeyen bir ülkenin laf üretmekten çok, icraata geçmesi gerekiyor. israil ile askeri antlaşmaları feshedebilir misiniz? büyükelçisini sınırdışı edebilir misiniz? ya da en basitinden dünyada yüksele israil savaş suçundan yargılansın taleplerine destek olabilir misiniz? gösteremezsiniz kahramanlık destanları yazdığınızı ilan edemezsiniz. lafla peynir gemisi yürümez buralarda.
ülke içindeki siyasi tercihleri bir yana bırakıp sadece insan olarak vicdanımızla dusundugumuzde, zulme karşı çok geç de olsa tam da zamanında verdiği bu tepki ile gurur duyulası bir başbakandır.
neyi ne zaman yapacağını çok çok iyi bilen siyasi. kaç aydır gazze'de cereyan eden olaylar hakkında nedense seçime çok az bir süre kala böyle hiddetlenmiştir. enteresandır.
gazze liler için peres e verdiği ayarın aynısını şehit düşen askerlerimiz için avrupalılara vermesini beklediğim kasımpaşalı. ama göt ister tabi işin ucunda oy kaybı var.
bütün bunlar bir yana, türkiye cumhuriyeti başbakanı (adı ne olursa olsun) bu sıfatla bulunduğu ortamda bu sıfatının hakkını vermek durumundadır ve her şeyden önce kendi ülkesinin itibarını ve çıkarlarını düşünmek zorundadır. bu noktada anlamadığım şey erdoğan'ın, diplomasinin her türlü kuralını, zerafet ve zekice iğnelemesini bir yana bırakıp israil'i suçlamak için "ananı da al git" yaklaşımına çok benzer bir üsluba bürünmesidir. erdoğan'ın, tahmin edilebilir ve yalnız kendisini ilgilendiren nedenlerle bu derecede bir avukatlık görevi üstlenmesi ise elbette samimi değildir. çünkü kendisi, yine tahmin edilebilir nedenlerle ve yine yalnız kendisini ilgilendiren durumlar için devlet geleneklerini daha önce de bir yana bırakabilmiştir (örneğin amerika'da yaptığı özel görüşmelere kendi özel danışmanlarını çevirmen olarak almıştır ve bu görüşmeler kayda geçirilmemiştir). sonuç olarak, özgeçmişine yazdığı bir bilginin doğruluğundan dahi emin olamadığım erdoğan, türkiye cumhuriyeti başbakanı olarak istediği gibi davranabilme hakkını kendinde bulmaktadır. en hafifinden, bu yaptığı yanlıştır.
insan gibi insanlığı nedense darfur da ölen çocuklar için işlemeyen başbakan. kusura bakmayın kardeşim hani müslüman gibi müslüman deseniz yiyecez ama yok yiyemiyoruz kusura bakmayın.
