recep tayyip erdoğan öncesi türkiye

entry322 galeri40
    221.
  1. utanmaz yalancı olarak suçlanmamızı ergenliklerine verelim. sorunumuz nedir biliyormusunuz? tayyip veya bir başkası değil. kısır döngüde devam etmemiz. https://line.do/tr/90li-y...e-neler-oldu/6as/vertical
    o günlerde de kötüydük, yine aynı günlere geri dönüyoruz.
    ulan şerefsizler diyerekten yine hakarete girmişler. neyse dediğimiz gibi "power corrupts, absolute power corrupts absolutely..." bunu söyleyince akpli olduğumuz çok belli oldu değil mi?
    0 ...
  2. 220.
  3. 1 liraya 5 ekmek alıyorduk. Şimdi 1 ekmek alıyoruz.
    1 ...
  4. 219.
  5. Oy uğruna dağdakilere ve onların sempatizanlarına çok taviz verdi eskiden zafer işareti yapamayanlar şimdi miting meydanlarında aponun posterini açar oldular.
    0 ...
  6. 218.
  7. Pırıl pırıl mis gibi bir ülkeydi efenim.
    1 ...
  8. 217.
  9. istanbulu her yanını, karadeniz yaylalarını talan etmiş araplar yoktu. rte sırf araplar para kazansın diye istediği her ortamı sağladı bu yamyamlara.
    1 ...
  10. 216.
  11. kimi utanmaz yalancıların günde 20-25 şehit haberi geldiği yalanını sıkmasına vesile olan mevzudur.

    oysa gerçekler şöyleydi: (bkz: sıfır terörle iktidarı devralan akp/#28869086)

    ulan şerefsizler!.. siz onu bırakın da kemalistlerin nasıl bir türkiye devraldığına (bkz: cumhuriyetin osmanlıdan devraldığı anadolu) bakın... ne varmış akp öncesi türkiye'de? lan o zaman yapılanları sata sata bitiremediniz şunca yıl...
    2 ...
  12. 215.
  13. 214.
  14. 213.
  15. yaşı gereği o dönemleri bizzat gören, hisseden yaşayan birisi olarak buraya yazacaklarım kimseyi memnun etmeyebilir ve akpci damgası yiyeyibilirim diye sadece ucundan yazmak istiyorum.
    ekonomi bitikti. gecelik faizler %300ler civarında idi.
    yolsuzluk alenen yapılırdı. en büyük yolsuzluk yapan cavit çağlar gibiler ekonomi bakanlığı görevindeydi.(kurda kuzu teslimi gibi bir durum.)
    devlet şeriatçı avındaydı. şeriat geliyor denilerek her türlü uygunsuzluk, yolsuzluk yapılırdı.

    günde 20-25 şehit haberi gelirdi. resmi rakamlar 20 olarak gösterilse de gerçek bunun çok üzerindeydi.
    pkk licede kurtarılmış bölge ilan etmişti. devlet 1 aydan fazla sürede oralara girememişti. faili meçhul cinayetler vardı. öyle 5-10 değil, binler civarında.

    uzatmaya gerek yok. aynı vaziyetteydik. belki daha kötüydük. ancak söylenmek istenen başka; akp bir umuttu. sağından, solundan, türkünden, kürdünden herkese, herkesime açık bir yapısı vardı. örnek olarak meral akşener ve dengi mir fırat gibi iki ayrı ucu temsil eden şahıslar da akpnin kuruluşunda yer almıştı.
    ne oldu peki, fazla söze gerek yok. özal da da aynısı olmuştu. ne demişlerdi "power corrupts, absolute power corrupts absolutely..."
    6 ...
  16. 212.
  17. 211.
  18. Önceden şerefli ama fakirdik.şimdi hem gavatız hem de fakir.
    9 ...
  19. 210.
  20. saman ve kurbanlık koç ithal etmiyorduk. sebze sebze gibiydi. tarımın ve üretimin anasını sikti bu amk partisi.
    9 ...
  21. 209.
  22. insanlar birbirine böyle düşman değildi. bu partinin en büyük ihaneti insanları kimlik, köken ve siyasi görüşleri bakımından paramparça etmesidir.
    8 ...
  23. 208.
  24. tıpkı şimdi olduğu gibi o dönemde de yolsuzluklar vardı, ekonomik krizler vardı, işsizlik vardı, terör vardı ama en azından toplum olarak daha mutluyduk, psikolojimiz bu kadar bozulmamıştı. AKP'nin küreselci kapitalist düzeni, AVM'leri, rezidansları, duble yolları bize mutluluk veremedi. Aksine huzurumuzu aldı götürdü bizden. yavaş yavaş, hissettirmeden. aşk dahil herşeyi hızlıca tüketip bitiren, her şeyden hemen sıkılan, sorumsuz, saygısız, sevgisiz bir topluma dönüştürdü bizi!
    8 ...
  25. 207.
  26. KıÇımızda incir Yaprakları ile dolaşıyorduk.*
    0 ...
  27. 206.
  28. 205.
  29. söz konusu kifayetsiz muhterisin partisinin iktidara geldiği yıl sadece 6 şehidi olan bir türkiye'dir: (bkz: sıfır terörle iktidarı devralan akp/#28869086)...

    2 milyon mültecisi olmayan, güney illeri peşaver'e dönmemiş olan bir türkiye'dir...
    5 ...
  30. 204.
  31. açlık sefalet, bitmeyen metro inşaatları, yol çalışmaları, tek şeritli yollar yüzünden insanların trafik kazalarında ölmesi, terör, kan vahşet, hergün gelen şehit haberleri.

    dua edin dua tayyip Erdoğan gibi bi lider, bi önder var bu ülkede.
    9 ...
  32. 203.
  33. 202.
  34. belki fakir ama en azından 3-5 postalcının "münasip" gördüğü kişilerce , tasması elden bırakılmamak koşulu ile yönetilen bir ülke idi.

    -ama şimdi? ne o öyle para kazanmalar , güçlü olmalar falan? heme o merkez bankası? ne zaman görülmüş merkez bankasında para olduğu? o banka bomboş olacak arkadaşım?!?! biz izin veremeyiz öyle para kazanan , borcunu ödeyen , imf den bağımsız bir ülke!
    0 ...
  35. 201.
  36. belki fakir ama en azından özgür bir ülkeydi.
    2 ...
  37. 200.
  38. 199.
  39. 198.
  40. internetin olmadığı ülke idi, cep telefonu da bu kadar yaygın değildi. Velhasıl hepsi akp'nin sayesinde ülkeye gelmiştir yoksa teknolojinin gelişmesi, maliyetlerin düşmesi falan filan hikayedir.

    Bununla beraber Tayyip'ten öncesinde CHP vardı geyiği de ayrı bir geyiktir. Oğlum ne chpsi lan? eskiden olsa cehaletinize verir geçerdik de elinin altında tayyip erdoğan'ın icat ettiği ve ülkemize sunduğu internet var.

    Gerçekler üzerinden devam edersek eğer. 90ların başında 2.3 motor ford granadamız vardı, canavar gibi arabaydı V6 motor, sonrasında eskidğinden dolayı sattık, nereleri gezmezdik ki onunla kocaman bagajına babamız bizi doldururdu. Sattıktan sonra opel astra aldık 1.6. Onunla da nerelere gitmedik ki, klimalar da arabalarda yeni yeni yaygınlaşmış, akdeniz yolculuklarımız püfür püfür geçerdi, sonra onu da sattık yine 1.6 opel astra aldık. Lakin bu astra'nın alınışı AKP döneminin başlarına denk geldi, arabayla pek uzak yol seyahati yaptığımızı bilmem. bırak uzak yolu arabayla şehir içi dolaşmak bile dünyanın masrafı. araba aldığımız günden bugüne değin yatıyor. Ben işim gücüm var artık arabayı kullanayım biraz dedim, 2. hafta işe arabayla gitmeyi bıraktım (ki belirteyim işe arabasız gitmem 1.5-2 saatimi alıyordu), sonrasında da zaten çalışma koşullarının aşırılığı, az maaş, tehlikeli iş derken gün geçtikçe batan gemi inşaat sektöründe işi de bıraktım.

    90lar boyunca babam 1 kilogram, saralle çeşmesinden doldurulmuş en kral kakaolu veya kakaosuz fındık ezmesiyle gelirdi eve, düzenli olarak. şimdi ise fındık üreticisi olan bu ülkede 350 gram kakaolu fındık ezmesi en aşağı 6 lira. ramazan ve kurban bayramlarında yediğimiz kaliteli çikolataları saymıyorum bile.

    türk telekom özelleşmeden önce hatlarda sorun olduğunda bir telefon açardınız PTT'ye yoğunluğa göre ertesi gün hatlara bakmaya gelirler, hat sorunu evin içinde bile olsa düzeltirlerdi. Şimdiki gibi internet koptuğunda aradığınızda telekomu sorun onlarda olsa bile "elektrikçi çağırın ev hattınıza baktırın" demezlerdi.

    Rahmetli Amcam DLH'de çalışırdı motor teknisyeni, babam da Tekel'de çalışırdı o da teknisyen. Karadenizli olduğumuzdan ve amcam balıkçılık tutkunu olduğundan dolayı küçük bir kayığı vardı. 90ların başında o kayığın motorunu tamir etmek için DLH'nin atölyesine girerdik, ben büyülenirdim o ortamdan, onlarca torna, kaynak makineleri, işçiler, çalışanlar vızır vızır çalışan, hizmet eden ve üreten üretirken ürettiklerinin karşılıklarını işçilerin maaş olarak ve sosyal güvence olarak aldığı bir ortam. Sonrasında 2000lere gelindiğinde atölye stajı için oraya gittiğimde ise boş boş duran o tornalar, yıllardan beri dokunulmamış tezgahlar, eskimiş püskümüş gözlükler, yatan gemiler ve emekliliği için gün sayan işçiler. Amcam öldükten sonra onunla geçirdiğimiz o güzel anıların da ölmüş olduğunu hissettim o kocaman atölye'nin atıllaştırılmış halini görünce. Hele de o tornalardan, gemilerden, denizden ilham alarak girdiğim Gemi inşaatçılığı ve makineciliği mesleğinin ne sosyal güvencesi, ne maaş ne de iş güvencesi olan, insanı sonuna kadar sömürdüğü ortamı da görünce mesleğe karşı da ilgimi yitirdim.

    90lı yılların başında o güzeller güzeli v6 motor granada ile yaptığımız seyahatlerden birinde samsun'dan itibaren doğu karadeniz bölgesini boydan boya gezmiştik. virajlı yollar... Ne kadar midem bulandığını anlatamam. ama benim veya abimin midemiz bulanıp her durduğumuz nokta dünyanın en güzel manzaralarının birleştiği noktalardı. ulaşım zordu ama doğaya geri dönülemeyecek zararlar veren, o gudubet karadeniz sahil yolu yoktu. oysa o günden bugüne Türk milleti milyarlarca lira vergi ödedi, daha iyi bir proje hem doğaya, hem karadenizliye, hem de vergi ödeyenlere hak değil miydi? Kimbilir saçmasapan hes projeleriyle doğu karadenizde daha nereler yok edilmiştir.

    90larda dünyalar güzeli, idealist öğretmenlerimiz vardı. KPSS teranesiyle hükümetin yaptığı planlama hatalarını kapatmak için birbirlerinin üzerine basarak atanmak zorunda kalan öğretmenlerimiz değil. vekil, sözleşmeli ve daha da kötüsü ücretli öğretmen nedir bilmezdik. Öğretmenlerimizin geliri çok değildi ama iş garantileri vardı, belki bir zengin kadar et yiyemiyorlardı ama bugünkü gibi de hiç et yiyememezlik etmiyorlardı.

    velhasıl uzatabiliriz, dünü bugünü ve yarına dair konuşmalarımızı ama iyii biliyorum ki dün belki durumumuz çok iyi değildi ama, bugüne bakarken biraz da olsa umudumuz vardı geleceğimiz hakkında. Ama bugün o umutların yok olduğu yerdeyiz.
    2 ...
  41. 197.
© 2025 uludağ sözlük