recep ivedik

entry668 galeri21
    365.
  1. türkmax ta bir ayrdır yayınlanan film. show tv ye göre tv de ilk kez miş. bu bir ikilemmidir değilmidir bilinmez.
    2 ...
  2. 364.
  3. 363.
  4. murat koyim de tur at mantığı üzerine kurulmuş, çok kötü bir filmdir. ikincisinin çekilmesi tamamen duygusal sebepler e dayanmaktadır. ruhlarda gezinen kroya hitab ettiği için sinema gibi sanatsal bir öğeye tutunmasını kınamaktayım. çıkacak olan ikinci filmini sinemaya ve kendime saygısızlık olacağından dolayı izlemeyeceğimdir.
    3 ...
  5. 362.
  6. bir popcorn filmi olarak izlendiğinde gayet keyif veren bir film.
    2 ...
  7. 361.
  8. kim 500 bin istemezki skeciyle son kez güldüren tipleme.
    2 ...
  9. 360.
  10. pencere önünde bira içen ve muhabiri azarlayan o efsane skeciyle bizi kendimizden geçirmiş, şimdilerde ise ilk halinden baya uzaklaşmış, tamamen piyasa olmuş şahan karakteri.
    2 ...
  11. 359.
  12. 2. filmi çekilmeye başlandır. kezs her abuk subukluğa rağmen türk sineması canlanıyor diye sevinir hale geldik, vay be...
    1 ...
  13. 358.
  14. 357.
  15. son derece komik, sıkıldıkça izlenilesi filmdir. Zaten sanat için yapılmadığını ve filmin öyle bir kaygı taşımadığını afişinden dahi anlayabilirsiniz. Eğlenmek isteyenler eğlenceli bir 2 saat geçirsin istenmiştir bu kadar yüklenilmesi enteresandır.
    3 ...
  16. 356.
  17. kafa dağıtmak için birebir film. ama abartmamak gerek. ikinci kez izlenildiğinde genelde filmin komik değil de iğrenç olduğunu anlıyorsunuz. filmde espri denen bir şey yok. film tamamen recep karakterinin kırolukları üzerine kurulu.

    izlemeyenler mutlaka izlesin, izleyenler bir daha izlemesin.
    3 ...
  18. 355.
  19. tadında bırakılması gereken, bir şahan gökbakar tiplemesi.
    2 ...
  20. 354.
  21. iğrenç ve gıcık bir tipleme,miğde bulandırıcı ve itici.komiklik yapmak için elinden geleni yapmış komiklikten çok iğrençlik yapmış.sinemaya gelenler gülmek için gittiği için "a" dese bile gülecekler.normal bir sahnesinde bile kıkır kıkır gülüyorlar.onu izleyenler beğenmemiştir ama öyle demiyorlar.hani çok beğenen oldu güya kendileri beğendi ya hani filmden anlıyor desinler.
    3 ...
  22. 353.
  23. isteyen istediğini izler, beğenir, güler lafım yok. ama iyi filmin kriterleri vardır. senaryo, yönetmen, oyuncu, kurgu... tüm bunları göz ardı edip bu filme süper film dersen kusura bakma ama sana gülerim ve bunu ağzımla yapmam.
    daha kötü durum ise çoğunluğunu lise ve üniversite gençliğinin oluşturduğu bir kitle bu filmin devamını dört gözle beklemekte. git izle lafım yok, olamaz da zaten ama arada başka filmler de izle ve anla nasıl bir gaflet içinde olduğunu. youtube'da bu filmdeki sahnelere benzer yüzlerce amatör video mevcut ve onları izlediğinde türk sineması bir şey kaybetmiyor ama gidip bunu izlediğinde maskeli beşler, avanak kuzenler vs. geliyor işte arkasından.
    2 ...
  24. 352.
  25. türkiye'deki çoğu sinema severin ne kadar sanattan anlayıp anlamadığını görmemizi sağlayan film.

    --spoiler--
    şimdi biz bu filmde tam manasıyla 'merhametli ama ayı' rolüne bürünmüş bir karakterin canlandırmasını izledik. filmin ana teması sevgilisine yaranmak ve onun için çabalayan bir adamın yaşadığı komik anılar gibi gözükse de asıl görülmek istenen ve seyircilerin gördüğü şey; ''filmde argonun bir ambar dolusu yer edinmesi'' .. evet küfür üzerine yapıldığı ve bir sanatsal değeri olmadığı için bu kadar eleştiri okuna dart olmayı seçmiş bir filmdir kendileri. bu açıdan eleştirecek olursak herkese hakveriyorum ama çok sıkıntılı bir insanında veyahut gülmeye yer arayan bir insanın 1 defaya mahsus olarak izlemesi gerekli olan filmdir. komik olarak komik, sanat olarak film bile değil.
    --spoiler--

    (bkz: yiğidi öldür ama hakkını yeme)
    1 ...
  26. 351.
  27. 350.
  28. medyayı tiye alan bir program yaparken, kendisi medya şaklabanı olan şahan gökbakar ın bir tiplemesi. "nerde o eski şahan", "bu çocuğa ne oldu" dedirten tipleme.
    3 ...
  29. 349.
  30. 348.
  31. kutsal damacana'nın yanında sıfırdan daha az bir filmdir.
    1 ...
  32. 347.
  33. efendim sonunda halk kahramanı recep ivedik'le ben de tanıştım. Ama o da ne! Diğer tüm kültürel seviyesi stratosfer dolaylarında gezinen, aydın ve aristokrat halkımız gibi ben de tiksindim! Aman efendim, o ne magandalıktır, kroluktur, avamlıktır, cehalettir, ameleliktir, iğrençliktir, pisliktir ve dahi bilimum bu nev'i sıfatlardır. Zaten zorla götürülmüştüm ben de birçoğumuz gibi, o gün to do listimde Çırağan'daki brunch ertesi önce Saraylı Balerinlere gitmek onun ertesinde de Walter Schelsin, Life Before Death (Ölümden Önce Yaşam) sergisini gözlemlemek vardı. Velhasıl yolda arabam arızalanınca bir kenar mahallede durmak zorunda kaldık, o esnada da zamanımı değerlendirmek için bakınırken bu filme rastladım az ilerde bir meydanımsıda. Dedim demek kısmet bunaymış ben de ve girdim.

    Şimdi efenim filme ait bir izlenimim yok. O kadar benim hayatıma uzak ki yani bir ilinti kuramadım. Kurmayı denedim ama inanın ki, empatik olayım dedim ama nafile. Efendim ben bir kere uluorta osurmam. osuracaksam ya ortamdan uzaklaşırım ya da şarkı söylemek ya da öksürmek gelir içimden tam osurma esnasında. Aslında hiç osurmam ben ama tabii buna inanmanız güç. Espri efendim espri, inanmayın sakın! Ben de pırt yaparım arasıra! Efendime söyleyeyim ama gerçekten ben yerlere tükürmem, balgam ne demektir haşa bilmem hatta fonetik yapısından bile iğrenirim bu tür kelimelerin! Iy ne o öyle efendim, yok balgammış yok osurukmuş, iğrenç şeyler bunlar. O kadar aydındır yani bünyem. Bu arada ne kamyoncu muhabbetlerine, ne ortalıkta osuran birisine ne de şiveli ve argo konuşan insanlara asla gülmemişimdir. Hani Saint Benoit(benoit diye okumayın efendim bu kelimeyi yoksa bakın buna gülerim işte!) çıkışlı olduğumdan bizim okulda bu tür şeyler bilinmezdi pek! Ben aslında gülmem efendim, gülecek kadar mutlu bir ülkemiz olmadığından ziyadesiyle eleştiririm. politik ortamlarda bulunmak, sanatsal aktivitelerde yer almak daha ciddi bir kişilik içinde olmamı gerektiriyor ne de olsa!

    Efendim film esnasında zaman geçmek bilmediğinden bendeniz de acizane zat-i alimi bu fırsattan istifade sosyolojik çıkarımlara adadım. Açıkçası ilk olarak zamanın neden geçmediğini düşündüm. Fakat o da ne? Quantum ile açıklayamadığım bu durum önce beni bu ülkenin gidişatına dair büyük endişelere garketti! Fakat ardından sebebini buldum ne mutlu ki. Şimdi dilerseniz ilk olarak bunu paylaşayım sizlerle: Efendim film esnasında zamanın geçmemesinin ana nedeni, filmde sanatsal bir yön bulunmayışı. Ben hani biraz sürrealist eksende işlenmiş, misal göreceliliği konu alan ve derin bir agnostik bilinçaltı barındıran konuları yeğlerdim! Hem ne metafictiona ne de flashbacklere de başvurulmamış. Maalesef bunlardan da öte Recep ivedik nedense sabit bir karaktere sahip. Ne çoklu kişilik(kişilik bölünmesi) ne şizofreni ne obsesyonal semptomlar hiçbirisi yok! Ki hepsini geçtim sadece bir tane Recep ivedik var, gözlerim bir adaptation hadi o da olmadı en azından bir dr. jekly aradı doğrusu. Fakat nafile efendim nerede! işte efenim bu filmin en büyük eksisi. Bunun haricinde, kulaklarıma da hitap etmedi maalesef, hani biraz daha düşünülebilirdi müzikler üzerinde. Misal bir sample kullanımı olmaması, üflemeli çalgıların eksikliği... bunlar üzdü gerçekten beni. Filmin süresi de maalesef çok uzun geldi bana, 100 dakika çok fazla efendim, 25 dakika yeterdi bilemediniz yarım saat. Laf aramızda kısa metrajlı filmler daima kişisel tercihimdir benim. Karpuz kapuğundan gemiler geldi bakın şimdi aklıma, şimdi de Kandiya Güneşini iple çekmekteyim...

    Filmin haricinde açıkçası salondaki ambiansta benim algı skalamda olumsuz derecelenen faktörlerden birisi oldu. Bu arada ilginç bir detay, salonda birçok başlarını kapatmış hanımla karşılaştım. Sanırım yeni moda olsa gerek, daha evvel televizyonlarda falan görürdüm bu tür şeyleri ama sanki biçimi böyle değildi, hani biraz daha nasıl diyeyim tarz sahibi geldi bana bu moda. Aman efendim neticede çok da önemli değil, moda değil mi hem, gelecek sene de mini etek bakarsınız yeniden moda olur ona dönerler bu sefer de değil mi ama? Bunun haricinde, salonda çok kesif bir koku vardı. Sanırım ayak kokuyordu ya da ter ya da her ikisi birden. insanlar da hiç çevrelerine aldırmadan yüksek sesle gülüyorlar ve dahi birbirlerini de kendi güldükleri yerde arkadaşlarının da gülmesi için dürtüyorlardı! Bu nasıl bir avamlık, görgüsüzlüktür anlamadım doğrusu. Hiç topluluk içinde böyle yüksek desibel yaratacak şekilde gülünür mü efendim? Gülünecek bir şey olsa gam yemem ama bu komedi değil, pisliğin, basitliğin önden gideni! Üstelik ne acıdır ki ses kirliliği kavramından da bihaber bu güruh! Birbirlerini dürtmelerini de bilmeden de olsa kolektif bilinçaltı oluşturma çabalarının bir tezahürü olarak addedebiliriz sanırım.

    Evet neticede toparlamak gerekirse, filme 10 üzerinden hiçbir şey vermiyorum üstad-ı azamlar! Kesinlikle tavsiye ve tasvip de etmiyorum hiçbirinize. Eğer ki hayatınızdaki bu koşuşturma içinde takribi 100 dakikalık bir molaya ihtiyaç duyarsanız beni arayın bir yerde buluşalım ve sohbet edelim sizlerle uzun uzun. Unutmayın ki sizlerin derdinden çok iyi anlayan ve size çare olmak için durmaksızın okuyan, araştıran, gözlemleyen, hem düşünen hem de düşündüklerini sizlere de sunabilmek için oradan buraya taşınan bir kardeşiniz yazdı bu satırları.
    3 ...
  34. 346.
  35. filmde bulunan bu sahneyle beni benden almış olan halk kahramanı:

    - benim dedem berin boğazına dalmış ilk 1942 de . tüpsüz 50 metre dalmış, tüpsüz. şnorkelle. çinokopu eliylen yakalamış çıkarmış yaaaaa. öyle bi adam. boşuna konuşmuyozs.. kafana bir şey giy üşürsün.
    2 ...
  36. 345.
  37. ''recep in the houseee'', ''give me the musiiic'' cümlelerini kuran komedyen şahsiyet.
    3 ...
  38. 344.
  39. 343.
  40. bir tür pisliğin meşrulaştırılması.
    1 ...
  41. 342.
  42. ilk başlarda çok beğenip güldüğüm, filmi çekilecekmiş haberlerine sevidiğim,filmini izledikten sonra beğendiğim,turkcellin kuklası olunca kınadığım ve ilgimin azaldığı halk kahramanı.
    2 ...
  43. 341.
  44. daha iki gün önce izlediğim film. ilk gösterimine, içinde bulunduğum bir sosyal oluşum toplu bir organizasyon düzenlemişti. Ben, '' ne para verip sinemada 2 saat mi geçircez bi de '' tepkisi vermiştim. Samimi düşüncem, kalbimin hissi bu yönde idi. lakin arkadaşlarım toplu halde gittiler, yaptığımız en kalabalık oganizasyon olmuş, sinemadaki koltuklar yetmemiş, sandalye çıkarılmış. hatta yerde oturup izleyen bir on- onbeş kişi olmuş.
    ki mesela tiyatro aktivitesi düzenleniyor, bu rakamı asla hayal edemedik. kimsesiz çocuklara ziyarete gidiyoruz iki elin parmağını geçmiyor katılımcı sayısı. Recep ivedik full çekiyor. gişe başarısını bu önekten bile tahayyül edebiliyoruz.
    hakkında çok eleştiriye gerek var mıdır bu filmin ? yoktur işte. sanat kaygım yok diyor adam, biz de sanat kaygısı aramadık diyoruz. mamma mia var vizyonda, onun da çok büyük sanatsal kaygıları yok ama ben para verdim mi verdim .
    recep ivedik i evde arkadaşın aldığı dvd den izledim mi, izledim. benim kıstasım budur, mr beani hiçbir şekilde izlemeye tahammül edememişimdir mesela. ikincisi çekilsin - ki çekilir de- gene sinemaya gitmem, gidemem.
    gözümü küçük ekranda bile yoruyor recep ivedik'in abartılı sunumu. sinema ekranında ne yapmaz ..

    edit : hiçbir şeklindeki hatamı hiç bir şeklinde düzelttim, silinmiş entrym canlandı, heyyo dünya artık daha güzel bir yer, gammazlar feci dikkatli, mesudum sözlük..
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük