ne maksatla kendisine misyon biçilir, bir türlü anlam verilememiştir. ve meydan o kadar boştur ki, ülkenin yakın tarihi üzerinde derin analizlere bile girişir bu analiz canavarı. elinden ezberleri alınsa, söyleyebildiklerinin içinde iki gram siyasi argümanı kalmayacaktır kendisinin. futbol yorumculuğunu da denemeli.
kulislerde konuşulanlara göre mesai arkadaşları tarafından da sevilmeyen yazarmış. bu iticilikle anası-babası kapı önüne koysa şaşırmam da, gönüllerin reisi mustafa kayatuzu'nun yumruk darbelerinden sonra taraf yazarları ve çalışanlarının "ilk defa faşist bir saldırıya sevindik" dedikleri dedikodusu beni bir hayli şaşırttı.
bu adamı seven bir akape teşkilatları kaldı sanırım, toplantılarından eksik etmiyorlar.
şimdi özünde bilgili mi değil mi bilinmez; lakin yazdıklarını göz önüne alınca fazla birşey bilmediği açık. onun atıf yaptıgı kitapları falan mülkiye'de 1. ve 2. sınıf öğrencileri okuyor ve ondan daha kaliteli ve üsluplu yazılar yazıyorlar. o yüzden fazla abartmaya gerek yok.
birikimiyle doğru yazılar yazıp,kendini bilerek konuşmasından ötürü bazı kesimler tarafından dışlanan yazardır. sağa sola sataşarak siyaset yapanların halini bildiği için de kimseyle sataşmaz, sadece onun fikirlerini beğenmemekle kalmayıp üstüne çamur atan karşıt fikirli yazarlara çok güzel cevap verir ve tartıştığı kişiyi yerin dibine batırabilme gibi bir özelliği vardır.candır,babadır,sevilesi yazardır.
gönüllerin reisi mustafa kayatuzunu bir kere daha göreve çağırıyorum.* bir insan istese de bu kadar uyuz olamaz. saygısız, elleri kolları rahat durmayan tarafın yakışlısı namıyla anılan bir insan kendisi. evet tüm vasfı yakışıklılığından -var ise o da- ibaret olan bu yazar, sadece ve sadece liberal sol kalemşörlüğünden kadro bulmaktadır. birikimi ile yazdığını söyleyenin alnını karışlarım.
rasim ozan sadece cesur değildir. aynı zamanda yaşına göre birikimlidir de. tarzı biraz arızalıdır sadece. bir kaç sene sonra birçok kusurunu düzelteceğinden kuşkum yok ama bir şeye takıntı düzeyinde yoğunlaşma konusundaki azminden vazgeçebilecek mi bilmiyorum.
modernizmi eleştirdiği zanneden kimi yazılar yazıyor zaman zaman. atıf yaptığı kitaplar bayat teori kokteyllerinden başka birşey değil.
ayrıca o'na göre türkiye'deki sosyalist/komünistler darbeci; ulusalcılar zaten darbeci. geriye liberaller, islamcılar ve bunlarla dirsek temasında olan kürtlerin bir kısmı kalıyor.
türk siyasetini merkez çevre paradigması ekseninde algılamaya çalışıyor inatla; lakin bu adam türkiye ezilenlerinin sesi falan zannediyor ya kendisini halbuki bilmiyor kendisine referans aldığı yaklaşım kürtleri ve alevileri kapsamıyor. merkez-çevre paradigması, kürtler ve aleviler gibi toplumun ötekileştirilen kesimlerini çevrenin çevresi konumunda değerlendiriyor.
ezcümle, aslında bu yazar hakkında uzun konuşmaya gerek bile yok. ama görebildiğimiz kadarıyla kendisini bağımsızlıkçı zanneden var. rasim'den herşey olur ama bağımsızlıkçı olmaz.
askere karşı gösterdiği liberalliği, demokratlığı hükümete ya da cemaatlere karşı gösteremeyen sözde liberal, sözde demokrat, sözde cesur köşe yozarı.
gerçek demokratlık ya da liberallik bu şekilde olmaz. birilerini hedef alıp sadece onlara yüklenmek gazetecilik değildir.
yeni yetme liboş. söyledikleri destekli olsa helal olsun adAM FiKRiNi sonuna kadar savunuyor diyeceğim ve takdir edeceğim. ama be adam söylediklerine sen bile inanmıyorsun. solcular üzerinden prim yapan gazeteci diyemeyeceğim. ben ondn daha güzel yazıyorum. ne diyelim..
ha! buldum zımbırtı.
Edit: ne çok liboş varmış sözlükte *
gerçeği gören,demokrat olduğuna inandığım ve tam bağımsızlık fikrini tam akılsızlığa benzettiği için daha bir sevdiğim taraf'ın ciddi,pek akıllı yazarı. ileriyi göremez herkes ama o görüyor.haklıyı haksızı ayırt edebiliyor.adaletli bir insan.
bu günkü yazısında yine darbeci gibi gösterdiği kişilere yüklenmiş yazar.
yazısının 28 şubatla ilgili bölümü;
--alıntı--
Peki, ya standart Türk gazetecileri/akademisyenleri hatta siyasetçileri?.. Bugünün Türkiye'sinde 28 Şubat darbesinin savunan tek kişi kalmadı... Öyle ki 28 Şubat'ın en büyük şakşakçısı Cumhuriyet gazetesi çevresi bile "28 Şubat bir Amerikan operasyonudur" söylemine sahip şu an. Hikmet Çetinkaya, ilhan Selçuk ve Ümit Zileli gibi kalemler her yerde böyle söylüyor... 28 Şubat darbesinin en karanlık günlerinde zil takıp oynayan gazeteciler, "28 Şubat, demokrasinin önünü açmıştır" diyen şarlatan akademisyenler şu an Çevik Bir başta olmak üzere dönemin generallerine ağzına geleni söylüyor... Aynı şekilde 28 Şubat'ın destekçisi CHP de bugün 28 Şubat-karşıtı bir söylem içinde... E be kardeşim bu 28 Şubat Amerikan operasyonuysa, o generaller israil ve ABD'nin emrindeyseler siz niye utanmadan "ulusalcılık" adına desteklediniz? "Sonradan gerçekleri gördük" diyorsanız özür dilemeniz ve utanmanız gerekmez mi? Yine aynı şekilde bugünkü Ergenekon gelişmelerine dair biraz daha "tarihten ders almış" olmanız gerekmez mi? "Ulusal bağımsızlık" adına hareket ettiğini söyleyen generallerin Amerikan neo-conlarından destek almak için yalvar yakar olduğunu defalarca buralarda yazmadık mı? Dürüst olun bunu siz de biliyorsunuz... Cumhuriyet'in kimi köşelerinde 2005-07 sürecinde ABD'ye ve israil'e yaltaklanan yazılar arşivlerde duruyor... Michael Rubin gibi aşırı-sağcı, Amerikan emperyalizminin en şahin savunucularıyla "Türk ulusalcıları" nın işbirliği alenen ortada... Napıyordu bu adamlar? "Nasyonalist Enternasyonal" mi kuruyordu?.. Bu arada bu durumları "Ergenekon davası Türkiye'nin ABD ekseninden çıkmasının, ABD'ye direnişinin davasıdır" gibi zırva şekilde yorumlayıp, Kurtlar Vadisi-Irak gibi Ergenekon imalatı filmlere akılsızca destek çıkan kimi islâmcılara da Allah akıl fikir versin diyorum... Bu hükümet sizin bu zırva kafanıza uysaydı şimdiye devrilmişti... Hükümet de bazı konularda yalpalamadı değil, ama sonradan kendine geldi...
--`alıntı
bomboş bir tip. külliyen zarar ziyan. boşa oksijen tüketenlerden. hakaret etmek gibi olmasın "sosyal atık" diyorlar bunun gibilere. aman dava açmasın. sosyal atık diyenler başkaları ha. ben sadece durumu anlattım. kendine ve etrafa zerre kadar faydası yoktur bunun gibilerin lakin zararları çoktur. sike sürülmeyecek görüşleri savunur, göte sürülmeyecek fikirler ortaya atarlar. inanan da çıkar. halbuki kafasına yumruğu da yedi. uslanmıyor. hülasa; zararlı bi organizma. genetiği değiştirilesi...
son olarak bir röportajında cüneyt özdemir'i faşist ilan eden şahsiyet.
--spoiler--
s: sen de herkese hemen ırkçı-faşist yaftasını yapıştırıyorsun. Senin bu tavrın anormal değil mi? Engin Ardıç'a da faşist demiştin...
c: ......Bunu kırk yerde söyledim ve yazdım... Beni kişiler değil fikirler ilgilendirir... Fikirlerde ahlaki yönde samimi bir düzelme, sahici bir yüzleşme olursa, ben geri kalan her şeyi affederim...
--spoiler--
bu kadar da yüzeysel, sorulan soruya tam olarak cevap vermeyen ve oportünisttir efendim kendisi. muro, madem kişilerle değil fikirlerle ilgilenen bir beynin var ne diye elaleme faşist imgesi yüklüyorsun, aşık mısın oğlum yoksa şahir misin sen?
deniz gezmiş ve yoldaşlarına faşist,mhp yandaşı diyebilecek kadar ileri gitmiştir.kendisi basın-yayın aleminin ajdar anık'ıdır.faşist-islamcı parti bbp'nin istanbul gençlik kolları başkanı mustafa kayatuzu'ndan yediği dayak bile onu aklayamayacaktır.ama bazıları hala kendisini aydın diye tanımlamaktadır.allah akıl fikir ihsan eylesin. (bkz: allah akıl fikir verirken saklambaç oynayanlar)
gazete de yazı yazdığını sanan ama hakaret etmenin, çamur atmamın,kışkırtmanın köşe yazarlığı yla ilgisinin olmadığını bilmeyen zavallı. sevsinler seni.
bu gün, ilker başbuğ'a hitaben; "devlet adamı değilsin devlet memurusun ilker başbuğ" başlıklı oldukça tahrik edici, kışkırtıcı, provakatif bir yazıya imza atmış taraf gazetesi kalemşörü.
kanaltürk'te yayınlanan pazar politika isimli programda süheyl batum ve ümit özdağ karşısında canlı yayında şekilden şekle girerek, inim inim inlemektedir. dersine hiç çalışmamış.
her an vallahi ben de kürt açılımına karşıyım ve şu an ülkücü oldum diyebilir.
kabahat bunun gibi bilgisiz ve vizyonsuzları nimetten sayıp ekranlara çıkaranlarda, gazetelerde köşe verenlerde.