ilk kez sıçmaya nasıl başladığını şu şekilde kaleme almış her konu hakkında kendine sorsan bilgi sahibi bana sorsan, medyatik troll.
bu gün adam öldürmek ceza kapsamından çıkartılsa, o suratının ortasına beyzbol sopası ile vura vura öldürmekten zerre tereddüt etmeyeceğim yegane isimlerden.
--spoiler--
Bir insan bir yere geldiğinde, bir işe girdiğinde, bir gazetede yazmaya başladığında bizim toplumda hemen Know How değil Know Who mekanizması devreye girer. . . Bu adam kim? Neyin nesi, kimin fesi; nerede ne bağlantısı var?. . Bizim memleket böyledir, ben Tarafta yazmaya başlayınca da aynı süreç olmuştu ve her önüne gelen bir şeyler uydurmuştu. . .
Oysa süreç çok yalın olmuştu. . . 2008 yılının mayıs ayında Türkiye 1968 olaylarının 40. yılı anılıyordu; saygı duyduğum kimi özgürlükçü-sol isimler dahi o dönemi romantize ediyorlar, adeta kutsuyorlardı. Buna çok tepkiliydim, çünkü o döneme dair anılar, hatıralar, dönemin devrimci bildiri, dergi, gazete koleksiyonları bile başlı başına birçok probleme işaret ediyordu. Bu problemler görmezden geliniyordu. Oturdum Denizlerin yolu bizi nereye götürür? diye bir yazı döşendim. . . Bir cumartesi günü 17 Mayıs 2008de bu yazı yayımlandı. . .
Pazar günü bir baktım mail kutumda olumlu ve olumsuz yüzlerce mail. . . Ben onlara cevap yetiştirmeye çabalarken, bir baktım Tarafta hafta içi her gün bana cevap yazıları çıkıyor. . . Sonra Taraftan Tamer Kayaş beni aradı, cumartesi karşı cevabımı yayımlayacaklarını söyledi. 24 mayıs günü için bir yazı daha yazdım, gazete ilk sayfadan duyurdu. Tepkiler ve mailler iki katına çıktı. . . Çok ciddi bir tartışma başladı, üst başlığı Denizler, milliyetçilik ve ulusalcılık olan bu tartışmaya katılmayan köşe yazarı hemen hemen kalmadı. Daha önce kimselerin sol kimliğini bilmediği Reha Muhtar bile çıldırdı, 80 öncesi içinde bulunduğu sol fraksiyonu itiraf ederek zehir zemberek bir yazı yazdı. Tempo ve Aktüel dergileri bu tartışmayı kapak yaptı. . .
1,5 ay süren bu tartışmalardan sonra yine Tamer Kayaş her cumartesi yazmaya devam edebileceğimi söyledi, ben de devam ettim.
--spoiler--
çok ve boş konuşuyor. nereden ve nasıl çıktığını bilmiyorum ama nasıl çıktığı hakkında fikir yürütebiliyorum.
özet: gazeteci-msi.
düzenleme: "şike" demişken, galatasarylıyım ama bazen diyorum ki kendi kendime; "acaba fenerbahçe şike davasından aklansa nasıl dönecek." umarım azis başkan dediklerini teeeeeek tek yutturur buna.
Kervana son hücumun elemanlarındandır. Paranın iktidar şakşakcılığında , Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığında olduğunu görmüştür niyeti de gayet açıktır ciddiye alınırlıuğı yktur.
ekranlarda bulunmaması gereken kişidir. ben taraf gazetesini severim, bu eleman o gazetede parladı, rasim ozanın dünya görüşü de bana yakın, ikimiz de darbeye karşıyız, ikimiz de chpyi sevmiyoruz ikimiz de liberaliz filan.
ama bu eleman yazar değildir, yazar olacak olgunlukta değildir, o yaşta zaten bu birikime sahip olması mümkün değil, hadi diyelim bişeyler öğrendi, nedir kardeşim o uslüp, bağıra çağıra konuşmalar, boş tenekeden ses gelmesi gibi, acaba içi boş o yüzden mi çok ses geliyor kendisinden.
köşe yazarı dedin mi biraz oturaklı olur, fikir sahibi olur, taraftarlık yapmaz bi köşe yazarı, taraf tutabilir ama taraftarlık yapmaz. bak mehmet barlas.a o da sen gibi liberal, bak mehmet altan.a. bağırarak fikir mi söylenir, zaten senin fikrinin bi ağırlığı varsa bağırmadan da seni dinlerler. yanlış yolda kendisi.
canınız sıkıldıysa ve rahatlamak istiyorsanız, bu adamın izleyin. maksimum 10 saniye sonra zaten kendisine küfür etmeye başlayacaksınız ve zamanla küfür haznenizin ne kadar genişlediğine inanamayacaksınız. küfür etmek güzel bir şey mi, hayır değil; ama rahatlamak için birebir.
vakti evvelinde mahalle bebelerini dövüştürmek için yaptığımız türlü şekiller vardı. bilirsiniz.
''canberk dokun bakalım tolga'nın kafasına, dokunamazsın ki, dokunamazsın ki...'' şeklinde başlayıp canberk'le tolga'nın kavga etmesi ile son bulan olaylar silsilesini adam ulusal kanalda yapıyor bilader. lan bizim vakti evvel eğlence amaçlı yaptığımız işi koca koca adamlar üzerinde deneyip sonuç alıyor, üzerine ülke gündeminde yer teşkil ediyor.
burdan canberk'le tolga'nın ailesini göreve çağırıyorum, isterlerse programa bağlanabilirler.