hakkında 301'den dava açılmış gazeteci ve yazardır. Hrant'tan sonra bir gazeteci daha bu ülkenin orta yerinde öldürülürse bu 301'den dolayı, acaba kaç kişi utanacak bu memlekette? Anlaşılan sayın ilker Başbuğ'un çok zoruna gitmiş "devlet memuru" olmak, belki de gönlü isterdi ki politikacı olsun! olsun, 301 ne güne duruyor, değil mi? Şu Rasim Ozan'ı da atalım milletin önüne hesabı, hazır yasayı da bulmuşken! Bu dava sebebiyle "hükümet Taraf'ı tutuyor" diyenlere de şunu sormak istiyorum : Madem Taraf'ı hükümet destekliyordu da neden 301 gibi, daha önce bir gazetecinin istanbul'un orta yerinde öldürülmesine sebebiyet verecek kadar sakat bir yasadan doalyı, desteklediği gazetenin yazarına dava açılma izni versin? Ama illa ki şimdi "bunlar danışıklı dövüş" diyenler olacaktır. Ne diyelim? Sadece Rasim OZan Kütahyalı'nın şu sözlerini alıntılıyorum :
"Bir devlet memuruna "devlet memuru" dediğim için onun nezdinde bütün orduyu aşağılamış olarak kabul ediliyorum. Böyle bir şey yok. Bu tarihe skandal olarak geçer. Bu davada hüküm giyersem hem Genelkurmay hem Türkiye Cumhuriyeti hem de Türk yargısı rezil olacaktır. Bakanlık, devlet memuru dediğim için benim hakkımda davanın açılmasına izin veriyor. Bizim arkamızda hükümetin olduğunu söyleyenler utansın. Gördüğünüz gibi hükümet bizlerin yargılanmasının önünü açıyor. ilker Başbuğ demek ki kendini öyle aşağılanmış hissetmiş ki bu kinle iş buralara kadar geldi. Kendisi devlet memuru değilse nedir? Başbakan'a karşı sorumlu olmayan bir adam mıdır, eğer böyleyse bunu öğrenelim. Ben Genelkurmay başkanlarını devlet memuru olarak biliyorum. Ben yanlış biliyorsam bunu da bize söylesinler"
Gerçekten de sayın Başbuğ siz "devlet memuru" statüsünde bir görevli değilseniz, nesiniz?
inşallah beraat eder kendisi, anti-demokratik bu yasaya daha fazla kurban verilmemesi gerektiğini düşünen bir Türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak bunu diliyorum.
ukalalığı matah birşeymiş gibi sunma becerisi gösteren kişilik, dikkat edilirse genç taraf gazetesi yazarlarının hepsinde aynı davranış tarzı mevcuttur.
bugünkü köşe yazısında barzani ve talabani hakkında, "barışın, huzurun ve istikrarın kurulmasında en önemli rolü üstlendiler" diye bahseden agresif taraf gazetesi yazarıdır. ah rasim bey! abd önlerine kemik atmasaydı, barışın temsilcisi diye nitelendirdiğin bu şahısların gerçek yüzlerini o zaman daha iyi anlardın. hem pkk hala silahlı mücadelesini sürdürebiliyorsa bu adamların inceden inceden desteği sürüyor demektir. ütopik dünyadan gerçek dünyaya dön lütfen.
Hakkında sayfalar dolusu entry girilmesine zerre gerek olmayan gereksiz kişi.
Haketmediği halde üne kavuşan insanlar arasına sokmak lazım. Ajdar, esra ceyda kardeşler nasıl TV'ye çıkıyorsa o sebepten TV programlarına çıkan bir nevi charles olarak bakıp konuyu kapatalım.
Zira gerek seviyesiyle gerekse üslubuyla "bunu seyredeceğime kedimin götüne baksam daha iyi" diyorum.
geldiği noktayı haketmek için ne saçmalık varsa yapmış şahsiyet.nihayetinde başarılı da olmuş.söyledikleri,tavrı fazlasıyla sinir bozucu ,zaten hedeflediği tarz da tam olarak budur.üzerinde çok durmamak lazım.
hayatımda, bu kadar saf bir yazar daha görmedim. hiç askere gitmeden, asker hakkında bu kadar atıp tutulur mu?
anladığım kadarıyla, bir tarafını gözden çıkarmış.
geçenlerde taraf gazetesindeki köşesinde şu yazıyordu;
--spoiler--
"yazarımız yıldırım nikah hazırlıklarında olduğundan bugünkü yazısını yayımlayamıyoruz''
--spoiler--
köpeksiz köyde değneksiz gezen değerli bir yazarımızdır. abilerinin intikamını solculardan almaya çalışmaktadır aklı sıra. ama keşke karşısında muhatabı olacak olan solcular da olsaydı, bakalım kaç gün konuşabilecekti. eğer üslubuna uygun adabıyla yazarsa okunabilecek güzel tespitleri olan bir yazardır. fakat kendinden geçip histerisi tuttu mu oldukça tiksindirmektedir.
televizyonun ekranından elimi soksam,şöyle yakasına yapışsam, kafasını ekranın dışına kadar çıkarsam, şöyle ağız,burun,tekme tokat dalsam dediğimdir. sevmediğimdir.