reel birşeyler bulamamanın verdiği hiddetle sanal yollara başvurmanın modalaşmış şekline iyi bir örnek. bunun birde eşşeği baş göz etme gibi şeklide vardır.
ne kadar hadisenin gerçekliğine inanmasam da 'cuk' diye oturdu evlat.*
--spoiler--
Nazım Hikmet ve Necip Fazıl Ramazan ayında arabayla gidiyorlarmış.
Tabi Necip Fazıl oruçlu ama Nazım Hikmet değil.
Nazım Hikmet Necip Fazıl ile dalga geçmek için yolun kenarındaki zayıf bir ineği işaret ederek Necip Fazıl'a demiş ki:
--"Şunun haline bak, oruç tutmaktan ne hale gelmiş"?
Tabii Üstad altta kalır mı, hemen cevabı yapıştırmış:
--"Nazım sen bilmiyor musun, hayvanlar oruç tutmaz..."
--spoiler--
oruç tutmamakla hayvan diye adlandırabileceğimiz 3 grup vardır efendim.
1-oruç tutmayı sadece akşama kadar aç kalmaktan ibaret zannedenler.
2-gerçekten emrolunmadığı için oruç tutmayan bildiğimiz hayvamlar.
3-hem oruç tutmayıp hem de tutanları aşağılayabilmek adına götünden sanal senaryolar üreten hayvanlar.
ne zaman olmuş bu? cahiliye döneminde mi! bu safsatalara sadece hadilan diyesim geliyor. hatta hasiktir lan! olaydaki adam olsa olsa müslümanlık değerlerini yıkmak isteyen bir avrupalı ajan, eğer bu olay hayal ürünüyse allahı anlamadan ona kafa tutan bir zavallılık sendromu.
