çocukluğumun kabusudur. uzun bir sokağın yankıya elverişli bir yerindeydi odam... uykumun belki de en güzel yerinde, en savunmasız olduğum bir zamanda, "güüüümm" sesiyle uyanırdım, titrerdi odamın tahta pencereli camları, titrerdi kalbim... nasıl bir daha uyurdum hiç bilmiyorum, hiç hatırlamıyorum... koşa koşa gittiğim annemin yatağı, ve annemin sahura kalkması... bir kez daha yalnız bırakırdı korkularımla, bir kez daha uyuyamazdım... korkardı çocuk kalbim... şimdi evimin camları pimapen, ne camlarım titriyor, ne de korkuyla uyanıyorum... ama hala korkarım o sesten, içimi tuhaf bir korku kaplar... annemin sahura kalkmadan bana sarılıp uyutmalarını özlerim, burkulur kalbim, aramak isterim annemi, arayamam... onu çok özlerim...
ramazan esnasında, para toplamak amacıyla uyuyan çocuğunuzu sallamadan zabada zabada diye apartmana girerek kapınızı tekmeleyen davulculardır. olm gece uyandırıyon tamam, bari gündüz rahat bırak be yav. bu arada sürekli farkli davulcuların kapınıza girişmesi de ilginçtir. vermiyorum para kardeşim. oruç tutmuyom ben, para vermek zorunda mıyım?
ben bu vakitte gürültü yapsam döverler. oysa ramazan denen davulcu kişisi arabaların alarmlarını çaldıra çaldıra geçiyo arkasında sesten izler bırakarak. helal olsun ramazan diyorum. yalnız çocuk uyuyodu o uyanınca kötü oldu. uynamasa iyi olacaktı ama uyanınca kötü oldu. buradan mahalleliye sesleniyorum. bu size ders olsun. ben 30watt'lık amfimle gitar çalarken duvarlara vuruyodunuz.
-Nasılsın Hulusiii?
-Sokakta hanımefendi, mutfakta aşçı, yatakta orospu gibiyim. ııııhhhhhhh
-Oğlum Serkan 112* yi araaaaa ayyyy...
-Anne baksana kendisine geliyoy...
-Saçmalıyo ama, baksana evladım. Hulusiiii
-Neriman sen misin karıcığım, davulcu nerde?
-Hulusi korkutma beni Hulusiiii
-Plakasını aldınız mı, davulcunun?
-Ne plakası Hulusi? Serkan ara 112 yiiiii
-Ya duy anne ya Babaa fena nakavt ettin adamı heheheheh
-Dövdüm di mi? Iııııhhhhh.
-Eheheheh dövdün... Demiyelim de...
-Kaldır beni Neriman. Bu ses?.. Davul mu böyle yumuşak yumuşak?
-Davulcu gitti Hulusiii. Davulcu mu kalır bu saate. Ayyyyyy gitti dağ gibi adam...
-Nakavt ettin adamı baba yaa... Ambulansla hastaneye götüyolay... Ambulance sesi bu
- Hassssi... tane haaa.. vay beeee. Nasıl yamulttum pireyi? Pireyi deve yaptınız be...
-Adam senin gözüne bir vuydu, sen duvaydan sekip adamın üstüne düştün. E kolay değil 182 kilo...
-Bilerek yaptım ki ben. Eski bir pankreas numarasıdır bu. Hulk Hogan yapardı böle ringin iplerinden gerinerek benim zamanımda.
-Tamam Hulusi gel üşütme gir içeri. Hadi pire için yorgan yakmayalım bi de...
-Acıktım Neriman ne yemek var.? Çorba yaptın mı?
-Yaptım Hulusi. Doymassın diye iki tencere yaptım.
-Oh ya kendimize gelelim. Biliyor musun bir topal pire bir gece de kırk yatak dolaşşgurkkkk
-Hulusiiiiiiiiiiiiiiii... Serkan ara 112 yiiii çabuukkkk
-Ya anne ne 112 si gene yaaa...
-Oğlum baban kepçeyi yuttuuuuu.
* 112 acil durumlarda kullanılacak telefonlardan biridir. Ambulans ve ilk yardım hizmetleri alınır. Yaralının bilinci kapalıysa, hiç bir şey yapılamasa bile, bulunduğu yerde, hayati tehlike yoksa kıpırdatılmadan aranmalıdır. Adres çok net olarak verilmeli, belli başlı yerler, yön tarifi için kullanılmalı, gerekirse aşağı inilip yolda karşılanmalıdır. Zaman önemlidir. 112 bataryası olan her cep telefonundan simkart olamasa bile aranabilir. Yine her türlü ankesörlü telefondan, kapanmış olsa bile ev telefonlarından aranabilir. ilk yardım durumlarında hiç bir şey bilmeseniz bile bileceğiniz 3 şey yaralının hayatını kurtarabilir. 1- yaralının hayati tehlikesi kanaması vb. yoksa kıpırdatmayın, müdahelede bulunmayın. 2- sakin olun 3- hızlı hareket edin.