2 aralık 2007 tarihli rizespor maçıyla bir kez daha bize göstermiştir ki,bir insanın yaşlanmış olması tecrübe kazanmış demek değildir.35 yaşına gelmiş bir kaleci eğer böyle basit hatalar yapıyorsa o adam kaleci değildir.o adama 1,5 milyon euro veren de yönetim değildir.
hiç hata yapmayan, ele aldıkları her işi kusursuz yerine getiren mükemmel insanları tenzih ederek, arada bir de olsa yanlış yapan, tercihlerinde yanılan insanların acımasızca üzerine çullanmalarını hazmedemediğim kaleci. sıklıkla yanlışa düşen, ne orada ne burada tutunamayanlar, bir günah keçisi bulduklarında gaddarca saldıranlar ve hele yoktan günah keçisi var etme uzmanları tamamen konu dışı.
fanatik fenerbahçeliydi babam ve dayım. başka sansım yoktu kanarya olmaktan dışında. sansım olsa da gene sarı lacivert için verirdim şu bir nefeslik canımı ya. yeni öğrenmeye başlamıştım fenerbahçeli olmayı. söz verirdi dayım seni maça götürücem diye. öğretirdi futbolcu isimlerini yüzlerini bilmesemde. onlardan biri farklıydı ama, farklı bakardı gözleri,farklı duruşu ve sözleri.ilk tanıdığım fenerbahçeliydi o. o çıktığında sustururdum evde herkesi, yapışırdım televizyona sadece onu izlerdim. ilk futbolcu aşkımdı o benim.
daha 7-8 yaşındaydım evlendiğini duyduğumda .nefret ediyodum karısından, onu asla benm kadar sevemiyeceğini düşünerek. hani insan sevdiğinin mutluluğuyla mutlu olur ya benimki de o hesap üzülmemeye başladım evliliğine, çocukluk aşkımın acısına alışmaya çalışıyordum.
babam takımını değiştirdi sonra.nefret eder oldu ondan. babama bile karşı geldim onun için, defalarca kavga ettim. yanlış söylüyodu babam. o dünyanın hem en iyi hemde en yakışıklı kalecisiydi benim için.
her zaman savunmam gerektiğini düşündüm onu. yediği en saçma gollerde,yaptığı en büyük hatalarda bile.kimi zaman hayatımı anlamlı kılan fenerbahçemin kaybetmesinde sorumlu olsada kızamadım ona bir türlü.
barcelona'ya gittiğinde ispanya aşkı oluşturdu içimde.bir anda barça taraftarı oldum onun sayesinde. ve her gün nefret ettim ,küfürler yağdırdım kim olduğunu bile bilmeden Frank Rijkaard'a.
şimdi yok fenerbahçemde. ama hala seviyorum onu. bir gün bile şüphe etmedim ona olan sevgimdem bir gün bile düşünmedim fenerbahçeli olmadığını.
o bırakıp gitsede beni,mazi kalbimde yaradır ya o da yüzümde hafif bir tebessüm ile kalacak aklımda.
en büyük şansızlığı valdez gibi bir kalecinin onla birlikte takımda olması olan bu yüzden o güzelim barca formasını ıslatmadan f5e dönüp sonrada sekiztaşa giden milli kalecimiz.
ceza sahası içinde canının sıkıldığını düşündüğüm kaleci.
ne zaman baksam orta sahaya yakın bir yerlerde geziniyor. ceza sahasında da durmuyor adam orta sahadan aşşağısı kesmiyor kanımca.
porto maçında yaptığı hatayı da unutamayacağım. ofsaytsa ofsayt senin görevin topu tutmak değil mi, eline mi yapışacak top tutuver bi zahmet.
yaşlandığı alenen belli olan efsane kaleci. yüzünde hep bi hayata küsmüş, yıllardır insan içine çıkmayan ama bir şekilde buna mecbur olan, ayrıca 3 ay sonra öleceğini öğrenmiş ve içinden hiçbir şey yapmak gelmeyen insan ifadesi var.
beşiktaş'ın hiçbir maçını kurtarmamış olmasından, bırak maç kurtarmayı çoğu mağlubiyetinde imzası olduğundan söylemiyorum. cidden rüştü'yü seviyorum. fenerbahçe'deyken de en sevdiğim oyuncular içindeydi ama artık yaşlandı. olmuyor. ne refleks kalmış ne konsantrasyon ne de çeviklik. sadece ismiyle orda duruyor ve her geçen gün o'na da leke sürüyor.
zirvedeyken bırakmadın bari kalbimizdeyken bırak üstat...
fener ne zaman rüştü'den kurtuldu, kendine geldi. ben onu bilir onu söylerim.
hiç bir zaman güvenmedim. yok yerden abidik gubidik pozisyon yaratmada üstüne yok. her kendine doğru gelen top el bombası gibi. çıkacağı yerde çıkmaz, çıkmayacağı yerde çıkacağı tutar. artık bı-rak-ma-lı. beşiktaş'a alınması zaten büyük bir hataydı.
miladı dolmuş kaleci.runje'yi inönüde yuhlayanların $imdi runje'ye bile razıyım demesiyle,acaba runje' nin ahını mı aldı bu takım dememe sebebiyet veren kaleci.gelen gideni her zaman aratır.takımdan ali tandoğan,rü$tü,baki ve ibrahim üzülmez gitmediği müddetçe bu taraftar her maç stres ya$amaya mahkumdur.3-0 öne geçse bile.
aziz yıldırım tarafından değil, tahir kıran organizasyonu ve mecnun odyakmaz katılımıyla hunharca ve gaddarca dövdürüldüğü ortaya çıkan kaleci. en iyi dönemlerinde dahi konsantrasyon sorunu yaşadığı maçlarda şaşırtıcı goller yediği herkesin malumudur. ama iyi konsantre olmuş, gününde bir rüştü halen dünyanın en iyi kalecilerinden biridir.
ispanya nın sport gazetesinin "lanetli kaleci" şeklinde ilginç bir analiz yaptığı kaleci.
--spoiler--
ispanya nın spor gazetelerinden Sport, kaleci Rüştü Reçber hakkında yaptığı bir analizde, "Barça da sevinçten daha çok acı yaşadı. Türkiye ye dönüşü şimdilik gerektiği kadar mutluluk verici olmadı" denildi.
"Küllerinden yeniden doğan lanetli kaleci" başlıklı analizde, Türk kalecinin kariyerinin, "Bir Rus dağından daha fazla dengesiz" olduğu yorumu yapıldı. 2002 Dünya Kupası ile Rüştü isminin dünyada ilk defa duyulduğunu yazan gazete, daha sonra Barcelona Kulübü Başkanı Joan Laporta nın ilk transferi olarak Barcelona ya gelen Rüştü nün, Nou Camp Stadı nda hiçbir iz bırakamadan döndüğünü savundu.
Rüştü nün Fenerbahçe ye geri döndüğünde sakatlıklar ve diğer kaleci Volkan Demirel in yükselişi ile ikinci plana düştüğü ve sonuçta Beşiktaş a transfer olduğu hatırlatılırken, "Rüştü kredisini yeniden kazandı ve Türkiye den yeniden bir yıldız olmaya başladı. iyi bir döneminde olan Rüştü, tekrardan milli takıma dönebilir" denildi.
--spoiler--
çocuktum mahallede maçlarında herkes forvet oynamak isterken ben kaleye geçerdim engin ipekoğlu olurdum o zaman fenerbahceliydim çünkü sonra o gidince rüştü oldum ve sevdim rüştüyü. strese gelemezdim ulan beni takıma alacaklar mı stresi gereksiz gelirdi, kaleciyi herkes isterdi mahallede. severek yapardım savsaklamadan rüştü reçberi örnek alırdım. onun gibi olmaya çalışırdım. bütün fenerbahce maçlarını izlerdim önemli önemsiz. liderin 15 puan gerisinde kalsa bile herkese kızardım rüştüye kızmazdım. kimse kızmazdı rüştü ye rüştü de olmasa küme düşer bu takım derdi abilerimiz ki bize de haklı gelirdi. rüştü hata yaptığında kurtardıklarına sayarız derdim. pendik maçından sonra dayak yediğinde o kendini bilmez orospuçocuklarına ne tür küfürler ettim hatırlamıyorum dahi. rüştü abimdi sanki benim, abimi dövmüşlerdi. ama o ona rağmen öyle maçlar çıkarırdı ki bu nitelikte bi kalecinin kıytırık bi fenerbahce de işi ne diye sorardım kendime. ama o da fenerliydi be bırakamıyordu yarı yolda. dünya kupasında en değerli ikinci kaleci olarak gösterildiğinde ve mükemmel maçlar çıkardığında işte dedim tamam bu sefer oldu bu sefer iyi bi kulübe gönül rahatlığıyla gidebilir. ve gitti de dünyanın en büyük takımına hemde seçim vaadi bir transfer olarak gitti, ronaldinho dan daha önce alındı. ilk transfer ilk alınmak istenen kişi. özel maçlarda güzel oyunlar çıkardı. bir pozisyondaki kurtarışı cnn de haftanın kurtarışı olarak gösterildi. spikerin "gözlerime inanamıyorum bu olamaz" haykırışları arasında. özel maçlarda güzel penaltılar kurtardı barcelonayı sevmişti anlaşılan. o ne kadar sevdiyse ben iki kat sevmiştim barcelonayı. ama sonra rijkard denen dallama -ki rüştü de açıkladı bunu- sırf türk-müslüman diye kesti maçlardan. valdes gibi hala tartışmalı bi piçi oynattı onun yerine. 5-6 hafta hiç oynatmadığı bi adamı son dakikalarda valdes sakatlanınca aldı. bir kaleci için en boktan durum sonradan oyuna girmektir * ısınmadan maça çıktı hatalar yaptı ve yine rijkard ın zorlamasıyla hedef adam ilan edildi. ve sonunda onca küçük avrupa takımı isterken hayatının belki de en büyük yanlışını yaparak fenerbahceye döndü. aziz yıldırımın onu hiç istemediği daum un zoruyla aldığı belliydi. daum onun iyi bir kaleci olduğunu biliyordu ve inanıyordu en önemlisi. o gitti rüştü gitti. beşiktaşa transferi de olaylı oldu halihazırda rüştüyü fbde istemeyen gitmesini isteyen orospuçocukları o beşiktaşa gidince ruhunu sattı dedi. ben onun yerinde olsam tv ye çıkıp ananızı satmadığıma dua edin derdim ama o demedi efendi bi adamdı çünkü, hala öyle. şimdi beşiktaşta küllerinden doğuyor. beni de bir beşiktaş sempatizanı yaparak. uzun lafın kısası rüştü reçber türkiyenin yetiştirdiği en iyi kalecidir dünyada da iyi bi yerdedir. beşiktaşa geldiğinde burun kıvıran kıvrak bejeke taraftarları onu kalede görmeye tahammül edemiyorum diyen kendi vücutlarına bile tahammülsüz insanlar şimdi onun yaptığı kurtarışlarla seviniyorlar. liverpool maçında rüştü olsaydı 8 yemezdik diyorlar.