Anladığım kadarıyla kitabı beğenmeyen tek kişiyim. Başladığım kitabı yarım bırakma huyum olmadığından da mecburen sıkıla sıkıla bitirdim. Bu kadar nesne bolluğu, bu kadar hercümerc jackie chan filmlerini sevenlere hitap ediyor gibi geldi bana, karakter yaratma çabası yok, psikolojik tahlil yok, olay geçişleri ışık hızında, sanki 10 -15 masal birbirine bağlanmış da alın size uzun masal denmiş gibi geldi bana. He bir de sürekli tamam ihsan, Osmanlı terminolojisine hakimsin dedim durdum. Kısacası dandirik.
13 Mart'ta çıkacak olan çizgi roman uyarlamasını çok merak ettiğim efsane roman. ilban ertem 5 yıllık çalışma sonunda neredeyse her cümleyi resmedip 300 sayfalık bir çizgi roman ortaya çıkarmış. Çizgi roman hakkında daha fazla ayrıntı isteyenler wserin web sitesini ziyaret edebilirler. http://www.puslukitalaratlasi.com/
tarihi sevmeyenlerin bile severek okuyacağı bir eserdir.
Rendekar düşünüyor olmasından var olduğu sonucunu çıkarıyor. Ben de düşünüyorum dolayısıyla varım, ama kimim? Galatada, Yelkenci Hanı bitişiğinde ikamet eden Uzun ihsan Efendi mi, yoksa bugünden tam üç yüz sekiz yıl sonra, sözgelimi izmirde oturan mahzun ve şaşkın adam mı? Hangimiz düş hangimiz gerçek? Düşünüyorum, o halde ben varım. Düşünen bir adam düşünüyorum ve onun, kendisinin düşündüğünü bildiğini düşünüyorum. Bu adam düşünüyor olmasından var olduğu sonucunu çıkarıyor. Ve ben, onun çıkarımının doğru olduğunu düşünüyorum. Çünkü o, benim düşüm. Var olduğunu böylece haklı olarak ileri süren bu adamın beni düşlediğini düşünüyorum. Öyleyse gerçek olan biri beni düşlüyor. O gerçek, ben ise bir düş oluyorum der.
insanın okurken rüya görme hazzını duyduğu, 1681 yılının istanbul'unu anlatan, edebiyatımızın en güzel romanlarından biri.
Bu kitap size bir şey anlatmaz, size bir şeyler hissettirir. Kahramanlar ete kemiğe bürünür odanızda gezinmeye başlar. Mekanınız da zaten yeni cami'nin arkasındaki yıkık dökük bir han olmuştur. paralel evren felsefesini öğrenmez, yaşarsınız.
anti madde teorisi, zamanda yolculuk teorisi 1681'un istanbul'unda aklınızı kurcalar durur. Bir, orduda lağımcı olur tüner kazarsınız; bir dilenci olup istanbul sokaklarında el açarsınız. Bir, bünyamin olup koynunuzdaki esrarlı paranın ağırlığını taşırsınız; bir, puslu kıtalar atlası'na bakıp geleceğe yön vermeye çalışırsınız.
Bu kitapta gerçekle hayal iç içe geçmiştir. Kitap bittiğinde istemeye istemeye rüyadan uyanırsınız. Kim bilir belki de rüyaya başlarız kitap bittiğinde. Çünkü ne diyordu kitap: her şey ama her şey zihnimizdedir. Gerçek sandığımız her şey zihnimizdir.
efsane kitapmış yeni okuduğum için kendimden utandım.
aklıyla bin yaşayasıcalar listemde yerini alan yazar kişisi ihsan oktay anar, kubelik karakterine şöyle bir çeviri yaptırmış kitabında :
(ren)e (de)s(car)tes ın > 'metot üstüne konuşma' sını
abicim kitabın dışı çok güzel ona bişey diyemeyeceğim..ama kitabı ne zaman elime alsam sıkılıyorum..sanki onu okumamak için her türlü kitabı okuyabilirmişim gibi geliyor..
kitabı bitirdiğim zaman yüzümde koca bir gülümseme ile 3-4 dakika beni hareketsiz bırakan kitap. sırf bu kitapla aynı ana dili paylaştığım için şanslı sayabilirim kendimi.
kitabın ilban ertem tarafından çizgi romana aktarılmış halini kitapla beraber aldım. heyecanı kaçmasın diye tek bir çizimine bile bakmadım birazdan başlayacağım bakalım karakter çizimleri kafamda ki çizimlerle uyuşacak mı özellikle uzun ihsan efendi, bünyamin ve ebrehe yi çok merak ediyorum.
not: çizgi romanın iki farklı hali var içerik olarak bir fark yok ancak birisi normal kapak diğeri ciltli sert kapak.
ciltli sert kapak olan 40 tl diğeri 30 tl. ben ciltli halini almayı tercih ettim daha hoş duruyor açıkcası.
Bu coğrafyadan da özgün yazarlar çıkabiliyor.
Sürükleyici,
Şaşırtıcı,
Düşündürücü bir roman.
Başlamak ve bitirmek arası zamanda kayboluyorsun resmen.
Klasik oğlan öldü kız verem oldu tarzı hikayelerden ibaret değilmiş edebiyatımız.
ihsan oktay anar'ın şuana kadar çıkardığı en iyi romanıdır. final bölümü dışında sürükleyici bir kitaptır. final bölümü hayal kırıklığına neden olmuştur.
Mukemmel bir kitaptir. Yok yok mukemmel otesi bir kitaptir. Ayni zamanda kitap degildir bu baska bir seydir. Boyle alir seni ordan oraya surukler. En kisa zamanda tekrar okumam dilegiyle...
düşünüyorum, öyleyse varım. oldukça makul. fakat bundan tam tersi bir sonuç, varolmadığım, bir düş olduğum sonucu da çıkar: düşünen bir adamı düşünüyorum. düşündüğümü bildiğim için, ben varım. düşündüğünü bildiğim için, düşlediğim bu adamın da varolduğunu biliyorum. böylece o da benim kadar gerçek oluyor. Bundan sonrası çok daha hüzünlü bir sonuca varıyor. düşündüğünü düşündüğüm bu adamın beni düşlediğini düşlüyorum. öyleyse gerçek olan biri beni düşlüyor. o gerçek, ben ise bir düş oluyorum.
puslu kıtalar atlası.
Herkes kürk mantolu madonna'yi nasil övüyorsa bu kitap da benim icin o. Ayri bi bag var aramizda. Bugüne kadar okuduğum kitaplarda en iyi ilk beş içindedir. Böyle bi hikaye, böyle bi yazım güzelliği olamaz. Gerçi ihsan Oktay Anar'in suskunlar hariç tüm yazdıkları öyle. Bi onu sevemedim gitti.