yazilari güzel olan biri ama artik az yaziyor. eskiden sik yazardi şimdi hafta da bi yazıyor. oysa biz sik yazmasini istiyoruz. sik yazanlari seviyoruz çünkü. sik sik yazsin. üzmesin bizi.
Quentin Tarantino filmi, efsanedir. Herkes tarafından beğenilmez cult bir film. güzelliği inceliğinde saklı. John Travolta ile Uma Thurman nın dansını seversiniz. Zaten John Travolta dansçılıktan oyunculuğa bu film ile geçiş yapmıştır. Hadi gel sen iyi dans ediyosun, kokain tüketirken arça kullanma özelliğinide ekledik zaten pisliğin tekisin gel oyuncu ol dedikleri (bkz: head hunter) bruce willis de varmış dediğimiz, kesinlikle izlenmesi gereken dvd. Türkçe dublajı ne kadar eğlenceli olsada orjinal izlenmesi şiddetle tavsiye olunur.
beğenmediğim klasiktir. evet, beğenmedim, kill bill'den sonra, bir de uma thurman'ın olduğunu görünce bir hevesle izleyip hayal kırıklığına uğradım. o zamandan beri de yuhalanıyorum, bir tek ben miyim sevmeyen diyorum. bende mi sorun var deyip 2.ye izleyeyim dedim fakat yarısına gelemedim, dayanamadım. imdb'de 9.0 puan aldığını görünce şaştım. ingmar bergman filmleri 7'lerde 8'lerde, the tree of life 6.9 puan almışken. oyunculuklar, yönetmenlik, görüntü yönetmenliği güzel fakat benim için bir film senaryoda biter. birbirinden bağlantısız karakterler ve olaylar silsilesi benim için bu film, kusura bakmasın hayranları.
--spoiler--
mia'nın girl you'll be a woman şarkısındaki o anlamsız ama bir o kadar da anlamlı dansı ve o sırada john travolta'nın ayna karşısında kendi kendine konuşması yok mu...
--spoiler--
--spoiler--
Sen kötü adamsın ve ben erdemli adamım.Buradaki Bay 9 milimetre de çoban.Karanlık vadide benim erdemli kıçımı koruyan.
Veya şöyle olabilir: Sen erdemli adamsın, ve ben çobanım. Kötü ve bencil olan da "dünya".
Şimdi, böyle olmasını istiyorum.. Ama bu bok doğru değil.
Gerçek şu ki,Sen zayıf olansın. ben de kötü adamın despotluğuyum.
Ama deniyorum, Ringo. Çoban olmayı gerçekten deniyorum..
--spoiler--
sinemanın dahi çocuğu tarantinonun dahiyane filmi.
bize bildiklerimizi unutturan, sinema sanatına getirdiği yenilikler sayesinde izleyici tarafından hayır dualarıyla anılan bu dahi adam son derece gereksiz, sıradan bir senaryoyu akıl almaz bir filme dönüştürmeyi başarıyor ve her karesi hafızalarımızda yer ediyor.
bildiğimiz klasik anlatım kalıplarını yıkıyor tarantino. baştaki hikayeyi ortada, ortadakini sonda sondakini de başta anlatıyor. seyircinin kafasını öyle bir karıtırıyor ki... gerçi bu bizleri filme daha bir sıkı bağlıyor.
suç dünyasına içerden bakarken onların bambaşka yaşayışını, geyik muhabbetlerini, kanlı canlı tuhaf karakterleri müthiş bir ustalıkla harmalıyor.
filmin her karesi ayrı ayrı güzel ama herkesin aklında kalan john travolta ve uma thurman'ın dans sahnesi, samuel l. jackson'ın restorandaki müthiş monoloğu ve yine travolta ve jackson'ın patetes kızartması, ketçap ve mayonez üzerine yaptıkları sohbet benim hiç aklımdan çıkmayan sahneler.
izlenesi bir film, içerisinde şeker kamışım, küçük böğürtlenim, üzümlü kekim gibi diyalogların geçtiği filmdir. Sonrasında Rock'n Roll Teknesi, Almous Famous izlendiği takdirde tatlılıktan geçilmeyecek bir gün olarak kalır hafızalarda.
her formatta bikaç kere bahane üretek izlediğim ve asla sıkılmadığım yegane bikaç sinema filminden birisi.
esasen nerede ne olacağını kimin ne söyleyeceğini bildiğim halde sırf o ukala müptezellerden ibaret karakterler için dahi izlenir.
bunun yanında soundtrack albümü de muhteşem.
herhangi bir kurgusu yoktur. karışıktır. fazlasıyla kafa karıştırır. ama bazı yazarlar fazla büyük anlamlar çıkarmış olmalı ki, muhteşem, bu hayatımdan izlediğim en güzel filmdi gibisinden yorumlar yapıyor. tamam, çok siktiri boktan bir film değil ama beğenmedim arkadaşım. filmin sonunda zencinin replikleri hoşuma gitti, o kadar. ergenler gibi her izlediğiniz küfürbaz filmi abartmayın.
An itibariyle karması 3290 (ulu) olan yazar, eskisi kadar entry girmek istemediğini düşünmekteyim sıkılmış olmalı ama gerçekten nick'ininde hakkını veriyor. *