önceki entrylerde belirtildiği gibi, tecavüz sahnesinde gülmekten bir hallere girilen 94 yapımı tarantino filmi. ayrıca jules in incilden bi kısım uydurup sürekli söylemesi de ayrıca bi espri konusudur.
uzun uzun şeyler yazmak istiyorum buraya fakat; biliyorum ki forrest gump hakkında yazdıklarımdan dahi uzun olacak, o sebeple sadece izleyin şeklinde bir öneride bulunarak tamamlıyorum.
gecenin bu vakti uykuma kıyıp izlediğim, oyunculukları, diyalogları, müzikleri, replikleri aşmış ama benim gözümde mükemmel olamayan hatta beni hayal kırıklığına uğratan film. evet belki çok büyük bi beklentiyle izledim sonuçta imdb'de 5. sırada olduğunu biliyordum ve sonuçta yönetmen tarantino. ama gerçekten koca bir hiçti diyebilirim. zevkler ve renkler tartışılmaz, saygı duyarım ama herkesin beğenmesine anlam veremedim,hatta çok şaşırdım. arkadaş bi kere filmin belli bir konusu yok. ya da ben mi gerizekalıyım da bişey anlamadım diye düşünüp ciddi ciddi komplekse girdim. evet biliyorum, tarantino filmlerinin genel özelliğidir belli bir senaryonun olmaması, birkaç farklı hikayeyi anlatması ve o hikayeleri film sonunda birbirine bağlaması. ama bu filmde hikayeler kopuktu bana göre. örneğin; mia wallace ve butch olayıyla sonunun ne alakası vardı ben kavrayamadım, sonu da öylesine bitti. evet, belki de- önerildiği gibi- daha iyi anlamak için ikinci kez izlemeliyim filmi. ama bu filmle şunu kesin olarak anladım ki tarantinonun filmlerini sevmiyorum.
muhteşem diyalogların, ucuz romanı nasıl bir kült haline getirebileceğinin kanıtı olan, 94 yapımı tarantino filmi.
--spoiler--
mia: don't you hate that?
vincent: what?
m: uncomfortable silences. why do we feel it's necessary to yak about bullshit in order to be comfortable?
v: i don't know. that's a good question.
m: that's when you know you've found somebody special. when you can just shut the fuck up for a minute and comfortably enjoy the silence.
--spoiler--
tarantino'suyla oyuncularıyla replikleriyle diyaloglarıyla şüphesiz tüm zamanların en iyi 10 filminden biri. en az 20 kez izlemişimdir ve en az 20 kere daha da izleyeceğim.
diyalogların zenginliği ve senaryonun orjinalliği* dışında çok da güzel, akıcı olmayan filmdir.*
ayrıca kill bill varken bu filmi defalarca izlemek ve efsaneleştirmek, ımmm bilemiyorum yane*...
iyi bir baba ama yeğenimiz yağız'ı küçük yaşta fenerli olmaya aşılıyormuş. fener fener deyü omuzlarında hoplatıyormuş. e çocukta haliyle ' feney ' deyip tempo tutuyormuş. ne bilsin garibim iyiyi kötüyü.
ama büyüğünce bunun hesabını sorar sana; ' buba bana türkiye kupasını anlat' der. sende apışıp kalırsın öyle. rahmetli kemal sunal gibi ' evet hıhı evet' deyip durursun. afallarsın reis, iyi düşün bunları. yol yakın.
samuel: what does marcellus look like.
scared guy: what?
samuel: (flips table) what country you from?!
scared guy: what?
samuel: what aint no country ive ever heard of! they speak english in what?
scared guy: what?
samuel: english motherfucker do you speak it!?
scared guy: yes!
samuel: then you know what i am saying?
scared guy: yes!
samuel: describe what marcellus wallace looks like.
scared guy:.. what?
samuel: (points gun) say what again. say what again! and i dare you, i double dare you motherfucker! say what one more time.
scared guy: h-hes, hes black.
samuel: go on!
scared guy: hes bald!
samuel: does he look like a bitch?
scared guy: what?!
samuel: (shoots guy in arm) does, he, look, like a bitch?!
scared guy: no!
samuel: the why are you trying to fuck him like a bitch bret?
scared guy: i didnt.
samuel: yes you did. yes you did, bret! you did try to fuck him.
scared guy: n-no.
sam: but marcellus wallace dont like to be fucked by anybody except mrs. wallace. do you read the bible bret?
scared guy: yes!
sam: now theres this passage i got memorized (inaudible speech). ezekiel 25:17. the path of the righteous man is beset on all sides by the inequities of the selfish, and the tyranny of evil men. blessed is he who in the name of charity and good will, shepherds the weak through the valley of darkness, for he is truly his brothers keeper, and the finder of lost children. and i will strike down upon thee with great vengeance and furious anger, those who attempt to poison and destroy my brothers. and you will know my name is the lord, when i lay my vengeance upon thee! (trovolta and samuel unload their guns on the scared guy)
after which samuel jackson was seen as a loud, booming voice in the remainder of his movies as well as in parodies.
geçenlerde çok hislendim, ulan dedim kendi kendime; bu kadar uğraşıyosun, bilgi yüklü entryler girerek bu kadar emek veriyorsun, insanları ilmin, kültürün, engin görüşün ile aydınlatıyorsun, onlara hiç üşenmeden bir şeyler aşılıyorsun, fakat yine karman olduğu yerde sayıyor, hatta arada bi tempo düşerek gerilerde kalıyor. ama bu yazarın karması evet bu pulp'un karması güneşe yetişmeye çalışan kavak ağacı gibi her gün uzuyor, hergün çoğalıyor. yani dellenmemek elde değil bro. 2500 küsürlerde şimdide.
ibine olup çıkacam, eksi yağmuruna tutacam, kendimi zor tutuyorum amk. hatta bir derdim var köşesine bile yazmayı düşünüyorum.
'pulp fiction'un karması süper benzinlemi çalışıyo. bizimki lpg mi, bu nasıl iş amk. kendimizi tospa arabası gibi hissediyoz, biriniz şunun butonunu durdursun lan aaaaa.'
yani cidden çok hisliyim, evet sonuna karı gibi aaaaa bile yazıcam.
gelmiş geçmiş en harika aksiyon filmi olup defalarca izlenebilir. ayrıca o bir 1. nesil sözlük yazarı. karması ile asfalt ağladı be dedirtiyor kendine.
behzat ç manyağı. girdiği 5 entrysinden 7 si bu dizi hakkında. ulan allahtan yeğenim (yağız) bu diziden önce doğdu he. yoksa kesin bu oğlunun isminide behzat koyardı. yapar aga gülmeyin! zamanında pulp fiction manyağıydı nick yaptı. şimdi behzat hastası oldu. behzat aşağı behzat yukarı tırlattı valla.
reis valla piskoloğa falan git. içime doğdu kızın olacak. (allah söyletti bak) . yazık etme kıza!!
- behzat kızımmmm. ( ı ıhh kesinlikle hiç hoş değil)
tek kelimeyle tarantino'nun imzasıdır bu film. "reservoir dogs" un tarz anlamında bir devamıdır. benim favori karakterim ise ne jules ne de vincent'tir. çok bilmişliğiyle (bkz: fuck pride), bantlı kalın ensesiyle ve karizmanın kralını çizdirmesiyle (bkz: zet) marsellus wallace'ı tek geçerim.
