izlerken canınızın feci şekilde hamburger çekmesi olası film *. zira 2 sahnede hamburger yeniyor, bi yerde de muhabbeti geçiyor **. hele samuel jackson ın öldüreceği adamın hamburgerinden koca bi ısırık aldığı yer var ki...
en koyu fanatiklerinin bile cevap veremeyeceği 3 soru vardır.
1.herkesin peşinden koştuğu çantanın içinde ne var?
2.butch 'ın arabayla marsellus'u ezdiği sahnede (elli tane adamı olan, para babası marsellus) niçin elinde poşetlerle yolda tek başına yürümektedir?
3.vincent'ın arabasını kim çizmiştir?
müzikleriyle esrime aldıran, anlam verilemeyen şekilde tekrar tekrar izlenilen karşılığında keyifleri yerine getiren ucuz bir film. toplam 7 yıl kıçta saklanan bir kol saati kadar değerli aynı zamanda*
-ben sinirlenince bir orospu çocuğu mutlaka vurulmuş olur*
-ne yazık ki ellemekten hoşlandığımız şeylerle gözümüze hoş gelenler çoğunlukla aynı olmuyor*
yorumları okudum fena gaza geldim..tanımam etmem ama gel la vercem!**
şaka şaka..entrylerine bakıldığında tebessüme neden olan yazar. okuyun, gülün efenim...
"senden intikam almaya geldiğimde adımın tanrı olduğunu anlayacaksın." repliğiyle hafızama kazınan, quentin tarantino abimizin yönettiği kült film. hikayeler arası geçiş flashback'lerle sağlanmış; böylece gerçek zaman akışı dışına çıkılmıştır. kırmızı oje fenomeninin de bu filmden sonra ortaya çıktığını bildirmeden edemeyeceğim. teşekkürler uma thurman; teşekkürler quentin tarantino.
(bkz: teşekkürler türkiye!)
izlemeyenlerin çok şey kaçırdığı film. her repliği "hastası olunan alıntılar" başlığına yazılasıdır.
--spoiler--
şimdi çık ona iyi geceler de, gerçekten harika bir akşamdı de, aç kapıyı, atla arabana, evine git, çek otuzbirini olsun bitsin.
--spoiler--
--spoiler--
ben amerikalıyım tatlım. isimlerimizin anlamı yoktur.
--spoiler--
1. numaralı filmimdir tartışmasız, aslında sadece ben de değil şu dünya üzerinde çokça vardır pulp fiction'ı hayatının 1 numaralı filmi olarak kabul eden, hissedebiliyorum bunu.
ayrıca beni uma thurman'la tanıştıran yetmiyormuş gibi bir de kendisine aşık eden film ötesi bir şeydir pulp fiction. hatta uma thurman'ın dans ettiği sahne ergenlik dönemimde beni derinden vurmuştur.
olağanüstü akıcı bir filmdir. bunu izlemeden ölmemek gerekir defalarca da izlenebilir. en sıkıcı geçebilecek sahneler bile kelimelerle süslenmiş, izleyiciye unutulmayacak diyaloglar sunulmuştur.
filmde duyduğum bir replikten ötürü mükemmel kadrosunu, harika yönetmenini, şahane oyunculuklarını bile övemediğim film.. o nasıl bir repliktir ey dostlar?
butch ve sevgilisi yatakta konuşmaktadırlar ve aslında gerizekalı gibi görünen kız öyle bir laf eder ki yıkar bünyeyi;
müziklerin bu kadar efektif olduğu, bu kadar yerinde kullanıldığı ve bu kadar sahneler ile uyum sağladığı başka bir film daha izlemedim ben. tarantino daha iyisini yapana kadar şimdilik en iyisi bu. müzikleriyle, senaryosuyla, oyunculukları ile herşeyi ile bir başyapıt olmayı fazlasıyla hakeden bir filmdir gözümde. boştur ama hoştur..
--spoiler--
film boyunca vincent( john travolta) üç kez tuvalete girer. (olay sırasına göre)birincisinde tuvaletini yaptığı lokanta soyulur. ikincisinde mia (uma thurman) eroini burnundan çekip kriz geçirir. üçüncüsünde de bruce willis onu öldürür. yani bu adam ne zaman sıçmaya niyetlense bi terslik çıkar.
--spoiler--