-çiğ köfteler ne acı ayran bunun ilacı diye devam eden abuk bi şarkı.
-lambada şişesi yanıyoooorrrrrr, yanıyorrrrrr...diye devam eden devşirme meyhane şarkısı.
ilkokul dördüncü sınıfta geçici olarak sınıfın başına geçirilen öğretmenin söylettiği o zaman tam olarak idrak edemediğimiz fakat tıpış tıpış söylediğimiz türkü,şarkı,manzume artık her neyse...
sanırım öğretmen alemciydi.
yağ satarım bal satarım,(iyi hoş ekmek parası sonuçta)
ustam ölmüş ben satarım,(allah rahmet eylesin)
ustamın kürkü sarıdır,(nasıl yani?)
satsam 15 liradır.(kürkü 15 liraya satıp kar edersen gel bide ...)
bunu okuma bayramında söylemiştik, önde ben söylüyordum, arkadan arkadaşlar tekrar ediyordu.. ** bir de bunun müziği bir acıklıdır sormayın, sonuna da okuma bayramındayız ya, veliler de orada ya öğretmen;
''anneler babalar ayağa kalkın
bu nasıl bir dünya anlamıyorum''
mısralarını eklemişti, iyice küçük emrah moduna girmiştik.. **
bir küçücük aslancık varmış
çöllerde koşar oynarmış
babası onu çok severmiş
sen benim canımsın dermiş
(buraya kadar normal. hayvanların da kendi aralarında sevgi beslediğini, aslan olsa bile bunun değişmediğini anlıyoruz.)
ancak 2. kıtada birden her şey değişiyor:
aslan baba bir gün harbe gitmiş *
küçüğün neşesi bitmiş *
aslan baba harpte vurulmuş **
küçük de çölden sürülmüş *
birgün bir küçük karga hahhahhahhahhaaahhaaa
bir parça peynir çalmış hahhahhahhahhaaaa
konmuş bir dala kalmış hahhahhahhahhaaaahhaaa
etrafı seyre dalmış hahhahhahhahhaaaaa....
psikopatlaştıran tarafı lise 1 de müzik dersinde sınıfça söylemiş ve flütle çalmış olmamızdır.
trt çocuk korosundan duymak ve beynimize yerleştirmek kadersizliğinde bulunduğumuz çok sesli, rezil ötesi bir şarkı vardı: bili ve geh lerin çok sesliliği ayrı bir ahenk katardı olaya.
horoozuumu amanın kaçırdıılar,
suyuna da pilav piişirdiler,
bili geh bili geh bili bili geh geh
küpeli horoozum, vaay kar beyazım.
bir sabah kalktım avluya baktım,
aradım, taradım, bağırdım,çağırdım,
bili bili bili bili bili bili geh geh
küpeli hoorozum uvaay kar beyazım.
Küçük kurbağa, küçük kurbağa, kulağın nerede ? ***
Kulağım yok kulağım yok yüzerim derede
Ku vak vak vak ku vak vak vak kuvak kuvak kuvak *
halimize vah, birde kurbağa taklidi yaptırıldı daha karakterimiz oturmamış sonra efendim benim olum sinekleri yemeğe çalışıyor neden ?
Bir dünya isimli şarkının örnek olduğu şarkılardır. Bu şarkının modern versiyonundaki ana karakter x ' s.kerim böyle şarkıyı ulan !' deyip oynaya oynaya kaf dağı tadında dağlara kaçmıştır ve orada sonsuz bir inzivaya çekilmiştir gibime geliyor. Orjinali için:
Bir vatan bırakın biz çocuklara
Islanmış olmasın göz yaşlarıyla
Oynaya oynaya gelin çocuklar
El ele el ele verin çocuklar
Bir bahçe bırakın biz çocuklara
Göklerde yer açın uçurtmalara
Oynaya oynaya gelin çocuklar
El ele el ele verin çocuklar
öğretmen marşıdır. bazen profesyonel müzisyenler bile söylerken hata yapıyor, bunu el kadar çocuklara söyletiyorlar ve iğrenç bir ezgi ortaya çıkıyor. *
eleme amacı güden bazı dörtlüklerde de psikopatlıklara rastlanır. -ki- ritmik söylenişi ve elenecek kişiye verilen ayar da o günden sözlük yazarlığına hazırlar çocuğu.
oooooovvv piti piti, karamela sepeti, terazi lastik cimnastik.
biz size geldik bitlendik, hamama gittik temizlendik.
son dersimimiz matematik, tike tike tik.
ingilizce derslerinde söylenenleri en vahimleridir ki geleceğinizi karartmadaki baş rolü paylaşırlar.
misal:
van lidıl
tuu lidıl
tıri lidıl indiyıns
for lidıl
fayf lidıl
six lidıl indiyıns....
böyle sürer gider bu. amaç mı? çocuğa cinnet geçittirmek efenim zira bunu nağmeli söyleyen hocalarımız oldu.
(bkz: kimler geldi kimler geçti)