insanı psikolojik olarak rahatlatacak tek şey kendi özüne dönmesidir
insan kendi özüne ancak alemlerin rabbi olan allah'ı düşünerek dönebilir.
sıcağı-soğuğu/ siyahı-beyazı/ hem derdi hemde dermanı /oksijeni-- kazayı-belayı- dünyanın en güzel kızını- en kılcalına kadar kan damarlarını-virüsü- sana mutluluk veren seratonin hormonunu - zamanı -mekanı suda boğulmayı -ateşte yanmayı - yere düşünce ölmene veya sakat kalmana sebep olacak olan yer çekimini .......
hatta ölümü yaratan allahtır bak bir daha söylüyorum ''ölümü ?
yani hayat dediğimiz bu alemin tüm kodları tüm yazılımı onun elinde , her şey onun ol demesiyle oluyor ne olursa olsun ...
tüm bunlara ve sonsuz daha fazlasına sahip olan mutlak güç ve kudret sahibi allah'a sırtını dayayan insan dünyalık keder ve dertlerden ne kadar korkar? ne kadar çöküntüye uğrar?
fakat biz ne yapıyoruz yüz çeviriyoruz , mutluğu ve huzuru geçici zevklerde ve amaçsız çabalarda arıyoruz !....
Salak salak şeyler düşünmeyin her gece uyumadan önce hatta tam uyumak üzereyken komedi filmi açın bir kaç gün sonra her şey kendiliğinden düzelmeye başlıyor.
dianetik terapisinin özü; kişinin manevi acısında yolculuk ederek-derinine inerek yaşılan mmanevi acıyı sıradan bir bilgi haline getirmektir. bunu da bütünü bozan parça belirlendikten sonra kişi de kabullendikten sonra, beyin sınıflandırması olayı tekrar sınıflandırır. birnevi terapinin sonuç kısımı beyin kendisi yapıyor.
dış göze örnek:
psikolojiye göre eleştirisel ses vardır ( dinen nefs ) bu eleştirisel ses kişinin kaygılarından ve korkularından yararlanarak, kişiye zulüm eder. dolmuşta para üstü isterken ya da ineceği yeri söylerken.
bu eleştirisel sesin kişinin kaygısından beslendiğini dış gözden görebilir, onun düşmanı olduğunu görebilir. beyin de olayı tekrar sınıflandırır. nefsinin ( eleştirisel sesin ) düşmanı olduğunu görebilir.
en derininde ise özgüven eksikliği vardır kişi korkularını küçükten büyüğe doğru yaparak, hedef koyarak aşabilir.
karşı kişi de hata görüyorsak sadece, kendimizde hata aramakta dianetik terapisine örnek olabilir. ki, bu sonuncu not kendinde hata görmeyenler için yazılmıştır.
bir çok etken de dış gözün bu terapi özelliğini görebilirsiniz, bir çok şeyde de göremezsiniz.
Psikologların %90'ının katıksız halis muhlis orospu çocuğu olduğunuda unutmayın.
idealist paranın köpeği olmamış çok çok az psikolog ve psikiyatr vardır.
günümüzde ilaca indirgenmiş bir psikiyatri ve konuya nasıl yaklaşacağından bir haber, hastalıkların doğasına yabancı, hiçbir bok bilmeyen yüzbinlerce psikolog var.
öyle tavsiyelerde bulunur ki size, gülmekten ölürsünüz, trajikomik durumlar ortaya çıkabilir.
Size zarar vermediği sürece, saflığını kaybetmiş bozuk türlerin hâl, hareket ve söyleyişlerini görmezden gelin. Zarar verirse, en son çare nefsi müdafaaya kadar her şeyi yapmada özgürsünüz.
bir halta yaramayacak tavsiyelerdir. bu insanlar zaten iletişim konusunda başarılı olamadıkları için o durumlara düşerler. bahsi geçen tavsiyeleri normalken uygulayacaksın ki psikolojik sorunlarda hatırlayıp,kendini hayata adapte edebileceğin şeyler gelsin aklına.
Psikologa gidin arkadaşlar zamanla geçiyor diyip 7 yıl geçmeyince pişman olursunuz. Freud bir hekim olarak nevroz ve histerinin tüberküloz kadar tehlikeli olduğunu söylemiştir. Yani psikolojik hastalıklar da öldürebilir ancak çoğunlukla sizi öyle bir hale getirir ki ölmüş olmayı dilersiniz. Yapılacak şey yardım almaktır.
biraz daha az kafaya takın, bir şeyo yapmadan önce iki kez düşünün ve yaptıklarınızdan asla pişman olmayın. iki senedir psikolojik tedavi alan biri olarak sağlam tavsiye.