%100'lük yaşam enerjiniz ile güne başladığınız, ama işiniz bittikten sonra %1 enerjinizin kalmasına sebep olan, görünenin aksine en zor mesleklerden biri olan, çünkü odağında bilgisayar, makine, para, sayılar vs değil insan olan meslek.
kafaya takılmaması gereken şeyleri, neden takılmaması gerektiğinin mantıklı açıklamaların ve analizlerini yapınca hakkı verilen meslek. böyle bir hak için de psikoloğa dünya para bayılmak gerekiyor sanırım. öyle olunca da psikoloğu satın alıp el ense tokat muhabbetinin psikolojisine de bürünülebiliyor. zaten insanlar benim psikolojim iyi diye bir cümle kurmazlar. daha doğrusu gereksiz yere üstüne gelinmedikçe böyle bir cümle kurmazlar. iyi psikoloji para etmiyor bu memlekette çünkü. hani psikolojiyi bir ruhsal hastalık gibi düşünüp, iyi olan psikoloji neden para etsin de diyebilirsiniz ama demek istediğim şu; her mutluyum diyen insanın psikolojisi iyi olmayabiliyor, ama psikolojisini sağlam tutan insan da zorluklara karşı göğüs germeye çalışırken böyle böyle terapisini sağlayabiliyor. iyi psikolojiyi veya kötü psikolojiyi inançla bağdaştırmak ne kadar doğru ne kadar yanlış bilmiyorum ama, önüne birtakım engellerin, zorlukların, güçlerin çıkması allah'ın sizle ilgilendiğini sizden çabalar beklediğini gösterirmiş. hayatın zorluklarla da tadının çıktığının farkına varmak büyük bir özveri istiyor. o özveriyi bulamamanın da tek suçlusu bizleriz. sen, ben, o. daha çok ben. fakat gelin görün ki ben duygusunu hep farklı yerlerde arıyoruz.
iyi ki gitmişim çünkü bu tam olarak sorunumu çözmese de beni biraz rahatlattı. eskiden her gün olay aklıma gelir ve üzülürken daha az gelmeye başladı. sonuçta beni 200 tl verdiğime pişman da edebilirdi.
ruh sağlığına önem veren insanların gitmesi gerektiği meslek grubudur kendileri..
genellikle para avcıları olarak zihinlerimize kazınmıştır..
her şeye para bulmak ve harcamak mübahtır..
hiç düşünülmeden bir dizel kota 300 milyon verilir, 1 yıl sonra sıkılınıp atılır,
konserlere gani gani para bulunur,
burun estetiği yaptılır milyarlarca liraya eziyetle, sonra da beğenilmez,
bir parfüme milyonlarca para ayrılır,
ama ruh sağlığı bozulunca ayda verilecek 100 milyona burun kıvrılınır sonra da üzülünür, ona da kafa bozulur..
bana da bu insanlara bakıp yaaa sabır, bilinççç allahım akıl ver demek kalır..
Çok fazla haksızlığa uğrayan, ülkemizin kaldığı çağ dolayısıyla ahala meslek yasası çıkmamaış olan nadide mesleklerden biridir. yalnız eğer psikolog olmak isteyen adaylar varsa karşılaşacakları sorunları şimdiden göze almaları gerekir:
psikolojik olmayan ortamlarda örneğin politik topluluklar vb. ciddiye alınmamak; içinde duygu, bilinç, davranış vb. gibi tabirler geçen ve hatta psikolojik de olmayabilecek her yorumun "psikologluk yapma", "psikolog ya işte!" şeklinde karşılanması..
buna karşın bu toplamlarda bile herkesin en basit derdini; mesela "ben kusamıyorum, neden kusamıyorum?" sabaha kadar size anlatması, dinlemek zorunda olmanız, çözmek zorunda olmanız, öneri vermek zorunda olmanız. hatta bunun otobüste, vapurda hiç tanımadığınız insanlar tarafından da yapılması, az tanıdığınız insanların ise siz onlara asla böyle birşey yapmadığınız halde aranızdaki hukuğu gözetmeden en mahrem sırlarını itiraf etmesi, çok iyi tanıdıklarınızın da durmadan, yorulmadan, dinlemeden anlatması, anlamak zorunda olmanız, dinlemek zorunda olmanız, asla "allah belanı versin" diyememeniz ama sizin derdiniz olmaması, olmamak zorunda olması, hayattaki tek misyonunuzun dinlemek olması. artık tanıdığınız herkesle tüm hukuğunuzun bu olması, kıramamanız. arkadaşlık denen şeyin ne olduğunu unutmak zorunda olmanız.
korkularınız, kaygılarınız, saplantılarınız, fobilerinizin olmamak zorunda olması, psikologun derdi olmayan insan sanılması. köpekten korkmanızın bile garip karşılanması, buna karşın da her karşılaştığız kendini çok zeki sanan insanın "ben psikologların biraz kafadan çatlak olduğunu düşünüyorum" demesi.
dinlemek istemediğinizde, çözüm bulamadığınızda, yeterince iyi çözüm bulamadığınızda suratların asılması, "ne biçim arkadaşsın?" olmanız, "ne biçim psikologsun?" olmanız.
insanlara fi tarihinde kendilerine öfkelenme, saçmalama, karşıdakini incitme hakkı tanımalarını önermiş olduğunuz için size canları ne zaman istediklerinde o zaman öfkelenebilmeleri ve saçmalamaları.
en insani, en arkadaşça paylaşımın içindeyken bile, hatta sadece "iyi misin?" sorusunda bile psikologluk yapıyormuşsunuz sanılması, psikologun öyle birşey olmadığını anlatamamanız.
yeni tanıştığınız insanların "ne iş yapıyosun?" sorusundan sonra ilk sorusunun "e hastalar geliyo, napıyosun sen onlara, konuşuyosun?" diye sorması ve zıvanadan çıkmanız.
Bunlar farkında olmasanız da aldırmasanız da yaşanan gerçekler.