bugün

caz ve rock karışımı olarak tanımlamanın çok basit kaçtığı ve bir anlamda yanlış olduğu müzik türü. asıl anlamı ise 70lerden bu yana rock geleneğinin getirdiği tek düzelikten kurtulmak için yol kateden müzik türü anlamına gelir.
70lerde gelmiş, geçmiş, gelebilecek en iyi halini almıştır. ingilizler bu işi en iyi yapanlardır.
(bkz: 70 ler progressive rock)
türkiyede en güzel örneğini sokak grubu oluşturur...
içine girdikçe çıkılması mümkün olmayan, ciddi bağımlılık yapan rock müzik dalı. "artık bayağı grup dinledim, bilmediğim şey çıkmaz" demeye gelmez. bir bakarsınız auralmoon da şahane bir müzik kulaklarınızı bayram ettiriyor. kimmiş diye bakar, ilk defa görür şaşırırsınız. çalan şarkının 1970 bilmem kaçta yapıldığını görünce daha da ohannesss.

bu müzik türü ilginç bir müzik türüdür. ilk başlarda (rock altyapınız olsa bile) belki pek birşey anlamazsınız. aylar sonra dinleye dinleye müzik kulağınız gelişir ve basları, davulları, klavyeleri vs. ayrı ayrı duymaya başlarsınız. hepsi ayrı telden gibi ama uyumlu nasıl oluyor? bu albümleri iyi, acaba şu albümde iyi mi? Hımmmm bu gitarcı süper çalıyor, acaba başka hangi gruplarla çalmış? Bu ses hangi enstruman, klavye mi gitar mı? Sizi araştırmaya iter.

belki dinlemesi zor bir müziktir ama anlamak için sabır gösterildiğinde sizi çok keyifli müzikal yolculuklara çıkarır. çok fazla grup ve tarz olduğundan zamanla dinleyiciler arasında alt türlere ayrılmıştır. psychedelic/space, neo-prog, canterbury, krautrock, jazz rock/fusion, symphonic, progressive metal gibi.

ilk ve önemli temsilcileri Genesis, Eloy, King Crimson, Yes, ELP, Pink Floyd, Jethro Tull, Rush, Frank Zappa, Camel, Deep Purple, VDGG*, PFM, Supertramp, Focus, Magma, Caravan, Queen, Tangerine Dream, Mike Oldfield, Kraftwerk, Ashra... daha çok sayılabilir.

Günümüzde ise Marillion, IQ, Steve Vai, Dream Theater, Spock's Beard, Sigur Ros, Mogwai, Riverside, Ayreon, Ozric Tentacles, Radiohead gibi grupları örnek verebiliriz. Görüldüğü gibi çok grup var. Hepsi ayrı bir tattır. dinlemesi, çözmesi zaman alır.

Türkiye'de yapılan progrock dalına girebilecek ilk çalışma sanırım Erkin Koray'ın Elektronik Türküler albümüdür. Diğer kapsama alanına giren örnekler Cem Karaca'nın, Barış Manço'nun bazı yapıtları, ilhan irem (köprüler), Moğollar, Atmosfer, Volkan Yırtıcı, Replikas, Asia Minor, Nekropsi sayılabilir.

Tamam tamam sakin olun, yavaş yavaş, sindire sindire...

progrock müziği konusunda en yetkin sitelerden biri dersek:
http://www.progarchives.com
(bkz: progarchives)

bu da bizimkisi :
http://www.progturk.com
(bkz: progturk)
mutlaka (bkz: sakallı)
Progressive rock 1960'ların sonlarında ve 1970'lerin başlarında "ağırlıklı olarak Britanyalı grupların rock müziğini yeni sanatsal seviyelere çekme girişiminin" sonunda ortaya çıkmıştır.

Progressive rock 1960'ların sonunda dönemin rock müziğindeki her çeşit etkiden ilham alma eğiliminin parçası olarak psychedelic müzikten türedi. King Crimson, Yes, Genesis, Pink Floyd, The Moody Blues, Emerson, Lake and Palmer, Jethro Tull ve Rush gibi grupların müziği için kullanılan Progresif rock kavramı 1970'lerin ortalarında iyice yaygınlaşmıştır. Progresif rock müziğinin en revaçta olduğu dönem 1970'lerken 1980'lerin başlarında yerini neo-progressive rock müziğine bırakmıştır (örn. Marillion). Günümüzde Dream Theater, The Flower Kings, Opeth, Frost önemli progressive metal gruplarındandır.
(bkz: krautrock)
(bkz: canterbury scene)

(bkz: hawkwind)
(bkz: soft machine)
(bkz: dervişan)(cem karaca ile)
(bkz: hardal)
(bkz: moğollar)(ilk dönem)
(bkz: moody blues)
(bkz: buffalo springfield)
popüler müziğin bir dalı olup da nasıl limitlerini reddettiğini anlamadığım türdür.

böyle bir durum yoktur. popüler müzik de kimseye bir limit koymamıştır. pop müzikle popüler müzik karıştırılmasın lütfen.
elit müzik dinleyici kitlesi tarafından popülerleştirilmiştir. ya da daha doğrusu, bu elit kitle arasında popülerleşmiştir aslında. çoğunluğu oluşturan dinleyici kitlesinin üzerine düştüğü, takip ettiği bir müzik türü değildir. nitelikleri yönünden pop müziğe birçok yönden zıt kutuptadır. bir nevi çağımızın senfoni janrıdır bu müzik türü. sindirmesi, alışması ve sevmesi zaman ve altyapı oluşturan bir müzik kültürünü gerektiren bir müzik janrıdır. sayısız grup/sanatçı vardır bu türde adından söz edilmeye değer.
(bkz: opeth)
rahmetli barış manço'nun "2023" albümü (ve hatta aynı addaki enstrumantal şarkısı) ile ülkemizde yapılan en iyi örneği ortaya konmuş olan müzik türüdür. Ayrıca Barış Manço'dan gayrı Cem Karaca'nın da o dönemki alt yapılarına dikkat edilecek olursa apaçık progressive rock etkilenimleri olduğunu (moog, mellotron, Fender rhodes soundları, bas gitarın ve vurmalıların kullanımı...) fark edebiliriz.

Ayrıca prog rock gruplarının bir çoğu gayet de popüler müzik içinde yer almışlardır. 70'lerde prog rock gayet popülerdi. Pek çok prog grubu ve albümleri ciddi lp satışlarına ulaşmışlar, çok sayıda grubu etkilemişlerdir. Popülerlik bu demektir zaten. Dahası pek çok prog grubu gayet de pop listelerinde mücadele için genel müzikal yaklaşımlarında daha rafine işitsel tınılar kullanmaktan da çekinmemişlerdir ki Genesis (i cant dance zamanları), Yes (owner of a lonely heart zamanları), Marillion (en sevdiğim albümleri Misplaced Childhood ile mesela) en basit örnekleridir*.

Not: Dream Theater thrash metal grubu değildir.
(bkz: jeff buckley)
pain of salvation'ın ilk albümleri örnektir bu türe.
budur: http://www.youtube.com/watch?v=nlNantlznCA

(bkz: the court of the crimson king)


--spoiler--
it developed from psychedelic rock and originated, similarly to art rock, as an attempt to give greater artistic weight and credibility to rock music. bands abandoned the short pop single in favor of instrumentation and compositional techniques more frequently associated with jazz or classical music in an effort to give rock music the same level of musical sophistication and critical respect. songs were replaced by musical suites that often stretched to 20 or 40 minutes in length and contained symphonic influences, extended musical themes, fantasy-like ambience and lyrics, and complex orchestrations.

--spoiler--
rap dinlerdim, pink floyd ile tanistim unuttum. metal dinlerdim, camel ile tanistim unuttum. sonra airbag, yes, genesis derken her seyimi kaybettim. okulumu, ailemi, sevgilimi, arkadasliklarimi. 2,5 yildir mp3 umden ne bir sarki eksildi, ne de girdi. abartmadim hicbir seyi. benim icin uyusturucu gibi bir seydir prog. rock. daha beterdir hatta. pisman miyim? hic.
hediyem olsun.
http://kickass.to/progres...estra-pat-m-t8445217.html
(#23449487)
an itibariyle başlığı görmemle beni duygulandırmış türdür.
Her ne kadar bu türe bir türlü adapte olamamış bir klasik heavy/trash metal ve hard rock dinleyicisi olsam da beğenmeyip bok atmayacak derecede saygı duyduğum rockun en derin, dibine kadar kendisini hissettirip dinleyicisini içine çeken türlerinden biridir kanaatindeyim.
Hep kuzey amerikadan abd den çıkar bu progressive rock eserleri...
Rahat kafa, rahat insanlar, rahat sanatçıların olduğu yerlerden.
Arapları geç türkleri boşver ortadoğunun neyine gerek rock... Arabeskleri
Var ya onların.
kuzey amerika'dan falan çıkmamıştır bu janr.**
60'lı yılların sonlarında britanya'da doğmuştur ve dünyadaki progressive rock gruplarının büyük kısmı da yine britanyalıdır. yani kısaca bir ada müziği türüdür.

70'lerin ilk yarısında bu janra ve glam rock'a tepki olarak, yine britanya'dan kökenini alan bir müzik türü oluşmuştur: (bkz: pub rock)
türkiyedeki sağlam bi' temsilcisi de hardal'dır.

esrarlı kafalar için yapılan müziktir efendim bu. ayık kafayla kaldırılmaz, ucmus kafayla ise sizi başka bir deryaya götürür.
70'lerde yapılanı dünyanın en güzel müziğidir.
genelde süreleri 10 dakika ve üstü olan, sürekli ritim değiştiren ve tek düze gitmeyen bir müzik dalıdır.

son keşfettiğim adam ya da grup her neyse:

(bkz: stomu yamashta - crossing the line)

edit: stomu yamastha grup değil japon bir besteciymiş.
ruhumun ilacı. ambient ve psychedelic ögelerle beraber kafa denen bir şey bırakmaz.