--spoiler--
pakette sara nın kellesi olması, michael scofield ile gerçek manada t.şak geçmek olacağından, nâmümkün. öyle bir şey olursa bırak whistler ı, sona yı alır o hâliyle konuşamayan kelin bir tarafına geçirir.
derseniz ki; veronica öldü baş kadın karakterken, ama veronica nın öleceği belki de ilk bölümden belliydi. sara ne badireler atlattı ki, bence scofield kadar gerekli en azından üçüncü sezonda. çünkü hedef sara yı kurtarmak, ve scofield hedefe ulaşamadan yaşayamaz.
--spoiler--
whistler denen adam yüz ifadesi yoksunu, kafasını eğebiliyor sadece. hayır o kadroda çok sırıtıyor be. scofield, t-bag ve mahone karşısında olmaz ki kardeşim öyle dandik bir oyuncu, ayıptır.
şimdi düşünün prison break bir türk dizisi olsaydı:
- t bag karakterini mehmet ali erbil oynardı.
- michael karakterini özcan deniz oynardı.
- genç avukat rolünü yeni ve güzel bir oyuncuya verirlerdi. sonra o yönetmenle aşk yaşardı. sonra diziden çıkarıldırdı. kocası magazin programlarına çıkıp ağlardı..
- yurt çapında gardiyanlar ayaklanarak gösteri yapar ve biz kötü değiliz sloganları atardı.
- hapishanelerdeki mahkumlar ayaklanarak eylem yapar ve biz dötçü değiliz sloganları atardı.
- mafya babaları ayaklanarak gösteri yapar ve biz katil değiliz sloganları atardı.
- eski ve yeni tüm başbakan yardımcıları eylem yaparak biz hain değiliz sloganları atardı.
- abd ayaklanarak eylem yapar ve biz pislik değiliz sloganları yapardı.
- ayaklanmaların engellemek için kadir inanır diziye kabadayı olarak sokulur, dötçü mahkumlar dövdürülür, rüşvetçi gardiyanların kemikleri kırdırılır, hapisten kaçmak isteyenler kafa atarak korkutulurdu.
dünya televizyonlarının lost ile birlikte en çok takip edilen ve merak edilen dizisidir.
söz konusu her iki diziyide takip edenler, çoğu zaman hangisinin daha iyi olduğu konusunda tartışmalara girerler.
içinde bulunduğumuz dönemde 3.sezon bölümleri yayınlanmaya başlamıştır. şimdiye kadarki izlenimlerime göre önceki iki sezonu pek aratmayacaktır yeni sezon. hani bzim bir klişemiz varya ota boka kullanılıyor bizim televizyonlarda macera kaldığı yerden devam ediyor diye, işte bu tanımlamayı gerçek anlamda hak eden bir dizidir kendileri.
michael scofield rolündeki karakterin yüzünde hiçbir mimik olmadan duygularını anlatabildiği ve sarılışına hayran bıraktırdığı, 2. sezonda da abisi lincoln' den kendinizi alamadığınız cnbc-e dizisidir.
her bolumunde soundtrack aramak zorunda birakan dizi. i$in got noktasi ise release eden aslan parcalarinin inat ile cast bolumunu silmesidir. bi durun ulan bi durun! muziklerini arayacak insanlar!
prison break - access all areas ozel bolumune ait parcalari bulana 10 kuru$ verecegim dizidir. yalanim varsa sona'ya yollasinlar!
michael in yazın bol bol body yaptığını anlamışızdır. o neydi öyle 1. sezondaki çelimsiz çocuk (bkz: çocukluğunu bilirim) şimdi bak sweat in altında bir hayvan olduğunu ortaya koyuyor bizim master mind. fakat şöyle bir durum vardır; lost 2010 a kadar sudan bölümler yayınlayacağı gibi sanırım pb de olayın bokunu çıkarmaya adamış durumdadır kendini. ulan şimdi nerden çıktı bu saraydan kız kaçırma muhabbeti ne güzel dışarı çıkıp abisine bunu yapanların azına zıçmak varken gel birde ya hoca dur bizim bi paket var onu getirsene şurdan der gibi ısmarlama adam kaçırma aksiyonu. of sıkıldım ben 24 ümü istiyorum gözünü sevdimin ctu su.
3. sezon 1. bölüm itibariyle verdiği zevk oranı düşmeye devam eden dizi. tabii ki bu dizinin artık tad vermediği anlamına gelmez, ama birinci sezondaki efsanevi heyecan duygusunu da hissetmiyorum artık.
--spoiler--
boru patlatma, üstelik tam zamanında patlatma, durumuyla scofield gönüllerimizin efendisi olmuştur tekrardan. gerçi boruyu patlattıktan sonra yaptığına kendi de inanamamış gibi bir hali vardı. ama olsun micheal işi becerdi whistler sonada özgür kaldı ya. artık ölse de gam yemez.
bu arada linc. i takdir ediyorum, kardeşine çekmiş azıcık hehe.
cnbc-e de yayınlanan, her bölümünde "yok artık dedirten", her bölümünde insanı geren, kanda artan adrenalinden ötürü izleyenlerin el ve aykalarının titremesine sebep olan, insana roller coaster'a binme hissi veren, müthiş dizi.
dizinin konusu türkiye de bir hapishanede geçmiş olsaydı 4 bölüm sonra esas oğlan kaçardı hapishaneden, dizide bu kadar uzun sürmez, bu kadar tanınmazdı herhalde.