insanda biraz şans olacak dizelerini her saniyesinde hatırlatan dizi, inanılmaz bir zeka örneğidir bana göre.
yalnız şu scofield'in hatununu öldü gösteriyorlar, kellesi görünüyor falan, daha sonra o kelle onun değilmiş gibi diziye geri dönüyor. o biraz türk işi oldu, hanım kızımız hamileydi sanırım o dönemde.
--spoiler--
4. sezon 17 yada 18. bölümde micheal'la sara nasıl oluyor da elleri kollarını sallayarak piste kadar ellerinde silahla girip uçaktan adam alıp kaçırıyorlar. bununla da bitmiyor 2 jip dolusu eli silahlı eleman daha nasıl girebiliyor havaalanına? hadi onu da geçtim ajan mahone olayı abartıp kanasla giriyor ve 3 kişiyi öldürüyor hemde hiç kimsenin ruhu bile duymuyor? hemde tüm bunlar 9/11 olayından sonra havaalanı girişinde ayakkabıları bile çıkarttıran amerikada gerçekleşiyor. sizde bu diziyi süper dizi diye izliyorsunuz öyle mi?
--spoiler--
izleyeni resmen kendine aşık eden; konusuyla, olay örgüsüyle, oyunculuklarıyla, heyecanıyla, aksiyonuyla kısacası herşeyiyle gönülleri fetheden, insanın hayata karşı bakış açısını değiştiren, tartışmasız üstüne bir tane daha gelemeyecek en güzel dizidir, başyapıttır, efsanedir. 100 kere de olsa yine izlenir. (bkz: bu diziyse diğerleri ne amk)
soluksuz 1 haftada bitirdiğim dizi. 2. sezondan sonra boka sardı. son 2 sezonu sırf ne olacak diye meraktan izledim. klişe sıralamasında 1. sıraya girecek dizidir aynı zamanda. bu kadar boktan klişeler kurtlar vadisi pusuda bile olmamıştır. yine de güzeldi.
alexander mahone adlı abimizin, dizinin başrol karakteride dahil herkesi karizmasıyla ezdiği dizi.
--spoiler--
adam hap krizi geçirirken bile karizmatik.
özellikle hapishanede kalem aradığı sahneler dizinin bir kaç komik sahnesinden birisidir.
--spoiler--
yeni başladığım dizi. bir süredir aklımdaydı, bölümleri biriktirip izlemeyi severim. düşün yani ben 2-3 yaşındayken başlamış "friends" dizisinin 2.sezonundayım daha. ilk sahne itibariyle hoşuma gitti. umarım gelecek bölümlerde ekşın artar.
---spoiler---
kesinlikle izlenmesi gereken bir hapishaneden kaçış dizisi. bir (bkz: oz) kadar olmasa da 10 üzerinden 8.7 yi hak eder. filmin en güzide psikopat ve kötü kahramanı t-bag, klasik dizilerde sonradan iyi olan mahone, zekası ve tipiyle michael scofield, gücü ayrıca karizmasıyla lincoln burrows en önemlisi ise güzelliğiyle dillere destan doktorumuz sara tancredi. yerim ben onu bir kadın bu kadar mı tatlı olur.
merak etmeyin sonu iyi bitiyor ama michael hasta garibanın beyninde timör var. kendini arkadaşları için feda ediyor ama zaten ölecek kaybedicek bişeyi yok. michael gitmeden önce sarayı şişirmeyi unutmuyor. zavallı çocuk babasız dünyaya geliyor.
---spoiler---
Ilk iki sezonu sağlam olan, beklentilerimi tavan yaptırıp sonraki sezonlarda biraz hayal kırıklığı yaşatmış olmasına rağmen yine de en iyilerim arasında yer alan dizidir.
Gerçekten efsane diziydi. izlememiş olup başlamış olmak isterdim ki 3 tur attım. Dizi rüyalarıma girdi. Tbag'i rüyamda bıçakladığımı hatırlarım mesela. Benim dizi sıralamamda hala bir numaradır.
ilk sezonu en güzel olandır , Wentworth miller yani michael abimiz oyunculuğunu konuşturmuştur. Bağımlılık yapan , her bölümünde insanı heyecanlandıran ve meraklandıran , ve finalde de fena ağlatan efsane dizidir.
televizyon tarihinin gelmiş geçmiş en mükemmel dizisidir.bittikten sonra hiçbir dizi yokluğunu unutturamamaktadır.
ayrıca don self'in harika repliği : "You whore! You're a whore! And your mother was a whore! And her mother! And your father used to turn tricks at a gas station because he was a whore too!"