Çok güzel ve önemli bir konuyu gündeme getirmiş.
Bildiğiniz gibi bazı kadınların özellikle barzo tipleri seçerek onlara her istediklerini yaptırdığı, onların abazanlıklarından faydalandıkları ve şansları varsa, cinayete kurban gitmeden o barzoyu siktir ederek yeni barzolara yelken açtıkları artık bilinen bir gerçek.
Bu tip kadınlar bu tip oyunları oynamayı çok seviyor. Belki macera belki, türkiyedeki ekonomik sorunlar nedeniyle kendilerine yeni kapı arayışı olsa da bunun adı fahişeliktir. Bu tip kadınlar film sonunda haberlere konu olurlar.
Bu durum bence yine coğrafya ile ilgili. Sonradan görmelik, arap ve batı arasında sıkışma, aile baskısından kurtulma vs.
Ülkenin en önemli sorunu dinciliktir. Din baskısı aileye işliyor, ailede çocuklarına baskı uyguluyor, ekonomik sorunlar da varsa, bu daha da fazla hissediliyor.
bazı durumlarda ise, şunu fark ediyorum.. gerçekten sorumluluk almaktan kaçan, doğru düzgün bir iş bulmaya çalışmayan, "5 sene sonra kendini nerede görmek istiyorsun" dediğinde bir cevabı olmayan, politik derinliğe sahip olmayan tipler var.. ama sorsan, rüzgarından geçilmiyor.. dışarıdan "harbi delikanlı".. ama anne eline bakıyor.. bence bunlar, gizli prenses..
bunların da gelecekte bir aile idare edebileceğine, hayatın getireceği şoklara dayanabileceklerine inanmıyorum.. eklemeyi unutmayayım; bu yüzeysellik, aynı oranlarda kadınlarda da var... bunlar da, babasının prensesi kızlar. eşek kadar kızı iş görüşmesine babasının götürmesi, üç gün doğru düzgün çalışınca "bana serum bağladılar, gel beni al bıbaaa" diyenler, kendi kendine karar alamayıp, özel hayatına dair her şeyi anne babasına soranlar, bir gün evlenirse çocuğa annesinin bakacağının hesabını yapanlar yani özetle, 25 yaşında kızın "ama ben daha küçüğüüüm" diye sevimlilik kasmasından bahsediyorum.
hesap konusunda da, şerh koyuyorum.. benimle aynı masaya oturan erkeğin de, kadının da hesabından korkmam.. yeminli mali müşavire döneceksen bir yerde oturma kardeşim.. çok orta sınıf bir mekanda 2 porsiyon kebap yiyeceğin paraya, evine 2 kilo et al.. ama ben oturup, görüşme iyi geçmiş veya kötü geçmiş, giyinip-süslenip karşıma gelmiş bir kadına da, "benim bir döner-bir tatlı vardı, salatayı ortak yaparız" demek gibi bir durumum yok..
durumun çok müsait değildir, bir tatile çıkacaksınızdır, ona bir şey demem.. ama artık şu yemekte hesabı kim öder muhabbeti de, bitsin artık.
