yeni yıl yaklaşırken herkesin aklında "yok sigarayı bırakıcam, spora başlayacağım, düzenli bir ilişki" vs gibi bireysel sözler verilirken bu yazar arkadaşın kafası bomboş. 2015 ten bir beklentisi sadece aldığı çeyrek milli piyango biletine en azından amortinin çıkmasıdır. adam amortiye tav ama hayaller ne kadar küçükse hayal kırıklıkları da o derece az olur.
Arkadaş bu adamda öyle bir şans var ki çalışmayan yürüyen merdivenden çıktıktan hemen bir adım sonrasında yürüyen merdiven çalışan, bir tane kazı kazan ile 38 tane kazıyan ama sonuçta elde var 0 olan kişidir. En eften püften şanslar ona gelir.
Yeni yıl çekilişinde kendisine ufak da olsa bir hediye çıkarsa veyahut olur da es kaza aldığı trk çeyrek bilete amorti tutar ya da oynayacağı sayısal lotodan iki bile tutturursa kendisini şanslı hissedecek olan yazardır. Böyle olsuj yeni yıl yani2015 onun yılı gibi mutlu olacaktır kesinlikle.
Araplarla fabrika gezip çevirmenlik yapmaktan son anda paçayı kurtaran şanslı yazar. hayır arapça bildiği de yok sadece ingilizce türkçe çeviri. arapların da ingilizcesini de merak etmiyor değildir hani. böyle küçük şansları olan adam. geçenlerde de 1 liraya aldığı kazı kazandan 10 lira çıkınca 35 e yakın kazı kazan kazayan şanslı mı desem şanssız mı desem bilemediğim yazar.
Yeni yılda dileğin nedir diye sorduğumda dileyecek bir şey söyleyemedi. aslında dileyecek bir şeyi olmadığından değil o kadar çok şeyi içten dilemek istiyor ki kararsız kalıp dilek dilememesi onun için boşa umutlanmamak olur.
sabah sabah ankara' da kazaları gördükten sonra erken vakitlerde olan buzlanmanın etkisini daha iyi anlamaktadır. güneş de öyle bir vuruyor ki yolu görmek imkansız gibi bir şey. kaza kaçınılmazdı zaten bir çok yerde. yeni yapılan cumhurbaşkanlığı sarayına çıkan yolu 4 gidiş 4 geliş yaptılar ama öyle bir viraz dönüyor ki (hatta bir yerde köprü üzerine denk geliyor bu viraj) tam o esnada köprü birleşim çıkıntısından mütevellit hafif araba sağa virazdan ötürü sola sekiyor. buzlanma ve güneş de olunca kaza kaçınılmaz. oysa az ilerisinde yol 8 şeride çıkıyor. şaka değil 8 şeritlik şehir içi yol da gördü bu yazarın gözleri.
ofiste yer değişikliği olsun, odasının şekli şemali olsun bir zaman sonra bunları yapmadan duramayan yoksa köklü değişiklik ile ev değiştirme il ya da ülke değiştirmeye kadar gidecebilecek hayatında değişiklik kararları alan ve bunalımdan çıkan yazar. ofiste yeni bilgisayar iyi olmuş ama.
Ofis masasının kenarına uykusuz dergisinden bir takvimi yapıştırıp hapishanediler gibi her geçen güne çeltik atan adam. bazen unutup 1-2 haftayı toptan atıyor. Bir de cumartesi pazar ve ayrıca özel günlerin tatillerini de yuvarlak içerisine almakta.2014 yılı boyunca toplam 112 gün tatil gününün yanına bir de yıllık izninden 2 kullanmış. gereksiz işler müdürü afedersiniz..
bugün itibariyle arabalara düzgün park etmesi için kibarca notlar bırakan kişi. yakın zamanda notlardaki tavır değişecek olmadı 2 araçlık yere tek araç park edenlerin arkasına çıkamayacak şekilde park edecek olan yazar. küfür nedir bilmez, sinirlenmez, gayet sessiz sakin bir yazar şu trafik canavarları yüzünden içinden seslice küfürler etmeye başlamıştır. ben bugün onda bunu gördüm.
eskiden bir kutu kolayı tek başına bitirince karnı ağrır ve bitirmek için midesini zorlardı. şimdilerde ise yeme içme konusunda bir tık önde. artık bir döner ile bir ayranı aynı anda bitirebilir üzerine de tatlı yiyebilir hale gelmiş ama yine de 63-64 gibi komik bir kiloya sahip yazar.
ne zaman ki kendisi iki üç hafta sonrası için planlı programlı olur işte o zaman ona zaman çok çabuk geçiyor gibi oluyor. kendisi öyle diyor ben de onun yalancısıyım.
Güneşli mükemmel bir pazar sabahında asosyalliğin dibine vuracakmış gibi görünen yazar. Yata yata paslanıyor. Yaşından da daha yaşlı gösteriyormuş. Saçların büyük etkisi var yani olmayan saçların olsa gerek.
kendine has özgü olanı yansıtan hiç alıntı yapmayan yazar. tanıyorum arkadaş çevresini ve öyle komik şeyler dönüyor ki orjinal orjinal ama adam yine de onlardan duyduklarını hiçbir yerde kendi esprisi olarak da söylemez. yalnız o bu değil de bu başlığa her girdiğimde sağda çıkan sarışın abla her seferinde böyle dikkat çekmesi ayrı bir konu.
işyerinden bir arkadaşı kanser evet meme kanseri ama çok bir yaş farkı olmasa da ablası gibi sevdiği birisi. o tedavi görmeye başladı ve sonrasında peruk takmaya. hastalanıp ameliyat olduğu andan itibaren bir türlü onunla eskisi gibi ne konuşabildi ne geçmiş olsun diyebildi. yerinde olsam gider bir sarılır "naber lan hırt" derdim ona karşı ama ağzının laf yapmadığını bildiği gibi hani konuşası varsa da bu anlarda suskun kalabilecek bir yazar. kaç ay oldu ama o da göz göze gelmekten kaçınıyormuş gibi. hatasını en kısa zamanda hatta bugün telafi edeceğinden eminim olduğum yazar. ben diyorsam öyledir. yanına gidecek ve "naber len" diyecek.
hayatın ertelemek için çok kısa olduğunu sabah sabah daha iyi fark etmiş yazar.
ofisteki bilgisayarının monitörü ile takışan ve atar yapan adam. her seferinde sabahları kendisine zorluk çıkarmasa bu adam da sanırım atarlanmaz. yoksa kendisi pamuk gibi adamdır, vur ensesine al lokmasını o derece..
bir mühendise yakışmayan bir hareket ile haftaya başlamış yazar. ulan işe sabah gelir bilgisayarını açar da görüntü alamazsa kabloları kontrol eder sonra bilgisayar ekibinden birini çağırır adam gelir monitörün arkasından güç kablosunu çıkarır takar sorun çözülür. oysa siyah ekran varken güç ışığı yanmaktaydı. olsun yine de sabah sabah g.t olmuştur orası ayrı.
dün bir yazarın etkisiyle clash of clansı şu anda silen yazar. çok mu çabuk gaza geliyor nedir tam anlayamadım. bir de depoyu fullediğinde 200 ün üzerine çıkmadığını görünce pek bir şaşkına uğrayan adam. gelen benzin pompa indirimlerinin bu kadar fark ettireceğini düşünmemişti. vay anasını demek ki ne çok soktularsa kazığı azıcık indirimde yüzlerimiz gülüyor. sıradan halktan bir insan.
