pazartesi sendromu nedir bilmez bu yazar ama nedense bugün hiç mi hiç çalışası gelmiyor. hele bir de bazı arabaların üzerinde kar görünce hevesi iyice kaçmıştır. aslında karı çok seven kış adamıdır kendisi ama havaları güneşli oluşunu da özlemiştir.
Kendisine ya çok iyi bakar ya da hiç bakmaz. Arasını hiç tutturamayan yazardır. 80 lerin sonu 90 ların başında çocuk olan gruba dahil olduğu gibi o da bir zamanlar bayram için alınan ayakkabısı ile uyumuştur da. Öyle de güzellikler yaşamıştır.
Ne zaman tv ye baksa hükümetten kesin bir haber oluyor. Bu sefer de hakan fidan mit müsteşarlığından istifa etmiş ve milletvekili adayı olmuş. Böyle haberleri gördükçe türkiyenin çoğunluğunun onaylamadığı halde olacakları kabullenmeyi yediremeyen bir yazar. Kaldı ki zamanın dış işleri bakanı yani şimdiki başbakan davutoğlu ile kendisinin bir tır ile silah kaçırıp kendi askerlerimizden birkaç şehit verme planlarını yaptıkları konuşmalar internete düşmüştü ama internet yasaklandı. Kaldı ki tv de hiçbir kanalda yayınlanmadı bile. Kendilerine bela okumaktan başka bir şey yapamayan ve bu yüzden sinir küpü olan yazar.
şu aralar onun için zaman çok çabuk akıp geçiyor. aslında hiçbir sosyalliği de olmamasına rağmen bu aralar nedense böyle hissediyor sanırım. dün gece rüyasında görmüş olacak ki bana bu sabah şu cümleyi söyledi; "bir iş yapmasam bile, aklım ne kadar meşgulse bir o kadar zamanın nasıl geçtiğini fark edemiyorum."
ayrıca artık şu söze de iyice inanmış yazar kişi;
"aslında insanlar seni hayal kırıklığına uğratmıyor, sen yanlış insanlar üzerinde hayal kuruyorsun."
sabaha 90 lar dinleyerek bomba gibi başlayan yazar. bir de kendisi konuşurken başkasının konuşmasını ya da bir şey anlatırken karşısındakinin sözünün bitmeden kendisini dinlemeksizin konuşmasına fena şekilde ayar olan, imkanı olsa karşındaki kim olursa olsun kürekle vurmak isteyen yazar. sabah sabah bak şimdi..
böyle bir bohem böyle bir boşvermişçilik ve öylesine bir eve gitme arzusuyla sabah işe başlamış olan yazar. kendisine saç sakal bir çeki düzen de vermesi gerekmektedir.
her gün bir entry derken aslında entry saatlerini de hep aynı saate denk getirseymiş "ohaa falan" olurmuş dediğim yazar. askjghash şeklinde gülümsemelere ya da "hıhı tabi cnm" şeklinde konuşmalara haiz değildir orası ayrı.
her zaman iyi giyinemez diye düşünse de başkaları tarafından giyim kuşamda beğeni aldığı zaman şaşıran yazar. imkanı olsa cins cins giyineceğinden eminim.
Şu sıralar sessizliğe bürünen ama havaların biraz daha ısınmasıyla kendini açacak ve yüzünü çevresindekilere gösterecek yazar. Ara ara ona böyle geliyor.
Yalnızlığın gerçekten paylaşılmadığını artık süregelen kendi yalnızlıklarında ve hatta çevresinde ne bir ses ne bir simanın olmamasından anlayan yazar. Gerçi yalnızlık ona ömür boyu orası ayrı..
ehliyetsiz araba kullandığı için 13 yaşında ceza yiyen ve arabası polis tarafından el konulan bu yazar 18 e daha girmeden kursa girmiş ve doldurduğu gibi ehliyet sınavına girip başarıyla sürücü belgesini aldıktan birkaç yıl sonra a2 motor ehliyetini de almış fakat bir kez olsun ne kaza yapmış ne de ceza yemiştir. mucccckkkk nazar değmesin. tahtalara vurun. yalnız ne zaman polis görse sanki o ilk aldığı cezadaki gibi korkusunu hiç yenememiştir.
sabah sabah twitter' ın güncellemesini görünce e hadi bari yapsın diye izin verdiğinde güncellemenin mikrofona erişim iznini istemesi ile şoke olan yazar. hükümet artık twitter üzerinden mi telefonları dinleyecek yoksa? yoksa yoksa fuat avni amcam mı? bu sabah çok saçmalayan yazar ayrıca.
hasta olunca kendi sesine hayran kalan yazar. kendisine hayranlık biraz megolamanca gelse de aslında arkadaşları tarafından da özlenildiğine şahit olunmuştur. iyi bir insan, zararsız kişi.
benzinlikte verilen her türlü molanın kendisinde ayrı bir tat olduğunu yüzünden okuyabileceğiniz yazar. tüm yollar nereye giderse gitsin ama mutlaka benzinliklerde ufak molalar verilsin.
Bir kaç gündür boğaz ağrısı ile savaşırken pastili yanından ayırmayan ki özellikle geceleri rahat uyuması için ağzında pastil unutan yazar. Garip bu adam.
yeni yaşına bugün itibariyle girmiş olan yazar. doğum günü kutlu olasıca nice yaşlanmadan geçen güzel yaşlara inş. sevdikleriyle birlikte nice güzel senelere tabi bir de sevdiceğinin olması yönünde temennimiz.
kışa girerken ya da çıkarken millet hasta olurken bu adam kışın ortasında bir gün yataktan hapşurarak kalkarak hasta olan birisi. ani gelişmeler ile hasta olmayı çok iyi başarabiliyor. sonrası çile bülbülüm çile.
bir gün öncesindeki ruh hali ve çalışma isteği ile bir sonraki günkü çalışma isteği ve temposu tamamen fark edebilen bir yazar. hava koşullarından olabilir. onun için güneşin kendini göstermesi güne güzel başlamak için bir sebeptir ama -2.0 derecede bu neyin kafasıdır bilinmez. bir de yarınki iş görüşmesi için hala bir karar verememiş insan. çelişkilerle doludur.
bazen öyle net kararlar alıyor ki anlatamam. konu kendisi olunca arada kalmaması için yapabilecek hiçbir şey yok. sağdan soldan arkadaştan duyduğu tek cümle onu çok rahatlıkla etkileyebiliyor. buna izin vermemesi lazım. kendisine kariyer hayatında başarılar dilerim zira bu hafta onun için iş konusunda önemli kararlar alacağı bir doğum günü haftası olacak.
Yeni cumhurbaşkanlığı sarayının önünde geçerken (ki önünden geçmek bile 1 dakika sürer) delicesine durmaksızın kornaya bassa acaba arkamdan kaç polis arabası takip eder veya kapanla çok geçmeden durdururlar mı falan diye deli merakına sahip yazar kişisi.
