parise kaç demek, bush a tut demek lazım.
onlar kovalarken bize seyri alem lazım.
gülse birselin burnu gibi bi köprü yapıp
ikisini ordan geçirmek lazım...*
saatimi aldım yüz yıl geriye
baktım değişmemiş aynı yerinde
korkmayın bu kadar, bişeycik olmaz
saat geriye alındı diye çağ kararmaz
bu kadar da saçma reklam yapılmaz
başlarım postmodern şiir denemesine,
bu benim ilk denemem, herkesin dikkatine,
söyleyin bakalım, becerebilmiş miyim ?
beceremediysem söyleyin, batırayım kendime iğne.
bush ta olsa böle ayıp konuşmamak lazım.
uzaylı da olsa insan insandır demek lazım.
ama ben seni mazur gördüm kadim dostum,
madem öfkelisin akibetine engel olmamak lazım...
Bir şehir yarattım düşümde,
içinde ağlayan çocuklar yoktu,
Sedef sedef Akmerkez koydum köşesine,
Donattım her bir bucağını McDonaldslar ile.
Bir sevgi yarattım hayalimde,
Ne gözyaşlarımda görüldü böylesi,
Ne Rock'n Coke'ta.
bir aslan miyav dedi...
minik fare kükredi...
adamla kadın bir olmaya girişti.
sevişmek ah ne hoştu,
yıldızların altında...
adam kolundan tuttuğu gibi heybeli deki mehtaba çıkardı.
ada vapuru yandan çarklı dedi, kadın.
bayrakları cafcafla donattı adam.
simitçi, kahveci, gazozcu hani nerde dedi, kadın....
aman da bu ne bitmez yazı..
pek te zormuş burçak tarlasında gelin olması...
atomlar küçükdür
ama transatlantik kaldırır
her atom bünyesinde
kütlesinin ışık hızının karesiyle çarpımı kadar
enerji taşır
kalbin atomları ise çok kararsızdır
sevgi anlaşmak değildir
nedensiz de sevilir,
aşk nedensiz sevmekmiş,
bir şey sevmeye değerse
ölmeye de değer mi?
zaten aşk kötü bir şaka
anlamaya çalışma,
düşünme düşünme
kim anlamış ki sen anlayasın böyle *
gurbetten gelmisim
yorgunum garson
bir cay ver
bana demli olsun
tostum fazla yaglı olmasin
ben hep böyleyim
bir cezve gibiyim
ordan oraya valizimle
gitmekteyim
biletler doldu tastı cebimde
allasen caya karbonat koyma
ulserim aziyor