polisin doğru yaptığı olaylar azınlıkta olduğu için genel olarak yanlış olan davranış bütününü gören haklı zihniyettir. ahlaklı, düzgün polis vardı da biz mi denk gelmedik. bu kadar mı kalabalık olur bir kurumda çürükler arkadaş. vatandaş şikayetçi işte var mı ötesi?
ayrıca işte bu entry de özetliyor bu durumu bence. yazanın eline sağlık.
polisin sadece yanlışlarını görmek "isteyen" bir zihniyet sorunludur.
ancak ülkemizde maalesef polisin doğrusundan çok yanlışını gördüğümüzden, duyduğumuzdan ve yaşadığımızdan "istemesek" de polisin birilerinin birilerini susturmak, sindirmek ve korkutmak amacıyla kullandığı bir güç haline dönüştüğünü görüyoruz.
hiçbir türk evladı polislerin sadece yanlışlarını dile getirmek istemez ama polis milleti de yaptığı yanlışları bile isteye, insanın gözüne soka soka yapıyorsa, insan elinde olmadan ön yargı sahibi oluyor ve sadece olumsuz eleştirilerde bulunuyor yine elinde olmadan. Polisler arasında çok iyi olanlar da, insan olanlar da mevcut lakin keşke çoğunluk hükümetin dümen suyunda hareket etmese de karakter sahibi, kendi kararlarını kanun çerçevesinde özgürce verebilen, her dönemin adamı olmaya çalışmadan görevini doğru yerde ve doğru zamanda layıkıyla yürütebilen insanlar olsalar diyorum. *
polisin yanlışı şudur: bir polis suç işlediğinde diğerleri ona mani olacaklarına grup halinde suç işlemektedirler. diyelim ki biri akılsızsa hepsi de mi akılsızdır. son olayda da durum budur,izmir emniyetinde dayak atılan kadın olayında da. bir tecavüzcü doktorla kıyas edilemez o şahsi terbiyesizliktir. polisi farklı kılan topluca yapılan ayıplar ve eylemlerdir.
bunu yapan insan yüksek ihtimalle yunustab jop, trafikten tokat, çevik kuvvetten gaz ya da tazziklı su yemiştir. bunlar başına geldikten sonra polise yenlış bakmak, hatta bakamamak mümkündür. nitekim o dayağı yemiş kimse korku ve nefretle dolar. hele bir de suçu yoksa ve yediği dayak baldan tatlıysa deymeyin o kişinin keyfine. bırakın nefret etsin, bırakın korksun.