allahsiz kitapsiz cahil kadın ilen haber yolladım çay içilecek balkon ve bedava çay teklifimi kabul etmemiş yazar.yazdım ben bunu hemde garson hizmeti dahildi kaçırdın peh. *
çok değişik bir enerjiye sahip yazar. artık kendisinde nasıl bir moleküler ve genetik seçilim varsa, yüzüne bakıldığı anda bir pozitif akım oluşuyor kendisinden bu yana. şu calgon reklamındaki parlak etkili tabletlerin yaydığı ışıltı kadar berrak ve naif, hoş insan.
bu hatunun yüzünü var ya böyle tvlere, Billboardlara koysak inan mutsuz insan kalmaz
yeryüzünde amk,
bunlar allahsız kitapsız cahil kadın ile çete, ama çete başı yok,
eşit oranda çete, yani kimse kimsenin yüzde ellisini tutmuyor,
ya da birilerinin takımlarını tutmuyorlar,
zaten pogo futbola düşkün değil,
takım tutamaz, tutsada sıkılır sonra, ya da sıkılmaz bilemedim şimdi,
neyse,
ilk tanıştığım anda,bu ne mutluluk amk demiştim içimden, hatun mutlu olmasa bile
suratından buram buram mutluluk kokuyor,
bildiğin adliyenin arkasını pogo'nun suratındaki ifade kokutuyordu,
hatta sokaktan geçen gençler ne kokuyor amk falan diye konuştular bir ara,
şehir kulubünün terasından sarktım,
pogo'nun suratı lan dedim, ensesine vurup, esnek bir yapım var da
neyse,
böyle gel görüşelim deyince gidiyorsun, nasıl enerji nasıl enerji,
öyle ayaklarını toprağa çıplak bas falan yalan,
pogo ile bir saat geçir ne dert ne tasa,
hayatı öyle umursamaz gören bir tarafı yok, ama ciddi yaşamama tarafı var,
işte bu galiba güzel yüzüne güzellik katıyor,
nasıl sevimli lan,düşününce bile gülüyon böyle,
bir de böyle iyi espri yaptıysan uzun uzun gülüyor,
sen daha çok gülüyorsun,
kötü olduğumu biliyordu, gel dedi, gittim,
hani küçük oğlu düşünce anne alır kucağına sever ya,
öyle sevdi sanki beni,
rüzgar esti bizim tenimize böyle,
yaslandık çekyata ne güzel balkon falan dedik,
şirince şarabı içtik, içimden dedim,
keşke koli ile alsaydık,
sonra hiç yargılamayan yanını düşündüm onun,
kimseye kusur bulmayan, her şeyi sevebilme yanını gördüm,
her şeyi dediysem böcekleri ve oyuncak bebekleri demedim,
ama o kadar insandı ki,
neden kötü oluyor insanlar dedim,
öyleler dedi,sana denk geldi dedi,
ama kötülük olmasın falan dedim,
çocuk gibiydim yanında,sanki o incil gibiydi, kuran gibiydi gözümde,
her şey ondaymış gibi,
ne sorsam bana verecekmiş gibi,
mutlu olmanın zor bir şey olmadığını gördüm aslında yanında,
kötü olduğumu bildiği halde yaramı kaşımadı, anlatmamı bekledi,
nasılda iyi dinledi,bir kere bile bi sus amk demedi, demezdi ki
sanki iyilik yapmak için yeryüzünde idi,
böyle bi omuzlarım düştü, neden bu kadar iyi bana karşı diye düşündüm,
seviyorum onu o da beni seviyor demek dedim,
sonra şeyi fark ettim,
çok eğleniyordum onunla konuşurken,
mutlu olmak istediğimde aklıma o geliyordu,
pogo'ya sorayım
pogo'ya diyeyim diyordum,
bide içten gülmesi için daha zeki espriler
bulmam gerekiyor diyordum,
ama asıl sevme sebebim,
bana sabah geç kaldığımız halde- kahve - yaptı,
hala düşündükçe kalbim deli atıyor,
üşenmedi, çıktı yataktan kahve yaptı, dedim nabıyon amk,
sabahları kahve seviyorsun ya dedi,
gözlerimdeki ışıltı bütün nilüfer'i aydınlattı,
yani mesela seni anlatmak için çok komik çok deli dolu kelimeler olmalı,
seni karadeniz gibi seviyorum,
öyle hırçın öyle asi,
öyle komik öyle eğlenceli,
öyle yeşil ama deli mavi,
seni tanıdığım günden beri seni hep
karadeniz'e benztiyorum,
yoksa bir mekanda on tane çay içmenle karadenizli olmanı hiç ama hiç
bağdaştırmadım ben,
neden senin hakkında ciddi bir şey yazamıyorum amk ben !
bu yere düşmüş yere düşmek ne kelime ayağa yapışmış sakız gibi
hissettiğim anda, beni kaldırıma kazıyıp, ayakkabının altından aldığın için
sana teşekkür ederim,
kendimi yataklara sarılmış, adını doğru düzgün söyleyemediğim
anitdepresanlar ile içi boş içki şişileri ile uyanmama engel oldun,
bir tedavi yöntemisin uzun lafın kısası bu,
iyi geliyorsun iyi !
mümkünse hep ol ! ( yüzsüzsem demek )
bu monteyi koymasam ölürüm hesabı,
bu şarkı benim sana olan duygularımı
ya da beni anlatan,
ya da seni anlatan bir şarkı,
yani uzun lafın kısası,
şarkıyı dinleyince sen geliyon akla!!
çok fena ahlaksız tekliflerde bulundu bana,
hala kendime gelemedim,
dindar bir insan olduğumu bilmezmiş gibi,
içmeye çağırdı beni,
zinhar gitmedim, yorgunum dedim,
yorgunluğumu alacak arkadaşları varmış
ay nasıl utandım,
kafamı dizlerimin arasına sokup
kızaran yanaklarımı saklamak için
dolmuşta yaptığım anlamsız hareketlerden rahatsız oldu yolcular,
bilmiyorlar ki benim
böyle şeylerden utanacağımı,
ah pogo ah
ah gönlümün deli kadını !
Beni hatun, benimse erkek sanıp sohbete başladığımız sonra doğru cinsel kimliklerimizi bulup daha da eğlenceli sohbetlere daldığımız yazar. iş dünyasıyla ilgili Hayallerimiz büyük, umutlarımız zengin, cesaretimiz dolu dolu. tek sorun paramız yok.*...ikimizin de yolu ayrı ayrı açık olsun.*
yeryüzünün en sevimli insanı desem yeminle çarpılmam ha,
bazı zaman onu dinlerken kafamdan geçen cümle hep şu
' ne güzel türkçe konuşuyor amk '
konuşma tarzına falan baylıyorum, ayrıca sadece
bana salata yapan hatun,
sözlükten kaldırdığım - ilk - hatundur kendisi
bu arada !
başım sıkışınca hemen yazarım,
ve hep aynı cümle ile giriş,
ya senin düşüncelerin çok gerçekçi çok iyi
nabayım ?
her sorumu cevaplar allah razı olsun,
ama en sevdiğim yanı
insan öpmeyi sevmemesi, yavşak sevgililer,
aynı ben gibi,
o yüzden seviyom bunu,
he bi de iyi bir dinleyici ve
sinirliyken yemek yemekten haz etmez, kıps !
haberi duyar duymaz arayıp, daha ilk günden beni ziyaret eden yazardır. sebzeli makarna yapmış, çok lezzetliydi. borcam'ın ben de görüşüp vereyim şunu... *
yanımda olan, can diyebileceğim nadir insanlardan...
biraz zamanlar yayınlanmış punkçı kızın başından geçenleri anlatan kitap. kurgusal olarak zayıf uyuşturucu, seks, şiddet anlatan bir kitap işte. ama ablanın kardeşini tacizi aklımda kaldı niyeyse... yazarın adınıda unuttum ya...
öyle tatlı biri ki
kendisine hediye ettiğim, Betty Boop ikili kahve kupalarının birini
bana vermek istedi,
hayır macırım diye bu kadar da yapılmaz ama uzun süre güldük buna,
hala aklıma geldikçe gülüyorum,
hatta birinde dudak var verme dedim,
o zaman sade olanı al dedi ya la hatun,
öyle de sevimli ama bir o kadar da unutkan,
bana hediye kupayı unutmuş, ne çok kupa dedim amk,
yüzü çok güzel kalbi gibi, çok seviyorum onla vakit geçirmeyi,
kalbi nasıl genişse cüzdanı da öyle geniş yavrum,
ne de güzel tip bıraktı bana,
sağol abla,
ay dur, abla demiyim lazım olur.