o günün sabahı iş yerinde internetten haberleri okurken bu habere rastladığımda aynı ofisi paylaştığım satın alma müdürü ile aramda şöyle bir muhabbet geçmiştir:
david: abi duydun mu pluton gezegenlikten çıkarılmış.
müdür: hadi lan? niye?
david: küçük diye abi.
müdür: e amına koyim o zaman japonları da çükleri küçük diye insanlıktan çıkaralım.
david: &%+^#!!!??
kendisine 'sen gelme lan ayı' şeklinde muamele edilmiştir. yıllarca kullanıp kullanıp kirli don gibi atılmıştır uzayın bir köşesine. gururuyla oynanmış, örselenmiş, yaralanmıştır.
okuduğum saçma bir burç kitabına göre boğa'nın aşk gezegeni plütonmuş. bu kitabı tee plüton gezegenken okumuştum. tabi o zamanlar aşık olabiliyordum ama plüton gezegenlikten çıkarıldıktan sonra aşık olamıyorum bir türlü. *
pluton'a hitaben; "sen gönüllerimizin gezegenisin olm, takma kafana" dediğim durumdur. hatta; "bilim adamı diil mi, hepsi aynı aq" demek istediğimdir. hele o isviçreli olanlar var ya, alla onların bin türlü belasını versin. yaşantımızı cehenneme çevirdiler, şerefsizler. sen rahat ol, çay demledim, bekliyorum. kib sçs öptüm bye.
kararın kaldırılması mümkün gibi gözüküyor. konuştum yetkililerle. ödenmeyen birkaç senelik aidatı varmış. ödendiği taktirde tekrar gezegen olabilir. pek fazla bişey değil. şu mübarek günlerde küçücük bi zuhurda bulunarak başaramayacağımız hiçbir şey yok.
(bkz: her gün demiyruk muhterem cemaat bi cuma diyuruk)