dokuz yıl oldu ya, dokuz! hala insan görünce yüreği bir acayip olur mu? onun da sevgilisi oldu, benim de. ben mutsuz oldum ayrıldım onun şu an ilişki durumunu bilemiyorum, en son ilişkisi var yazıyordu facebookta. zaten onun hiç boş kaldığını görmedim ki! neyse mutlu olsun isterim, sevmek kadar vazgeçebilmekte mağrifetmiş.
seni uzaktan sevmek sevmelerin en güzeli dense de hiç de öyle değildir. O başka kadınları kollarına dolamışken, gülen fotoğraflarını yayımlarken siz ancak seyre dalıp müzeyyen senar'ın sesinde kaybolursunuz. Ah be adam 5 sene evvelki ilk aşık olduğum adam, gece gece yeni sevdiceki ile görmek acıttı. Neyse "kimseye etmem şikayet" müzeyyen bu gece benim için söyler!
7 aydır içinde bulunduğum durum. Aşkların en güzeli en temizidir platonik aşk her şeyi içinizde yaşattırır çünkü sizdeki onu başkasına anlatsanız deli gözüyle, saplantılı gözüyle bakarlar bu en yakın arkadaşınız, dostunuz olsa bile. Gece yatarsınız onu düşünürsünüz sabah kalkar onu düşünürsünüz gözünüzü kapatırsınız yine o... Her neyse sonu gece yastığınıza sessiz sessiz ağlayışınızla biter güzeldir ve bi o kadar da acı...
bir felsefi kuramcı olan platon'un aşkından doğan kelimedir. karşılıksız ve karşı tarafın bu aşktan bihaber oluşudur. Bu aşka Türk kızlarının justin bieber'a olan aşklarını örnek gösterebiliriz. istediğiniz kadar twitterda soyadınızı bieber olarak değiştirin. emineler ayşeler pakizeler o sizden bihaber.
can yakan, biraz ağlatan, hayal kurduran, şiirler yazdıran karşılıksız olduğunu düşündükçe delirtebilen acı aşktır. sessizce iş ortamından yada arkadaş ortamından birine aşık olursun ve söyleyemez saklarsın. göz hapsine alırsın karşındakini takibe başlarsın. kıskançlıklar başlar kendi kendine gelin güvey olursun. sonuçta platonik aşk acıdır.
ızdıraptır. deli gibi aşıksındır ama o başkasınındır. sen sadece onu görürsün, o senden başka herşeyi. zamanla ruhsal çöküşe, akabinde de fiziksel bitikliğe yolculuk başlar. özgüven eksikliğide cabası. aman uzak durun diyeceğimde, gönül bu kardeşim.
william shakespeare'in sonelerinde şu şekilde ele alınmıştır;
hayalinle açık kalsın ağırlaşan göz kapaklarım,
baksın dursun mu istiyorsun ağırlaşan geceye ?
durmadan bölünsün mü yani sence uykularım,
sana benzer gölgeler oynaşırken.
gözlerimin önünde?
yoksa yanıma kendi yerine
ruhunu mu gönderiyorsun,
yuvasından böyle uzakta ne yaptığımı gözlesin de,
ayıplarımı yakalasın,
nasıl aylaklık ettiğimi görsün,
kıskançlığına yön versin, hedef göstersin diye.
yok yok aşkın büyükse de o kadar da değil şu an
gözlerimi hep açık tutan, benim aşkım aslında
benim şaşmaz aşkım yine, diriliğimi bozan,
durup dinlenmeden bekçilik ettiren senin uğruna,
senin nöbetindeyim ben,
başka yerde sen uyanıkken
benden çok uzaklarda..
başkalarına yakınken.
hemen hemen her insanın yaşadığı, genelde zararsız aşktır. bakışırsınız, en güzeli de onun sizi sevebileceği ihtimalini düşünmektir. bir de bu aşkta aldatma yoktur, istediğiniz kadar bakarsınız, bakışırsınız, aslında safiyane duygularla yaklaştığınız vakit her şey o kadar güzeldir ki... kısacası aşkların en güzelidir efenim,tabi lisedeyseniz.
ilk olarak Aristoteles tarafından "Platon'a ait olan" olarak kullanılmıştır. Fakat 1500'lere gelindiğinde, Rönesans düşüncesinde, Platon'un şölen kitabındaki Sokrates'in "platonically" sözünden etkilenilerek kullanılmaya başlamıştır. Bugün biz de bu kelimeyi "tensel temastan uzak aşk" olarak kullanmaktayız (ta Rönesans'tan beri).