o tadı hiç birşeyin vermediği kesindir, nedense hiç aklı başında adamlara aşık olunmaz, hiç bir şeyi sallamayan rahat, özgür insanlar seçilir. bu uğurda kişi kendini yıpratır, zaman geçtikçe o aşk gözünde küçülür küçülür, vay be ben mi deli divane olmuşum dersiniz. anlarsınız ki yaramaz adammış, size yaramazmış, genelde 14-23 yaşlarında baş gösterir. an gelir o peşinizde koşar, güle güle şekerim dersiniz. en keyifli yanıda budur. mesela serseri bir oğlanla-eczacı kız diyelim olur mu bu iş, mümkün değildir, gel gelelim ki arkadaşınız anlamaz seviyorum seviyorum der durur. okul bitip de yeni hayatına başlayınca aman allahım ne kadar kaba bir insan biz farklı dünyaların insanıymışız der, takar koluna doktor kocayı, bakar yoluna, geçmiş olsun size. bitmeye mahkum aşktır.
platonik aşk sırf onu görücem diye nefret ettiğin okulu sevmektir.
platonik aşk okul sırada onu göreceğim diye müdürün konuşmasının biraz daha uzun olmasını ummaktır.
platonik aşk cuma ve çarşamba antremanı var diye iki saat boyunca spor salonunun etrafında dolaşmaktır.
platonik aşk onun dersaneden çıkışını görmek için her gün 4.40da dersanenin önünde olmaktır.
platonik aşk her cumartesi akşamı maç yaptığı sahaya gitmektir. bütün yaz tüm cumartesiler...
platonik aşk zorluklarla evini bulup her fırsatta oralarda dolaşmaktır ta şehrin diğer ucunda olmasını önemsemeden.
platonik aşk pazartesi günlerini sevmektir. onun ilk iki ders beden dersi var diye. onu tüm ders izleyeceğim diye. sonrada o derslerden kalmaktır.
platonik aşk romantik filmlerden nefret ettiğin halde sabahın köründe hoşçakal güzin'deki adamla aynı şeyleri yaşıyoruz onlar birlikte olamıyorlar diye ağlamaktır.
platonik aşk rap'i hiç sevmediğin halde onun en sevdiği şarkı diye yunus emre kervan kaçtının en çok çalınan şarkı olmasıdır.
platonik aşk istiklal marşlarını sevmektir. yan yana sıra olmayı sevmektir. onu izlemeyi sevmektir.
platonik aşk bir resme aylarca sıkılmadan bakabilmek demektir.
platonik aşk onun hakkında durmadan usanmadan hayal kurmaktır.
platonik aşk her gece rüyanda onu görüp ağlamaktır. asla rüyalarımızdaki gibi olmayacak diye yine rüyaymış diye.
platonik aşk lise bitince kafayı üşütmektir. unutmak için yemediği bok kalmayan bir insan olmaktır.
platonik aşk kimle olursan ol onu unutamamaktır.
platonik aşk sen iliklerine kadar severken onun seni tanımamasıdır.
platonik aşk ayna karşısında binlerce kez itiraf provası yapıp onu görünce nutkun tutulmasıdır.
platonik aşk umutsuzluğu ve umudu sonuna kadar yaşamaktır.
platonik aşk hayallerinle yaşamayı öğrenmektir.
platonik aşk seni seviyorum her şey için teşekkürler diyebilmektir.
ne yaşadığını bilirsin,
nede öldüğünü,
sadece sen varsın şimdi kalbimde,
ıslak kaldırımlarda gözlerim pencerenin önünde,
senin nöbetinde,
gam yüklü bulutlar anlatıyor sana olan sevgimi,
bilmiyorsun ama sen değil mi.,
duymuyorsunda bu söylediklerimi ne tuhaftır bu gidişat,
aslında seviyorsun sende belki beni ayda yılda karşılaşıp görüşsekte,
bitmeyecek bir tutkunun esiri oldum,
kara gözlerin unutturduğu bir adamım şimdi ben,
geçmeyecek bu hüsranın sesi içimde hep sürecek,
senden bana kalacak bir acılı mirasın varisiyim,
yaşayan bilir ancak bu duyguları,
kalanı ne anlar ne bilir gamsız deyyuslar onlar,
bu aşkın acısını yüreğinden yaşayana sor güzelim beni,
gör o zaman neler çekmişim,nelere yanmışım,
bitecek mi dediğin bilecek mi dediğin şeyin sonu gelmiyor,
yoruluyorsun bu gizemi yolun yokuşunu çıkarken,
eskiden bihaber yeniden bihaber yaşarsın,
sonuçta hep boşa yaşar boşa çabalarsın,
kimse senin anlayacak değil ki,
anlayana gitte bi sor hele bi sor hele,
sana anlatacak bu aşkın dayanılmaz acılarını,
unutulmayacak geçmişte kalsa,
bir hazan güneşi misali,
gözlerinde kayboluşlarını,
hiç izlemesende bu güneşin batışlarını,
sevgilinin gözlerinde,
hayaldesin çünkü sen unutmayacaksın,
o kara gözlerin,
can alıcı bakışlarını...
normalde günlük dilde kullanılan anlamımının dışında karşılıksız aşk değil karşılık beklenmeyen aşk anlamındadır. bilinçten bağımsız olana gidiş yani tinseliğe doğru eğilimdir.burda önemli olan sevgidir.
herkesin özellikle okul yıllarında başına bir kere geldiğini sandığı aşk türü. aslında çoğunuki platonik aşk değildir. gidip en iyisinin bulup sonra açılamamaktır.
gerçeğiyse çok farklıdır bunun aslında platonik aşk gerçek bir kişiye duyulmaz. hayalidir o ister istemez. gidip en çekici bedeni bulup onun içine istediğin ruhu yerleştirmektir. hiç gelmeyecek birini beklemek gibidir platonik aşk.
önce görürsün. hani insanın hayalleri olur ya hayallerinde bir adam olur, işte onun kadar tatlısını görürsün. izlemekten asla sıkılmazsın. sonra tanırsın yavaş yavaş. onun hakkında her şey sana keyif verir. durmadan hayal kurarsın hakkında. olur ya insan hayatını düşünür bir hayat çizmiştir kendine sonra o hayatın her karesine onuda sığdırır. sanki beraber mükemmellermiş gibi olur ama aslında hepsi birer hayaldir.
platonik aşk asla iyi bir sonuç da vermez. ya hiç bitmez hayatına kim dahil olursa olsun unutamazsın. unutmak için yapmadığın iş kalmaz bazen günde iki üç adamla birlikte olursun yine rüyanda onu görüp ağlayarak uyanırsın. ya da ona ulaşırsın yıllarca sevdiğin seninle olur ama sonradan anlarsın ki ulaştığın sadece bir bedendir. içinde senin yarattığın o mükemmel ruh yoktur.
o aşk hayatını değiştirir. resmen onu görme onu tanıma üzerine bir hayat kurarsın. o neredeyse bilirsin oraya gidersin onu görmek onunla olmak için her şeyi verirsin. ama untanırsında göz göze gelince hemen elin ayağın dolaşır. böyle devam eder yıllarca bir halt da olmaz işte.
ayna karşısında ağlayarak artık açıl, artık söyle de ne bok oluyorsa olsun dersin ama onu görünce donup kalırsın yine. her gece allah'a dua edersin artık olsun diye sonrada ona güzel bir hayat vermesi için.
ve durmadan için içini yer sen onu bu kadar severken, kimse senin kadar sevemeyecekken. günün birinde oruspunun teki gelip üzecek onu diye. o senin hayatının en önemli en sevilen en ihtiyac duyulan insanıdır sense onun hiçbir şeyi.
üçüncü peronda beklettin
zaman ömrümün ikinci vardiyesi
vakarlı bir duruşla bekledim
sanki benliğim müzmin bir vaka
yine konumun son vagon
umursamazlığın yine üstünde
vakit ise akşam üstü
bedenimde istem dışı titreklik
yaydığım enerjide
aşkın kendisi var karşılığı yok
benim gözüm trenin son vagonunda
senin bakış açında ben yokum
tesellim yine seni görebilmek
ben değil nice benler aşkı böylede sevdik
yaşadığımız aşkın adı platonik.
~~onu onsuz yaşamak, attığı adımı takip etmene rağmen iz bırakmamak, kötürüm kalsa hiç gocunmadan bakabileceğini hissetmek, bir gülüşünü bir kelimesini en az bir hafta hazmetmeye çalışmak, onu gördüğünde kalbinin ağzından fırlamasına engel olamamak ... Ama herşeyin sonunda onu ne kadar sevdiğini itiraf ettiğinde hiçbir şey olmamış gibi sana bakıp sadece gülmesine ve altı senenin boşa gittiğine sebep olan aşkın en lanet olası pasif hali...
sevmek hiç sevilmeden korkunç güzel, aşk dediğin karşılıksız olmalı demiş bir şair ama ben kendi deneyimlerimden yola çıkınca güzel kısmına değil korkunç kısmına katılıyorum.