3 çeşit platonik vardır.
1- otobüste gördüğü kıza/erkeğe anlık vurulan tip.
2- gerçekten seven hergün gören ama salak bir heyecan yüzünden kuruntuları yüzünden söyleyemeyen tip.
3- söylese bile karşılık olmadığını anlayıp hala seven tip.
can yakan,acıtan,ama yeri gelir sizi acıdan zevk alır hale getiren şeydir.onu görmek içinizi burkar ama gözlerinize engel olamazsınız,her zaman onu arar.eğer umutsuz bir vakaysa aşkınız işte o zaman zindan olur hayat her gün daha da dibe vurursunuz.her gün dua edersiniz ondan kurtulabilmek için şansınız varsa fazla sürmez gerçeklerle yüzleşmeniz,yoksa ne kadar sürer bu durum onu da kimse bilemez....
can yakan, acıtandır. yan yana otururken eliniz eline yakındır, dokunmak, tutmak istersiniz kalbiniz o an bir sızı hisseder, içinde bulunduğunuz duruma lanetler yağdırırsınız. onun sizi belkide bir sevgili gibi göremeyeceğini düşünürsünüz. dost kalmak dahada acı verir bu durumdan sonra. onu her gördüğünüzde canınız yanacak ve belkide aşka tövde edeceksiniz. o sevdiğiyle birlikte size bakıp yüzünde oluşan o masum tebessümle size selam verirken...
uzaktan eğitim gibi bişeydir. bişey öğrenemezsiniz ve sınıf atlamakta zorlanırsınız. harıl harıl calışmaya rağmen sadece soruları cevaplar ve sonra öğrendiklerinizin tümünü unutursunuz.
ürkeklikten mütevellit uzar ha uzar...boktan bişeydir.
aşkların en güzelidir. kendi hayal dünyanda yaşattığın o en saf, en temiz aşktır. insan karşısındakinin tek bir hareketiyle kendine dünyalar bahşedilmiş sanır. karşıdaki ona yönelik bir harekette bulunmamasına rağmen. kendi ütopyanda kurduğun aşkla mutlu olmaktır.
aşk zaten başlı başına bir gereksizlikken işin bokunun çıkarıldığı durumdur. birçok şeyi götürür insandan, verdiği tek şeyse acıdır, hatırlamak isteyene kötü hatıralar bir de.
sırf onu görebilmek için(2 hafta sonra öss sınavına gircek olsanız bile) konsere gidersiniz.yanlış anlaşılmasın oda benim gibi normal bi insan aynı okulda.
şimdi olmasa da, yıllar sonra, o'nun ellerini sizin değil de başka bir kadının tutacak, gözlerinin başka bir çift gözü hapsedecek, o bembeyaz teninin başka bir dudak tarafından öpülecek olmasını düşündürerek, insanı 7/24 efkarlı olmaya sürükleyen aşktır.
hem yaşama, hem de henüz canlıyken ölme sebebidir.
karşılığı olmayan aşktır, siz birşeyi seversiniz( insan olması önemli değil , her hangi bir şeyi) ama o şey size karşı nötrdür, nazım'ın dediği gibi tek yapılması gereken şey bu durumu kabul etmek ve kendini zorla sevdirmeye çalışmamaktır.
ne de olsa "sen elmayı seviyorsun diye, elmada seni sevmek zorunda değildir."