aşk, karşılıklıdır. sevgidir karşılıksız olan. eğer bunu platonik sevgi diye kabul edersem, dünyanın en beter şeyidir.
düşün, sadece görüyor, izliyor, ne yaptığını biliyor, belki yanında bulunuyor, ama söyleyemiyorsun o iki kelimeyi. bütün gün ağlıyorsun belki onun için, kaçından haberi var? yaptıkların boşuna, karşılıksız bi şekilde seviyorsun ama sevilmiyorsun. kaçıyor, gidiyor, tutamıyorsun. yapabileceğin sadece resimlerine bakmak oluyor. ağlamaklı oluyorsun, kafayı dağıtıyorsun, zararın kendine oluyor. iyisi mi, allah kimseye nasib etmesin.
Ahh ulan sözlük bir kız vardı. Deliler gibi seviyordum. Ama onu sevdiğimi söyleyemedim lan. Neden mi? Sadece heyecan yaptıgım için. Sonra kız başkasına aşıkmış. Dünya başıma yıkıldı. 3-4 sene böyle geçti. Zaten umudu da kesmiştim .. Bir de arkama baktım "ne kaybettim diye" . Çok şey kaybetmişim be sözlük.. Sonra kendime geldim, rahatım, huzurluyum, mutluyum...
işte sözlük, platonik aşk böyle birşeydir. Açılamazsan şaşkınlar gibi ortada kalırsın.
günün tüm koşuşturmacası bittiğinde, şehir uykuya dalmaya hazırlanırken ve susarken herşey, bir o kalır öylece gecenin içinde.. ondan alır gücünü, sende büyür.. büyüdükçe sığmaz yüreğine, ağzında öfke olur, sitem olur, sessiz bir kabulleniş olur.. elinde yumruk olur..sigara olur.. gözünde kan olur, yaş olur.. senden taşar her gece, odalara sığmaz.. duvarlardan geçer, açık kapılardan pencerelerden geçer de sokaklara dökülür.. sokak lambalarının altından geçer.. çatılara tırmanır..belki ona gider, o uyurken..
uyuyodur şimdi.. uyusun.. huzurludur belki.. mutlu olsun denilir..canımı bile veririm dersin.. canın onda kalır kalbin elinde.. beklersin.. gün içindeki gülüşlerden hemen sonra gelir sadece hayaliyle.. beklersin.. yorgun argın eve gelirken, mutfakta içtiğin bir bardak suyun içinde durur.. beklersin.. uykuya dalarken dua edersin.. ''o'' iyi olsun da dersin.. gerisi mühim değil..
"seni uzaktan sevek aşkların en güzeliiiiğğğğ.." klişesinden gitmiycem merak etmeyin anlatım yolum farklı olacak, sonunda aynı yere varıcam o ayrı ama sen bambaşka bir şeyden bahsettiğimi sanacaksın ya da sanmayacaksın bilemem..
platonik aşk;
bir katilin suçu işledikten sonraki hayatı gibidir. soğukkanlı olmaya, konu ile ilgili kimseye ipucu sağlayacak kanıtlar bırakmamaya, hal ve hareketlerinde ötekilere suçlu izlenimi taşıyan davranışlardan uzak durmaya çalışır. eğer birisinin kendisini şüpheli olarak görmeye başladığını anlarsa, yapacağı şey, onlardan uzaklaşmak olacak ve arkasında hiç bilinmeyen bir sır bırakarak gitmiş olucaktır. platonik aşkı da hep bu duruma benzetirim..
aşkların en asildir kaldıki, insan iki kişi aşıkken bile bazen yapamaz, yurutemez tuketir aşkını, kendini sevdiğini..
platonik aşk tektir gizlidir, özeldir, akşamlar göz yaşını meze ederek çekersin acını, butun benliğine işler, hiç tutmayacağını bildiğin elleri özler, tuttuğun zaman neler hissettiğini düşlersin, gecedir en sevdiğin dönem.. gece sadece sen ve biricik aşkın vardır koca odanda..
sana bir ''merhaba'' bile demesi seni eritip bitirirken onun için sıradan bir olaydır. sen onu her gördüğünde elin ayağın birbirine dolaşır. heyecandan bayılacak gibi olursun.ama o bilmez bunları... her gece rüyana girer. onu düşünmekten uyuyamazsın çoğu gece. her şarkı onu hatırlatır.onu düşünmekten uyuyamadığın bu gecelerde ise o mışıl mışıl uyur.hiç bir şeyi bilmez. ona ölüp bittiğini bilemez...
afedersiniz ama bana her zaman geri zekalılık gibi gelmiştir. belki yaşamadığımdan öyle geliyor ama bi insan düşün keyfi yerinde hiç takmıyor seni ama sen deli divane oluyorsun ona. kim lan o? bulunmaz hint kumaşı mı? derdin neyse anlat arkadaşım. kimse super mario değil.
eflatun 'şölen' adlı eserinde aşka bakış açısını aktarır.platonik aşk söylemi buradan gelmektedir.aşka platonvari bakış açısı horlayıcı ve küçümseyicidir nüfusun korunması yani sitenin bekası adına cinsel münasebet vardır fakat aşka kattiyetle yer yoktur.çünkü aşk sitelinin 'idiotes'leşmesine yani 'birey'ci bir anlayışla devlete ve halka karşı olan sorumluluklarını unutmasına,ikinci plana itmesine neden olur.bu totaliter anlayışta birey devlet için seferberdir.doğumdan itibaren kendi fonksiyonunu kavramış aşka meşke bulaşmayan statik bir toplum yapısını över platon.sitelinin bencilleşmemesi için aşık olmaması çocuğunu tanımaması gerekir.kimin kimle evleneceğine dahi site yönetimi karar verir.
aşk ile platonik aşk arasındaki ilişki atom da bulunan elekronlar ile çekirdek arasındaki ilişkiye benzer, elektronlar çok hızlı hareket ederler ve kapladıkları alan oldukça fazadır ama çekirdek çok küçük hacme sahip olmasına karşın neredeyse atomun tüm ağırlığı çekirdeğe aittir. bence platonik aşk aşkın çekirdeğidir, yoğunluğun en fazla olduğu yerdir, döndürendir. canı sıkıldığına terk edilmeyendir, ten temasından en uzak nokta da bulunandır, pastane köşelerinde el sende oyunu ile beraber oynanan kikirdeme servisi hiç değildir. platonik aşk kapısı ve penceresi olmayan tek kişilik bir evdir. o evin duvarında yalnızca onun resimleri vardır ama asla kendisinin içeri girmesine izin verilmez, siz ise zaten dışarı çıkamazsınız. en büyük kazancınız hamlıktan olgunluğa gitmeniz olacaktır.
Plotonic love is love from the neck up... Türkçesi "boyundan yukarıda yaşanan aşk" tır.... Ünlü düşünür platon' un adından gelir, maddeye dayalı değildir, kişi zamanla sekülerlikten çıkar... yani karşısındakinin varlığını aşar aşka ulaşır... aşkın ruhlar aleminde yaşandığını ve ruhların bedene girip dünyaya gelmesiyle birbirinden ayrıldıklarını savunur. ruhun bu ayrılığı; platonik aşktır... bu aşk dünya üzerinde ait olduğu ruhu arar. tek taraflı, karşılıksız sevgi anlamına gelmez. ideal aşk arayışıdır ve ruhunu bulabilme çabasıdır; "Aşk iki kişiliktir." düşüncesini reddeder.
boş zamanın çok olduğundan kaynaklanır. dertsiz insanın dert arama savaşı. boşa kürek çekmektir aynı zamanda.
birde şunu söylemek gerekirse eğer vazgeçemeyeceğiniz biriyse toplayın biraz cesaretinizi platonik kalmasın bu aşk. imkansızlık gözünüzde büyüdükçe girdap gibi çeker sizi içine. gidin açılın. reddederse de onun için dertlenin daha iyi, ama salak salak platonik aşk yaşamayın.