aşık olan ve seven insanın karşılık bulamamasıdır. ve fakat karşılık bulmak tatlıdır. yani bambaşka bir hazdır. ve yine fakat, burada kişi sevdiği zaman ruhunda, kalbinde mündemiç olan özü harekete geçirmesi nedeniyle, kendisini keşfeder. işte tam da bu yüzden aşkın, sevginin kötüsü olmaz. aka da konar karaya da. ve fakat konan, mutlaka kazanandır. yeter ki bu duygularını kanalize edip yaratıcılıkta kullanmayı bilsin.
sözlüğe kaydolup sikimsonik bir nik alma sebebidir.
2008'in sonları ya da 2009'un başları gibi omegle'de karşıma bir kız çıkmıştı. milletle kafa bulurken ikimiz de, birden ciddi bir konuşmaya dönüştü. hakkındaki tek bilgim ise uludağsözlük yazarı olduğu idi. bir daha bulamadım. hoş şimdi ekşiye kaçmıştır o.*
bu tür aşkların hepsi hasatlıklıdır çoğu evet buna eminim aşk zaten başlı başına hormonal bir şey cinsel yanı daha ağır gibi buna da eminim artık.
takıntı aslında bu aşk türü. aslında onu hiç olmadığı halde olmayan davranışları ona adfetmek, onu öyle hayal etmek. aslında sigara içiyorsa işte yakılşıyor ya gibi. ya da size hiç uymuyorsa bile o özelliği ona yakıştırmak vs.
yani bu aşk türü hiç sağlıklı değil tabi insan herşeyin farkında olur işte ama bazen yapamaz gerisini getiremez.
en gerçek aşk modelidir. Kişi kendiyle baş başa kaldığından duygularında samimidir. Birileriyle paylaşmaya başlanırsa yada aşık olunan kişiye söylenirse oyun bitti demektir.
söyleyemiyorum içimde düğümleniyor, çıkmıyor ağzımdan.. konuşamıyorum senin karşına geçince, içimi bir heyecan basıyor.. titriyor ellerim, kalbim yerinden çıkacak gibi oluyor. bilmiyorum sana neden söyleyemiyorum.. içim tuhaf diyorum ya işte. sana söyleyemiyorum geliyorum buralarda saçmalıyorum, seni seviyorum, kimse duymuyor.. seni özlüyorum diyorum kimse duymuyor, sana sarılıyorum sen hissetmiyorsun, seni öpüyorum sen anlamıyorsun, saçlarını okşuyorum gecelerce.. gözlerinde buluyorum kendimi ama senin haberin bile yok..
bana ne gözle bakıyorsun bilmiyorum lakin bildiğim tek bir şey var ben sensiz olmak istemiyorum. bildiğim tek bir şey var senin yanından ayrılmak istemiyorum. ne olursa olsun seni kaybetmek istemiyorum.. bir gün bana sırtını çevirme, benimle konuşuyor olduğunu bilmek bile bana yetiyor..
sana hediye almıştım ama bir türlü veremedim.. evde dolapta duruyor, beşiktaş atkısı.. hani ben senin atkını sürekli yere düşürüp pisletmiştim ya yıkayayım dedim gerek yok dedin.. keşke verseydin ben sana onu geri vermeyecektim, koklayacaktım.. geceleri onunla uyuyacaktım.. benim fenerbahçe beremi takmamıştın.. "fener mi ıııhhıııhh" demiştin.. bende sana beşiktaş olsa takarsın ama diye söylemiştim. sende takardım deyince beşiktaş atkısı oradan geldi aklıma.. koyu bir fenerbahçe taraftarı olarak normalde beşiktaş mağazasına adım atmazdım ama.. iyisin yine.
duruyor öyle odamda. atkıyı aldığım gün, cevahirde geziyorum.. kartal yuvasını gördüm, aklıma düştü.. girdim en güzelini beğendim aldım sana. öyle mutlu oldum ki anlatamam sana. tek başımaydım, herkes bana bakıyordu. dans ede ede geziyordum. yüzümde aptal bir gülümsemeyle. mutluydum çok hemde. senin için yapmıştım çünkü.. belki küçük ama senin için bir şey yapmıştım. görünce belki mutlu olmazsın, beğenmezsin ama ufakta olsa belki mutlu olursun.. o ufak mutluluğun bile benim bir gece mutlu uyumama sebep oldu...
görüşmeyeli tam bir hafta oldu.. o kadar çok özledim ki seni.. arayamıyorum korkuyorum.. sen mesaj atmıyorsun biliyorum, mesaj atmayacağını bile bile sana mesaj atıyorum, senden cevap gelmiyor.. üzülüyorum çok.. geceleri resmine bakarak uyuyorum. evet bilgisayarımın masaüstüne resmin var. gece yatarken gözlerine bakıyorum, sabah kalktığımda yine sen. böyle avutuyorum kendimi. ama sen yine bakmıyorsun bana.. fotoğrafta bile başka yöne bakıyorsun. olsun ben seni böyle seviyorum..
böyle birbirimize bir şeyler anlatırken biraz yakın oluyoruz ya, o an sana çok sarılasım geliyor.. sarılıp ağlamak istiyorum omuzunda hıçkıra hıçkıra.. seni seviyorum demek istiyorum, seni özlüyorum demek istiyorum, seninle olmak istiyorum demek, sana aşığım ben demek istiyorum.. doya doya öpmek istiyorum.. ellerini tutmak istiyorum.. omuzunda uyumak. birlikte bir şeyler yapmak istiyorum..
seninle mutlu olayım istiyorum, benimle mutlu ol istiyorum...
gözlerinde yaşamak istiyorum..
beni dinlediğin için teşekkür ederim.. böyle işte.. belki şimdi gideceksin, belki benimle alay edeceksin.. çok az bi ihtimal olsa da benimle olacaksın.. olsun, ben yine de seni seviyorum..
entellektüel yaşanan aşka verilen ad.
ismini platon'dan almıştır. çünkü platon'a göre bir insana aşık olunmaz, onun karakterine ve ya varlığına aşık olunur.
(bkz: platon)
aşkların en yücesi, en kıymetlisidir.
üstünden yıllar geçse bile rüyalara girebilen aşktır. siz böylesine severken gidip tüm hayatı kolpa birisine inanıp kendisini yakan kişilere duyulan aşktır.
aylardır içinde bulunduğum durum... bekliyorum, zaman içinde geçer diye. ama geçmiyor işte. öyle bir illet ki ne yaparsanız yapın geçmiyor. bu yüzden beklemek mantıksız, bunun da farkındayım ama paranoyakça düşünce kırıntılarının ördüğü duvarın anlamsızca çekimserleştiriyor olmasının ürkütücülüğü öyle bir alıkoyuyor ki sizi put gibi öylece bekliyorsunuz. sanırım bundan kurtulmanın tek yolu her şeyi göze alıp söylemek ve ne olacakssa olsun demek. bu devamlı kararsızlık hali günden güne eritir sizi. bir karar noktasına varmak gerekir. sanırım bu tek çıkış yolu. aksi halde kendi kendinize zarar verirsiniz...
elde edilebilme ihtimali çok düşük yada olmayan karşı cins kişiye duyulan beğentinin, zihnin mesaisinde çok daha fazla yer kaplamasıyla o kişiye duyulan hislerin katmerlenmesi, kişinin insan üstü varlık konunumuna getirilmesi ve akabinde tutkuyla o kişiye bağlanılmasıdır.
birine duyulan karşılıksız sevgidir. ikiye ayrılır. birincisi sizin aşık olduğunuz ve kaderin sizi birleştirmediği durum. ikincisi kaderin sizi birleştirip ayırdıktan sonra unutulamayana duyduğunuz aşktır.
öldürmeyip süründüren aşk biçimidir. hele bir de karşıdaki bayan acımasızsa işi allah a bırakmayıp ilaç içme harakiri gibi bir çok intihar çeşidine sebebiyet verir.