Gül: Sayın, bush, bu pkk bizi çok zorluyor. Sabrımız kalmadı. Sizi de takmayız haa.
Bush: (Sekreterine) canım şu nükleer dosyayı versene. (Gül'e) aman canım sen şuraya bir imza koy, gerisi kolay.
allah allah bayram değil seyran değil eniştem beni neden öptü? diye hiç sormaya gerek kalmadı. gün itibariyle sayın bush babamız kafamızdaki soru işaretleri yok etmiştir. nedense bizler de hibeydi şuydu buydu derken hiç şaşırmadık bu işlere artık. ne de olsa bazı şeyler halktan ''gizli'' kalmalı. öyle herşeylerini halka açıklayamazlar ki. o zaman ne önemi kalır?
edit: ayrıca gazetelerin haber olarak çıkarması bu bilginin asparagas olmadığı anlamınada gelmez. gazetelerin neler yazdığını unutmayalım. gazetelere inanırsak bir zamanlar fanatik gazetesinin reklamlarında söylediği gibi ronaldinho nun olmayan eşinin nazları yüzünden türkiye ye gelmediğini inanmamız gerekirdi.
türkiye'de nükleer santral istemeyenlerin uydurması olduğunu düşündüğüm hayal mahsulü hede..
türkiye gibi enerjiye olan bağımlılığı günden güne artan bir ülkede nükleer santrale muhalefet etmek geleceği düşünmemektir. yararsız bir populizmdir. bulgaristan gibi bir ülkenin bile bugün sahip olduğu bir teknolojiyi ısrarla geri çevirmek osmanlı döneminde bana matbaayı istemeyen kafaları hatırlatıyor nedense. maksat ne türbanın gereksiz bir tartışma olduğunu anlatmak ne de hükümetin gizli anlaşmalar yaptığını anlatmak. maksat hasıl olmuştur. türkiye'nin geri kalmasını arzulamaktır.
"Bush, ABD Kongre'sine gönderdiği mesajda, Bu anlaşma, NATO müttefikimizle aramızdaki siyasi ve ekonomik ilişkileri güçlendirecek ve Türkiye'de kurulması planlanan sivil nükleer sektöre ABD sanayinin nükleer ihracat yapabilmesinin gerekli yasal altyapısını oluşturacak" dedi.
"ABD sanayinin nükleer ihracat" ihracat- dışarıdan mal alma. Satan kim ABD, satın alan kim Türkiye? Bundan iyi satış belgesi mi olur?