pişmanlık

entry414 galeri6
    282.
  1. 281.
  2. pisman kelimesinin mastar almis hali. * allah allah kalbinizle hareket ettiginiz zaman olusabilecek bir durumdur ayni zamanda. mantigiyla hareket eden insanlar pisman olmazlar.
    0 ...
  3. 280.
  4. insanı kanser eden, kemiren, çölde susuz gibi bırakan duygu. dönüşü olmayan yola sokan eylemden sonra hissedilen.
    0 ...
  5. 279.
  6. keşke'nin dostu,
    ah'ın komşusu,
    zaman'ın mahallelisi

    boktan kişilik hezeyanı!
    0 ...
  7. 278.
  8. Mutluluğu belgelerle, kanıtlarla anlat bana Abidin
    "Ben önyargılı gazeteciyim. Belgeler, sayılar yani kanıtlar olmadan yazılanlar bir haber değeri taşımaz. Ana akım medyadaki çoğu gazete bunu haber yapıyor. Muhabirler çok romantik davranıyor... Bir sokağı durduk yere neden haber yapalım? Hiçbir anlam ifade etmiyor. Bir sonuca varmadıkça boş çaba. Yeniden keşfedip keşfedip yapılıyor. Bu gazetecilik değil. Avrupa'da değil bunların çıkması, konuşulması bile gülünç karşılanır... Yaşar Kemal mi dediniz? Açıkçasını söylemek gerekirse ben yazılarını sevmem. Dediğim gibi önyargılı adımlarla ilerlerim."

    Gözümün önüne araştırmacı gazeteciler geldi. Sadece Türkiye'de değil, dünyadaki en mühim araştırmacı gazetecilik ürünü haberlere baktığınızda mutlaka veriler ve kanıtlar esas alınır. Fakat her araştırmanın başında hisler yatar. Bana kalırsa yukarıdaki sözleri söyleyen sayın gazeteci, şüphe ve önyargıyı karıştırıyor olmalı. Bilinmeli ki birçok duygu içinde dolaştıktan sonra eksik olanı bulduğunuzda şüphe etmekle başlar her şey. Üstelik araştırmacı gazetecilerin (şuan o kadar kalmasa da) lüks arabaları olmadığı gibi kalp gözü de çok açıktır. Toplum içinde yer alır. Önyargılarını altı delik ayakkabısıyla ezer. Katledilmeyi göze alarak...

    Türkiye'nin basınla ilgili sorularına hiç girmiyorum. Sadece şöyle bir örnek vermek istiyorum. Bir sokakta uzun süre vakit geçirdiniz. Sokak ki üst, orta ve altı sınıfın yaşadığı, turistlerin akın ettiği, yüzlerce yıllık iyi ve toplumsal olaylardan nasibini almasıyla kötü anıların dolu olduğu, kilisesi, camisi, butik cafeleri, esnaf lokantası, tiyatrosu, marangozu, manavı, derneği, lüks restoranı, caz cafesi, radyo istasyonu, galerisi ve daha nicelerini barından bir sokak. Hepsinin ayrı ayrı hikayesi var. Çamaşır asılı sokaktan ünlü sanatçılar her gün geçiyor. Turistler marangozun fotoğrafını çekip üzerine bir de çay içiyor. Geçmişte yaşanan toplumsal olayların canlı kanlı şahitleri var, sohbet etmeye yer arıyor. Daha size vereceğim çok örnek var. Var olmasına var da bunlar belgelerle ve sayılarla yazabileceğim bir şey olmadığı için haber değeri de taşımıyor.

    The Guardian'ı düşünüyorum, sadece bir ördeğin hikayesi yazılmıştı yarım sayfa, Ermeni bir kadın piyanistin anıları, sekiz yaşındaki aktivistlerin hikayelerini... Veri gazeteciliğinin en güzel örnekleri de yazılıyor tabi ama bizim memleketteki kadar sahtekarlık olmadığı için bir olayı yakalamak aylar kimi zaman da yılları alabiliyor. NY Times'da söz ettiklerimi bulmanız imkansız fakat hafta sonu eklerinde söz ettiğim gibi haberlere yer verdikleri ekler bulunur. Tesadüfe bakın ki ben de ekler muhabiriyim.

    Gazeteci-yazar Pınar Öğünç'ün Merter'deki plastik şişman beden vitrin mankeninin haberini yazdığı ve onu unutulmazlara taşıdığı bir memleketteyiz. Ruhunuzu koymadığınıza belgeleri koysanız da o değer bulmayacaktır. Yaşar Kemal'in yazdığı haberler hâlâ okunuyor. Daha dün Doğan Apartmanı ve çevresindeki esnafı işlediği yedi sayfalık bir yazı okudum önemli bir dergide. Muhabirlik hayatımda en çok okunan ve geri dönüş aldığım haberimse bir daktilo ustasının hikayesi oldu. Kısacık bir haber olmasına rağmen televizyonlara bile taşındı haber. Söz ettiklerimin hiçbirini belgelerle ya da kanıtlarla yazamazsınız. Toplumdan uzaklaşmış insanların bunu anlayabileceğini de düşünmüyorum. Bu mesleğe gönül verme sebebim bile söz ettiklerim. Dört yıl boyunca okuduğum gazetecilik bölümünü de keşke okumasaydım diyorum...

    Tanım: geri dönüşün olmadığını dank ettiğiniz andır.
    1 ...
  9. 277.
  10. olmasın içinizde özellikle aşk içinse hiç olmasın.

    ingilizlerin ünlü bir sözü vardır ''true love never die'' gerçek aşk asla ölmez-bitmez, anlamında.

    eğer hatalarınızdan dolayı gittiyse gitmiştir.
    inanın bana sizin o kişi olduğunuzu düşünse gidemezdi.
    sizin o kişi olduğunuzu düşünse onu zindana da atsanız
    çıktığında kaçmak yerine size sarılırdı.
    gittiyse o kişi değildir.
    1 ...
  11. 276.
  12. kulaklarimi kapattigim zaman duydugumdur.
    0 ...
  13. 275.
  14. Ne zaman pisman olursun biliyormusun?

    Yarim biraktigini baskasi tamamlarsa...
    1 ...
  15. 274.
  16. bir hata sonucu bünyede oluşan duygu. fakaaaat, yapılan hatanın telafisi için çabalamıyorsa insan pişman olmasının da anlamı yoktur.
    0 ...
  17. 273.
  18. keşkelerle örülmüş bir duvardır. keşke yapmasaydım, ya da keşke yapsaydım dediğimiz cümleler kullanmamıza sebep olur. acı verir.
    0 ...
  19. 272.
  20. 271.
  21. rte nin bm de yaptığı konuşma sonrası hissettiği duygu.

    (bkz: son lafı söylemeyecektim)
    0 ...
  22. 270.
  23. insani cildirtandir cok dusunulurse.

    gecen kafayi yiyordum resmen pismanliktan. sonra dedim, gecmiste kaldi her sey ve yapacak bir sey yok.
    1 ...
  24. 269.
  25. Kişiye veyahut kişilere, büyük acı çektirten ''keşke'' sözünü her zaman için dillere sakız eden, kimi zaman ''yandım allah'' dedirten bir duygusal ve öldürücü kavramlardan biridir. Dünya üzerinde hiç ''pişman'' olmayan insanlar da vardır, o kadınlardan bir tanesi de benimdir. Zira her şeyi bilerek, isteyerek ve kendi iradem ile yaşamışım. Dönüp arkadan ağıt yakmam için hiçbir sebep yoktur. Oh mis, gelişi-güzel, zevk aldığım şeyleri yapmaya da devam ediyorum; ne dert edeceğim anacım yahu.

    (bkz: üç günlük dünya)
    0 ...
  26. 268.
  27. duyguların arasında en öldürücü olanıdır.
    ne için duyuyorsan pişmanlığı, kendin yapmışsındır. bu yüzden için içini yer bitirir. bir çıkış yolu bulabilirseniz ne mutlu size... ama eğer yoksa, kalbinizi yakıp kavurur. başkasının sebep olduğu bir üzüntüden kat kat yıpratıcıdır.
    1 ...
  28. 267.
  29. Pişmanlık duyan insan acı hissini sever. Unutmaz. Ve kırılmaz doğrunun eksikleriyle kendini harcar. Hatta bazen sadece kendini değil.. Pişmanlık duyacak kadar basit hataları olmamış biri olarak bu lanet duygunun en koyu halini bir babanın gözlerinde gördüm.

    pişmanlık öyle bir duygudur ki hiçliğe imrendirir. Var olmamış olmayı arzulamak insan zihni için en büyük kaosu yaratıyor. Pişmanlık öyle yaralar açıyor ki başkasının hele ki bir babanın pişmanlığı olmak cehennemi yeryüzünde inşaa ediyor. Kişiye özel bir cehennem. Vicdan denen zebaniyle baş başa bir cehennem.

    pişmansan ve su altına çekip onları bir bir boğup yok edemiyorsan cehenneme kombinenle mutlu olmayı öğrenmek zorundasın.
    1 ...
  30. 266.
  31. cok kotu oldugunun herkesce bilinen duygu. omrumde yalnizca bir kere hissettigim duygudur ayrica. ne sinavlara az hazirlamya, ne birini incilttikten sonra ne de dedigim bir laftan sonra hissetmedim. yalnizca bir kere pisman oldum o da..
    1 ...
  32. 265.
  33. şu an köküne kadar hissettiğim duygu. kafasızlığımdan, salt inadımdan, kararsızlığımdan, önyargılarımdan hayatımın fırsatını kaçırdım. kader diyorum, böyle olması gerekiyormuş diyorum, yaradan böyle olmasını istedi diyorum. olmuyor, teselli etmiyor hiçbirşey. onca insana kafa tuttum, bir ben biliyordum ya doğruyu. olmadı işte olmadı arkadaş. hiçbirşey bu kadar güzel ayarlanamazdı. olmadı ama, olmadı...
    0 ...
  34. 264.
  35. 263.
  36. allah tattırmasın denilen olaydır. ayrıca hiç tatmadığım olaydır.
    0 ...
  37. 262.
  38. yüzyıllarca yaşayacak olan bir ağacın tohumlarını; avuçlarınız vasıtasıyla içinize serpmek gibidir. bir kez düştünüz mü kaçarı yoktur. tohum fidan olur, küçüktür ama büyüyeceğinin sinyallerini verir adeta. büyüdükçe nefesiniz daralır, kesintiye uğrar umarsız kahkahalarınız. bir daha eskisi gibi olmayacağını bilerek uyanırsınız her güne. gece oldukça içinize sanki karanlığın kendisi gibi çöker pişmanlık. kurtuluşu mu? yoktur.
    0 ...
  39. 261.
  40. Kararsızlık yapılan en büyük pişmanlıktır.
    0 ...
  41. 260.
  42. sevilen bir müzik grubunu ya da herhangi bir parçayı gelip geçici kişilerle paylaşmak. sonrasında o müziği ve müzik grubunu her dinlediğinizde aklınıza o gelir ve bu dehlizde boğulur durursunuz.
    0 ...
  43. 259.
  44. aşık olduğum kızla aynı odada aynı yatakta uyurken ve sevgili iken, öpmeye başlamıştım. ve o da beni.iş çığırından çıkacakken dur demişti ve durmuştum. nihayet sonralardan bir günde; bu kez o çığırından çıkmak istemişti aynı yatakta. bu kez ben dur demiştim. işte dur demeyecektim. bende çıkacaktım sahneye ve bir ömürlük tiyatro izleyecekti güneşliği olmayan pencerem.
    1 ...
  45. 258.
© 2025 uludağ sözlük