"dünya üzerindeki yaşıtlarının yarısı gibi "tanrı var mı yok mu?" sorusunu hiçbir zaman sormamış olan piçler tanrının varolduğunu bilir ancak ona inanmaz. ateistlerin aksine tanrıyı bilir ama tanımazlar. tanrının yarattıklarını hatalı bulurlar. tanrının çalışma tarzını beğenmezler.dolayısıyla o'nunla hiçbir ilişkilerinin olmasını istemezler. tanrının varlığını bilen ancak ona isyan etmiş şeytanla da hiçbir benzerlik ve ilgileri yoktur. çünkü piçler güvenmedikleri tanrıya karşı savaşmazlar. piçler ve tanrı birçok konuda farklı düşünür. ancak piçler bu görüş ayrılığını kine dönüştürecek kadar konuyu önemsemezler. oysa tanrının bu olgunlukta olduğunu düşünmezler ve kendilerinden nefret ettiğini bilirler. ancak tanrının adlarına biçtiği hiçbir cezanın vereceği acının kendilerine ısmarladıklarından daha koyu olamayacağını da bilirler. ayrıca, sadece islam dininde bile doksandokuz adı olan bir varlığın çok kalabalık olduğunu düşünür ve layık oldukları mutlak yalnızlığın tanrının evrenini reddetmekten geçtiğine inanırlar."
altına imzamı atmak istedim.
budur.
başka söze gerek yok.
tek kanallı dönemde öyle miydi ya? hemen her türk filminde geçerdi bu kelime. maallenin çocukları sezercik'in çevresinde toplanır ve bir ağızdan tempo tutarlardı:
- piiiç piiiç baaban kim, piiiç piiiç baaban kim!
oysa sezercik piç değildi. sadece babası annesini bir konuda yanlış anlayıp terketmişti. filmin sonunda da geri dönecekti. hey gidinin efesi bee...
nerede bu kelime artık. duymak istiyoruz filmlerde onu. rütük yaran ne olum!
ilk sözlük anlamı; anası ile babası arasında evlilik bağı olmadan dünyaya gelen çocuk, haramzade, veledizinadır. diğer bir sözlük anlamı ise, babası belli olmayan çocuktur.
Hakan Günday'ın romanıdır. kitap elime yeni ulaştı. daha kapağını bile açmadım ama kitabın arkasındaki yazı sayesinde hayranlıkla okuyacağıma eminim.
Piçlerin çocukları olmaz.
Piçler, aşık oldukları kadınların kendilerini kurtaracaklarını düşünür. Oysa hiçbir kadın dünyaya bir piçi kurtarmak için gelmemiştir. Piçlere sır verilebilir. Ölümleriyle son bulan sırdaşlıkları vardır. Piçlerin cinsel hayatı düzensizdir. Piçlerin bedenleri ve akılları, diğer insanlarınkilerin aksine nasırlaşmaz. Onların nasırlaşan tek yerleri ruhlarıdır. Piçler sadece kendi aşklarına saygı duyarlar. En yakın dostlarının kadınlarına dil ve el uzatabilirler. Bu durumda piç tabii ki suçlu, ancak piçlik meşrudur. Piçler düzensiz hayatlarında düzenli olarak içki içerler. Belli sayıdaki kadehten sonra sarhoş olup sızarlar. Sızdıkları yerin adı huzurdur.
Piçlerin babalarıyla olan ilişkileri mezar taşı kadar soğuk, yeni dökülmüş kan kadar sıcaktır. Piçler insan öldüremedikleri, ağır suçlar işleyemedikleri, korkak ve hain oldukları için yaşadıkları yerleri zorunlu kalmadıkça terk edemezler.
Piçin davranış ve tercihlerini sadece bir başka piç kabul edilebilir olarak değerlendirir ve "Neden?" diye sormaz. "Neden" sorusu piçliği yok eder.
"Piçler açtı. Piçler kirliydi. Ter, toz ve çamur kokuyorlardı. Üşüyorlardı. Ama gülüyorlardı"
Hakan Günday'ın ironi ve gerçeklik dolu kitaplarından biri daha.Gerek anlatımıyla gerek sözükleri kullanışıyla yine her cümleyi saatlerce düşüneek hale getiriyor insanı.
--spoiler--
insanlık, kendini öldüren ilk insan tarafından ihanete uğramıştır. Ancak sadece zamanın lehine işleyen zamanla zekasının katili ve kurbanı olan insan, intihar etmeyi utanç verici bulmuştur. Ölümsüzlüğün, hayatta kalmaktan geçtiğini öğrendiği için varlığında yamanamaz delikler açarak kendine tecavüz etmeyi öğrenmiştir. Böylece insanlığın unutamayacağı ve tanık olabileceği en korkunç gösteri başlamıştır. Kendisini hamile bırakan insan kendisini doğurmuş ve bir tecavüz bebeği olarak atasının bıraktığı yerden ihaneti devralmıştır.
--spoiler--
babası belli olmayan kişilere söylenecek hitap cümlesi. ayrıca bazı durumlarda alakasız yerlerde de kullanılabilir.
(bkz: piçe bak sırf beni sinir ediyor)
peyk'in 2011 çıkışlı içimdeki iz albümünden enteresan sözlere sahip bir şarkısı. sözleride şöyle;
melodi piç, ritmim piç, bimecal
akoru piç, düzeni piç, lalettayin
aklımda kaldı, dile yapıştı bi kere
hayır! hayır! niye söylüyorum ki şarkıyı
hayır! hayır! hayır!
kime söylüyorum ki şarkıyı
insanım ben de
biraz duygulansam, hatalar yapar
kendime söver sayarım
insanım ben de
biraz yaralansam, hatalar yapar
kendime söver sayarım
dırım dırım dırım
bu alem piç, bu devran piç
maalesef
bu şarkı piç, melodi piç, bimecal
kendime kızdım, herkesi kırdım yok yere
hayır! hayır! niye söylüyorum ki şarkıyı
hayır! hayır! hayır!
kime söylüyorum ki şarkı...
--spoiler--
bir gün hırsız ile pic arkadaş olur beraber yemeğe giderler.
hırsız piçe: "bana p...içliği öğretir misin?"der. piç de: "sen bana hırsızlığı öğretirsen öğretirim"der. hırsız yandaki adamın cüzdanını çalar ve: "işte böyle şimdi sen bana piçliği öğret" der. piç de: "amca bu senin cüzdanını çaldı" der.
--spoiler--
bugün pasajda arayıp arayıp çok sonra bulduğum, kitapçılara "şey ben bi kitap arıyorum. adı şey.. piç var mı?" diye sorarken ağzımı burnumu kıracaklarından korktuğum, hülasa okunmaya değer olduğunu düşündüğüm bir kitaptır.
*türkçe'deki kelimelerin ilk anlamlarının pek de geçerli olmadığı bir yüzyılda piçler, babaları bilinmeyenler değil, babalarına ihanet edenlerdir.
*piçlerin değerleri, sahip oldukları ancak kullanmadıkları fırsatlarla yeteneklerin niteliğine ve niceliğine göre belirlenir. insanın hayatında boşa harcadıklarının sayısı ve kalitesi çoğaldıkça piçliğin saflığı da artar.
gibi daha bir çok farklı açıdan piçleri anlatan hakan günday romanı. merakla okuyoruz efenim.
basit değildir! bir lise talebesinin hatta ve hatta bir üniversite talebesinin tanımladığı bir serserilik biçimi değildir. anlatması bir roman olur ve olmuşta zaten. piç- hakan günday.